11. Ceza Dairesi 2016/12881 E. , 2019/3469 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Red
...... Grup Başkanlığı (2) Nolu Rapor Değerlendirme Komisyonunun 08.11.2012 tarihli 203 sayılı mütalaasında, sanığın 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediği ve sahte fatura kullandığı belirtilmesine rağmen, UYAP sorgulaması ve dosya kapsamından sanık hakkında “2009 takvim yılında sahte fatura kullanma” suçundan kamu davası açıldığının tespit edilememesi karşısında, bu suç yönünden Cumhuriyet Başsavcılığınca ayrıca işlem yapılması mümkün görülmüştür.
A-Sanık hakkında “2009 yılında sahte fatura düzenleme” suçundan açılan davanın mükerrer olduğu gerekçesi ile verilen ret hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesi:
Sanık hakkında aynı mükellefiyeti ile ilgili olarak 11/10/2012 tarih ve 2012-A-431/ 35 numaralı Vergi Tekniği Raporu ve 39 ile 43 sayılı Vergi Suçu Raporları eklenerek verilen dava şartı olan 08.11.2012 tarihli komisyon mütalaasına uygun olarak düzenlenen 28.11.2012 tarihli 2012/23369 E. sayılı iddianame ile sanık hakkında, “2009 yılında sahte fatura düzenleme” suçundan dava açılmış, ...... 11.Asliye Ceza Mahkemesi 2012/1095 E. ve 2014/295 K. sayılı dosyasında sanığın mahkûmiyeti yönündeki hüküm Dairemizin 2018/6802 E. sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından, mükerrer açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK"nin 223/7. maddesi uyarınca reddolunması gerektiği gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılan kurum vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
B-Sanık hakkında “2010 yılında sahte fatura düzenleme” suçundan açılan davanın mükerrer olduğu gerekçesi ile verilen ret hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesi:
Sanığın 2010 yılında gerçek hizmet alım satımına dayanmayan sahte faturalar düzenlediğinin iddia edildiği davada; vergi raporlarında, muhtelif firmalara 179.393,66 TL tutarında 34 adet sahte fatura düzenleyen sanığın, mal alımlarını da sahte fatura düzenleyicisi oldukları yönünde tespitler bulunan firmalardan yaptığı, mal alışlarına dair faturaların %84 gibi yüksek oranda sahte olduğu hatta bu firmaların terkin tarihlerinden sonra dahi mükellefe fatura düzenledikleri haliyle alınmayan malın satılmasının mümkün olmayacağı tespitlerinde bulunulması; sanığın savunmasında; “ 2009-2010 yıllarında iş yerim açıktı ancak kendim il dışında çalışıyordum...işlerimle ...... ilgileniyordu, 2-3 yıldır kendisi ile görüşmüyorum nerde olduğunu ve diğer kimlik bilgilerini bilmiyorum.” demesi, vergi denetmenindeki ifadesinde de, “...faturaları düzenleyen kişileri tanımıyorum. Nerede faaliyet gösterdiklerini de bilmiyorum. Bu firmalardan emtia alıp almadığımı da hatırlamıyorum. Ancak benim faaliyetim küçük çaplı olduğundan, söz konusu faturalarda belirtilen tutarlarda emtiayı alıp satmış olmam da mümkün bulunmamaktadır. Dolayısıyla bana ait faturalardaki emtiaların da tarafımca satılmış olması mümkün bulunmamaktadır. Söz konusu alış ve satış faturaları benim bilgim dışında arkadaşlarımca alınmış ve düzenlenmiştir. Fatura bedellerine ilişkin ödeme ve tahsildarla ilgili olarak elimde herhangi bir belge bulunmamaktadır...” diyerek ikrar içeren beyanlarda bulunması ve ancak ...... hakkında bilgi vermemesi, ticaretin gerçek olduğu yönünde sevk irsaliyesi, ödeme yada tahsilat makbuzu gibi savunmayı destekleyecek bilgi -belge sunmaması karşısında, mükellef sanığın düzenlediği faturaların bir mal satışı veya hizmet ifası karşılığında düzenlenmiş belge olarak kabul edilmesinin mümkün olmayacağı anlaşıldığından tüm unsurları itibarıyla oluşup sübuta eren, “2010 yılında sahte fatura düzenleme” suçundan mahkûmiyeti yerine, düzenlenen 28.11.2012 tarihli 2012/23312 E. sayılı iddianame ile sanık hakkında, “2010 yılında sahte fatura kullanma” suçundan açılan davanın ...... 10.Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/1142 E. ve 2013/145 K. sayılı dosyasıyla yapılan yargılaması sonunda, sanığın atılı suçtan mahkûmiyetine hükmedildiği; temyize konu davada ise, “ 2010 yılında sahte fatura düzenleme” suçundan dava açıldığı ve 5271 sayılı CMK"nin 225. maddesi uyarınca da hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiilden ibaret olduğu; her iki davanın konularının farklı olduğu halde davanın mükerrer açıldığı gerekçesi ile davanın reddi yönünde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz talebi bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 03.04.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.