21. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/18079 Karar No: 2018/3459 Karar Tarihi: 09.04.2018
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/18079 Esas 2018/3459 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2016/18079 E. , 2018/3459 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ...İş Mahkemesi
Davacı, ...sonucu maluliyetinden doğan ...ın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle, ... davasının kısmen kabulüne, 16.000,00TL ...ın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve davacı vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20/02/2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... Çıvgın geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek bırakılan gün de düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, taraf vekillerinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının taraflara yükletilmesine, 09/04/2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
Davacı dava dilekçesinde açıkça, ...işgöremezliği nedeniyle 1.000. TL maddi ...n tahsili ile birlikte maddi tazminat tutarının da tesbitini istemiştir. Mahkemece zarar miktarı belirlendikten sonra, davacının talebi olmadan ıslah yapacak ise iki hafta kesin süre vermiştir. Mahkemenin ıslah talebi olmadan kendiliğinden iki hafta kesin süre vermesi usul ve Yasaya aykırıdır. Zira kimse dava açmaya ve dolayısıyla ıslah yapmaya zorlanamaz. Mahkeme 10.Hukuk Dairesi"nin bir kararından hareketle davacının tüm ... eda davası ile isteyebileceğini ancak aynı alacağı bölüp bir kısmının kısmi eda bir kısmının tesbit davası olarak açamayacağını gerekçe göstermiştir. Gerekçede; alacağın hesap raporu ile belirlendiği hallerde artık aynı alacağın bir kısmının eda, bir kısmının tesbit davası olarak sonuçlandırılamayacağından söz edilmiştir. HMK 107/2 maddesi hükmüne göre; kısmi eda davasının açılabileceği hallerde tesbit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir. ... Komisyonu madde gerekçesinde de kısmi eda davası ile birlikte tesbit davası açılabileceğinden söz etmiştir. Mahkemenin kısmi eda ve tesbit davası birlikte açılamaz gerekçesi ile hüküm kurması hatalı olması nedeniyle hükmün bozulması gerektiği gibi tesbit davası konusunda olumlu veya olumsuz bir karar vermemesi de bozma nedenidir. Açıkladığımız gerekçelerle; Mahkeme, tesbit davası konusunda hüküm kurmadığı gibi hükmün gerekçesinde tesbit isteğinin usulden reddine yer verilmiş olması hatalı olduğundan hüküm bozulmalıdır. Yukarıdaki nedenlerle çoğunluğun onama görüşüne katılamıyoruz.