MAHKEMESİ : ...... Mahkemesi

Davacı, ... kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve ... tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istem...tir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar verm...tir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, ...in gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

K A R A R

1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz kapsamı ve temyiz nedenlerine göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilm...tir.
2- Dava sigortalının ... kazasından maluliyeti nedeniyle maddi ve ... zararlarının giderilmesi istemine il...kindir.
Mahkemece davacı lehine 6.899,85 TL maddi ve 10.000 TL ... tazminatın olay tarihi olan 20/11/2003 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalının mirasçılarından alınarak davacıya verilmesine karar verilm...tir.
Dosya kapsamına göre davacı sigortalının, davalıya ait ...yerinde elektirik tesisat ustası olarak çalışırken 20/11/2003 tarihinde ... ... yeri açmaya çalıştığı sırada üzerinde bulunduğu iskeleden düşmesi neticesinde %3 oranında malul kaldığı, ... kazasının gerçekleşmesinde davacının %20 oranında müterafik kusuurnun bulunduğu, hüme esas alınan 11/11/2015 tarihli hesap ek raporunda hesabın ücret yönünden seçenekli olarak yapıldığı, davacının iddiasına göre asgari ücretin 6,7 katı üzerinden ve asgari ücret üzerinden hesap yapıldığı, davacı vekili tarafından süresi içerisinde 21/11/2013 tarihinde yapılan ıslah ile maddi tazminat alacağı 57.000 TL’ye ıslah edildiği, mahkemece asgari ücret üzerinden yapılan hesap dikkate alınarak 6.899,85 TL maddi tazminata hükmedildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında uyuşmazlığın maddi tazminatın tespitine esas alınacak ücret noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
... kazası sonucu maluliyete dayalı maddi tazminatının hesaplanmasında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman ... sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Öte yandan, gerçek ücretin ise; ...çinin kıdemi ve yaptığı ...in özelliği ve niteliğine göre ...çiye ödenmesi gereken ücret olduğu, ...yeri veya sigorta kayıtlarına geçm... ücret olmadığı Yargıtay’ın yerleşm... görüşlerindendir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır.
Somut olayda, hakkaniyete uygun maddi tazminatın tespiti açısından, davacının yaşı yaptığı ... ve elektirik tesisat ustalığındaki kıdemi dikkate alınarak, ... Bakanlığı birim fiyatları, ... verileri ile ...in yapıldığı yerdeki meslek odalarından ücret araştırması yapılması gerekirken, asgari ücret düzeyindeki az ücret üzerinden yapılan hesabın hükme esas alınması hatalı olmuştur.
O halde Mahkemece yapılacak ..., davacının hesaba esas ücretinin tespiti açısından yukarıda açıklanan şekilde araştırma yapmak, taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış hakları gözeterek davacının maddi tazminat alacağını belirlemekten ibarettir.
3- ... tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, bilindiği üzere gerek mülga B.K"nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak ... zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda ... huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna il...kin zararın karşılanmasını da amaç edinmem...tir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay... Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak ... tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilm...tir. Bunlar her olaya göre değ...ebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ... koşulları, tarafların sosyal ve ... durumlarını, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın ...verenin ...çi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gel...en hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda ... tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.
Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı lehine hükmedilen 10.000 TL, ... tazminatın fazla olduğu ortadadır.
O halde Mahkemece yapılacak ..., davacı lehine takdir edilen ... tazminatın fazla olduğu değerlendirilerek hakkaniyete uygun bir ... tazminata hükmetmekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 09/04/2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Dava sigortalının ... kazasından maluliyeti nedeniyle maddi ve ... zararlarının giderilmesi istemine il...kindir.
Mahkemece davacı lehine 6.899,85 TL maddi ve 10.000 TL ... tazminatın olay tarihi olan 20.11.2003 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalının mirasçılarından alınarak davacıya verilmesine karar verilm...tir.
Dosya kapsamına göre davacı sigortalının, davalıya ait ...yerinde ... tesisat ustası olarak çalışırken 20.11.2003 tarihinde ... ... yeri açmaya çalıştığı sırada üzerinde bulunduğu iskeleden düşmesi neticesinde % 3 oranında malul kaldığı, ... kazasının gerçekleşmesinde davacının % 20 oranında müterafik kusurunun bulunduğu, hükme esas alınan 11.11.2015 tarihli hesap ek raporunda hesabın ücret yönünden seçenekli olarak yapıldığı, davacının iddiasına göre asgari ücretin 6,7 katı üzerinden ve asgari ücret üzerinden hesap yapıldığı, davacı vekili tarafından süresi içerisinde 21.11.2013 tarihinde yapılan ıslah ile maddi tazminat alacağı 57.000 TL’ye ıslah edildiği, mahkemece asgari ücret üzerinden yapılan hesap dikkate alınarak 6.899,85 TL maddi tazminata hükmedildiği anlaşılmıştır.
Yüksek Özel Daire Çoğunluğu aşağıdaki gerekçelerle ilk derece mahkemesi kararını bozmuştur.
""... kazası sonucu maluliyete dayalı maddi tazminatının hesaplanmasında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman ... sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Öte yandan, gerçek ücretin ise; ...çinin kıdemi ve yaptığı ...in özelliği ve niteliğine göre ...çiye ödenmesi gereken ücret olduğu, ...yeri veya sigorta kayıtlarına geçm... ücret olmadığı Yargıtay’ın yerleşm... görüşlerindendir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır.
Somut olayda, hakkaniyete uygun maddi tazminatın tespiti açısından, davacının yaşı yaptığı ... ve ... tesisat ustalığındaki kıdemi dikkate alınarak, ... Bakanlığı birim fiyatları, ... verileri ile ...in yapıldığı yerdeki meslek odalarından ücret araştırması yapılması gerekirken, asgari ücret düzeyindeki az ücret üzerinden yapılan hesabın hükme esas alınması hatalı olmuştur.
O halde Mahkemece yapılacak ..., davacının hesaba esas ücretinin tespiti açısından yukarıda açıklanan şekilde araştırma yapmak, taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış hakları gözeterek davacının maddi tazminat alacağını belirlemekten ibarettir.
... tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, bilindiği üzere gerek mülga B.K" nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’ nun 56. maddesi hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak ... zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda ... huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna il...kin zararın karşılanmasını da amaç edinmem...tir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay... Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak ... tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilm...tir. Bunlar her olaya göre değ...ebileceğinden hâkim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hâkimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ... koşulları, tarafların sosyal ve ... durumlarını, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın ...verenin ...çi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gel...en hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda ... tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.
Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı lehine hükmedilen 10.000 TL, ... tazminatın fazla olduğu ortadadır.
O halde Mahkemece yapılacak ..., davacı lehine takdir edilen ... tazminatın fazla olduğu değerlendirilerek hakkaniyete uygun bir ... tazminata hükmetmekten ibarettir"".
Yüksek Özel Dairenin, maddi tazminatın belirlenmesi ile ilgili bozma düşüncesine aşağıdaki nedenlerden ötürü katılmıyoruz.
Davacı vekili, maddi tazminat talebini ıslah yoluyla arttırmıştır. Davalı vekili bu talebe karşılık süresi içersinde zamanaşımı definde bulunmuştur. Ancak ilk derece mahkemesi zamanaşımı savunmasına itibar etmem...tir. Davalı vekili de bu savunmasını temyiz incelemesine getirm...tir.
Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır.
Zamanaşımı; alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden, dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade etmektedir. Zamanaşımına il...kin düzenlemelerin temelinde; iddia edilen alacağın aradan uzun zaman geçm... olmasına rağmen kullanılmaması karşısında borçlunun oldukça uzak geçm...te kalan bir borçtan doğabilecek ihtilaflara karşı korunması, kendi alacağına karşı uzun süre kayıtsız kalan kimsenin bu hakkının artık korunmaya layık olmadığını kabul etm... sayılması yatmaktadır.
Uyuşmazlık bu tür davalarda gerek yürürlükten kalkan 818 sayılı Borçlar Kanununun 125. maddesi ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı yasanın 146. maddesi gereğince uygulanmakta olan 10 yıllık zaman aşımı süresinin hangi tarihte başlatılması gerektiği, giderek davanın zaman aşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.
Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek, zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bir dava açma ve davanın gerekçelerini göstermeye elver...li bütün hal ve şartları öğrenm... olması demektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zarar, ancak bakım ve tedavi sonucunda düzenlenen hekim raporuyla belirli bir açıklığa kavuşur. Bedensel zararın gel...im, gösterdiği durumlarda zamanaşımına başlangıç olarak hastalık seyrinin yani gel...imin tamamlandığı tarihin esas alınması gerekir.
Mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun (BK) “haksız ...lemlerden doğan borçlar” ı düzenleyen 41. maddesinde haksız fiil; “Gerek kasten, gerek ihmal ve kayıtsızlık yahut tedbirsizlik ile haksız surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mecburdur’’ şeklinde tanımlanmıştır.
Buna göre, haksız fiil; hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar verilmesidir.
Haksız fiilden söz edilebilmesi için, şu dört unsurun birlikte bulunması zorunludur: Öncelikle ortada hukuka aykırı bir fiil bulunmalıdır. İkinci unsur, fiili ...leyenin kusurudur. Üçüncü olarak, kusurlu şekilde ...lenen ve hukuka aykırı olan bu fiil nedeniyle bir zarar doğmalıdır. Nihayet, doğan zarar ile hukuka aykırı fiil arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. Bu unsurların tümünün bir arada bulunmadığı, bir veya birkaç unsurun eksik olduğu durumlarda, haksız fiilin varlığından söz edilemez.
Öte yandan, özel hukukta teknik bir kavram olan zamanaşımı, bir hakkın kazanılmasında veya kaybedilmesinde kanunun kabul etm... olduğu sürenin tükenmesi anlamına gelmektedir.
818 sayılı Borçlar Kanununun (BK) 125 - 140" ncı maddeleri arasında düzenlenen zamanaşımı, hakkın ileri sürülmesini engelleyici nitelikte olup, alacak hakkı alacaklı tarafından, yasanın öngördüğü süre ve koşullar içinde talep edilmediğinde etkin bir hukuki himayeden, başka bir dey...le, dava yoluyla elde edilebilme olanağından yoksun bırakılmaktadır. Zamanaşımına uğrayan alacağın tahsili hususunda Devlet kendi gücünü kullanmaktan vazgeçmekte, böylece söz konusu alacağın ödenip ödenmemesi keyfiyeti borçlunun iradesine bırakılmaktadır. Şu halde zamanaşımına uğrayan alacak ortadan kalkmamakla beraber, artık doğal bir borç (Obligatio naturalis) haline gelmektedir. Ancak belirtmek gerekir ki, alacağın salt zamanaşımına uğramış olması, onun eksik bir borca dönüşmesi için yeterli değildir; bunun için borçlunun, kendisine karşı açılmış olan alacak davasında alacaklıya yönelik bir defi de bulunması gerekir (HGK’ nun 05.05.2010 gün ve E: 2010/8 - 231, K: 255; 09.10.2013 gün ve E: 2013/4 - 36, K: 2013/1457 sayılı ilamları).
...veren yönünden akdi sorumluluk gereği uygulanacak olan zamanaşımı hükmü mülga 818 sayılı BK. 125 ile bu Kanunu yürürlükten kaldıran 6098 sayılı TBK’ nun 146. maddesidir ve bu madde hükümlerine göre zamanaşımı süresi 10 yıldır. Bu süre, cismani yaralanmada gel...en bir durum yoksa ... kazalarında olay tarihinden, meslek hastalıklarında ise hastalığı tespit eden rapor tarihinden itibaren ...lemeye başlayacaktır. Yine meslek hastalığı ilerlem... ise fark maluliyetten doğan zarar için bu süre fark maluliyetin tespiti tarihinden itibaren başlayacaktır.
Bilindiği üzere, bazı hallerde, gerek zararı doğuran eylem veya ...lemin ne olduğu ve kim tarafından gerçekleştirildiği ve gerekse, zararın kapsam ve miktarı aynı anda ve tam bir açıklıkla belirlenebilir. Böyle durumlarda, zarar görenin, uğradığı zararın varlığını, zarar verenin kim olduğunu, kapsam ve miktarının neden ibaret bulunduğunu öğrendiği andan itibaren, zarar verenden bunun tazminini isteme hakkının doğacağı ve bu hakkına il...kin yasal zamanaşımı süresinin de o tarihte başlayacağı açıktır. Bu bağlamda herhangi bir eylemden doğan zararın tümü bir birlik teşkil eder, birbiriyle ilgisi olmayan bağımsız zararların bir toplamı olarak görünmez; dolayısıyla, zararın kapsamı ve tutarının belli olmaması, zamanaşımının başlamasına engel oluşturmaz. Başka bir ifadeyle, zararın öğrenilmesi, onun kapsamının değil, varlığının öğrenilmesi anlamındadır, zararın varlığı, niteliği ve esaslı unsurları hakkında bir dava açmaya, o davayı ciddi ve objektif bir şekilde desteklemeye, gerekçelerini göstermeye elver...li yeterli hal ve şartların öğrenilmesi, zararın öğrenilm... sayılması için yeterlidir.
Buna karşılık, ortaya çıkan zarar, kendi özel yapısı içerisinde, sonradan değ...me eğilimi gösteriyor, kısaca, zararı doğuran eylem veya ...lemin doğurduğu sonuçlarda (zararın nitelik veya kapsamında) bir değ...iklik ortaya çıkıyor ise, artık, “gel...en durum” ve dolayısıyla, gel...en bu durumun zararın nitelik ve kapsamı üzerinde ortaya çıkardığı değ...iklikler (zarardaki değ...me) söz konusu olacaktır. Böyle hallerde, zararın kapsamını belirleyecek husus, gel...mekte olan bu durumdur ve bu gel...me sona ermedikçe zarar henüz tamamen gerçekleşm... olamayacağı için zamanaşımı süresi bu gel...en durumun durduğunun veya ortadan kalktığının öğrenilmesiyle birlikte ...lemeye başlayacaktır.
Önemle belirtilmelidir ki, burada sözü edilen “gel...en durum” kavramı, uygulamada çoğu kez yanlış anlaşıldığı şekilde, doğan zararın kapsamının zarar görence tam olarak öğrenilmesinin herhangi bir nedenle geciktiği (Örneğin, buna il...kin bilirk...i raporunun geç alındığı) durumlara il...kin olan, böylesi bir durumu ifade eden bir kavram değildir. Başka bir anlatımla, gel...en durum kavramı, salt zarar doğuran ...lem ya da eylemin sonuçlarının gel...mesini ve bu nedenle zarar görenin bu konularda bilgi sahibi olabilmesinin zorunlu olarak bu gel...menin tamamlanacağı ana kadar gecikmesini ifade eder (Hukuk Genel Kurulu"nun 06.11.2002 gün ve 2002/4 - 882 E., 2002/874 K. sayılı kararı).
Bu açıklamalar doğrultusunda somut olaya dönüldüğünde; gel...en bir durumun ya da müstakbel (gerçekleşecek - gelecek) bir zararın söz konusu olmadığı tüm dosya içeriğinden ve özellikle davacının maluliyetine il...kin rapor ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır.
818 sayılı Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmüne göre, “Bu Kanunda başka bir suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava on senelik müruruzamana tabidir"". Borçlar Kanununda, ... kazaları ve meslek hastalıklarından kaynaklanan tazminatın zamanaşımına il...kin özel bir düzenleme mevcut olmadığından, ...veren yönünden zamanaşımı 818 sayılı mülga Borçlar Kanununun 125. maddesi gereğince 10 yıldır.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı yeni Türk Borçlar Kanununun 146. maddesine göre; ""Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir"".
Bu maddeye göre de zamanaşımı süresi 10 yıl olarak korunmuştur.
Dava konusu olayda ... kazası 20.11.2003 tarihinde gerçekleşm...tir. Davacı vekilinin ıslah dilekçesinde herhangi bir havale kaydı bulunmamaktadır. Islah harcı ise 21.11.2013 tarihinde yapılmıştır.
Derdest bir davada, yargılama sırasında sürelerin ne şekilde hesaplanacağı sorunu bir usul sorunudur. Süreler konusu Hukuk Muhakemeleri Kanununda açıkça düzenlenm...tir.
HMK. m. 90" a göre; ""(1) Süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez.
(2) Hâkim, kendisinin tespit ettiği süreleri, haklı sebeplerle artırabilir veya eksiltebilir; gerekli gördüğü takdirde, bu konudaki kararından önce tarafları da dinler"".
HMK. m. 91" e göre; ""(1) Süreler, taraflara tebliğ tarihinden veya kanunda öngörülen hâllerde, tefhim tarihinden itibaren ...lemeye başlar"".
""Sürelerin Bitimi"" kenar başlıklı HMK. m. 92" ye göre; "" (1) Süreler gün olarak belirlenm... ise tebliğ veya tefhim edildiği gün hesaba katılmaz ve süre son günün tatil saatinde biter.
(2) Süre; hafta, ay veya yıl olarak belirlenm... ise başladığı güne son hafta, ay veya yıl içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde biter. Sürenin bittiği ayda, başladığı güne karşılık gelen bir gün yoksa süre bu ayın son günü tatil saatinde biter"".
HMK. m. 93" göre ise; ""(1) Resmî tatil günleri, süreye dâhildir. Sürenin son gününün resmî tatil gününe rastlaması hâlinde, süre tatili takip eden ilk ... günü çalışma saati sonunda biter"".
Somut olayda ... kazası 20.11.2003 tarihinde gerçekleşm... olup, ıslah ise 21.11.2013 tarihinde yapılmıştır. 818 sayılı BK. m. 125 ile bunu ilga eden TBK m. 146 zamanaşımı süresini yıl olarak belirlem...tir.
HMK m. 91/2. Fıkrasının birinci cümlesine göre; süre; hafta, ay veya yıl olarak belirlenm... ise başladığı güne son hafta, ay veya yıl içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde biter.
Buna göre, somut olayda, ... kazası 20.11.2003 tarihinde gerçekleştiğine göre, ıslahında en son 20.11.2013 tarihinde yapılması gerekecektir. Islahın yapıldığı tarih olan 21.11.2013 tarihi ise tatil günü olmadığından, HMK. m. 93" ün uygulama olanağı da bulunmamaktadır.
Tüm yukarıda açıklanan gerekçeye göre, davacının maddi tazminat talebinin ıslahla istenen kısmı zamanaşımı savunmasına uğramıştır. Mahkemece bu zamanaşımı savunmasına değer verilip maddi tazminatın ıslahla istenen kısmının reddine karar verilmesi gerekmektedir. Ancak Yüksek Özel Daire de temyize getirilen zamanaşımı savunmasına değer vermediğinden, sayın çoğunluğun bozma ilamımın maddi tazminatla ilgili hükmüne katılmıyoruz. 09.04.2018