9. Hukuk Dairesi 2012/4891 E. , 2012/3111 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA :Davacı vekili, davacının...4. İş Mahkemesinin 2011/1 Esas, 2011/239 karar sayılı ilamı ile işçilik alacaklarının belirlendiğini, borçlu şirketin borcu ödemekten kaçınmaya çalışmasından dolayı alacaklarının tahsilinin tehlike altında olduğunu, alacağın tahsili için borçlunun borca yetecek kadar taşınır ve taşınmaz malları ile 3. kişideki hak ve alacaklarına İİK.’nun 257. Maddesi uyarınca ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini istemiştir.
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, işçilik alacaklarının kesinleşmeyen karara dayandığı, işçi alacağı olması ve ilama dayanması nedeni ile teminat olmaksızın istemin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilinin tehiri icra kararı için icra dosyasına teminat mektubu koyduklarını, alacağın tamamının garanti altında olduğu ve ihtiyati haczin kaldırılması istemi ile yaptığı itiraz üzerine duruşmalı olarak yapılan yargılama sonunda, takibe konu alacağın teminat altına alındığı gerekçesi ile İİK.’nun 259/2 maddesi uyarınca itirazın kabulüne ve ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili, ihtiyati haciz kararının kaldırılması kararını 6100 sayılı HMK,un geçici 3/1 maddesi uyarınca süresinde kanun yoluna getirmiş olup, Dairemizin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341, geçici 3 ve İcra İflas Kanunu’nun 265/son maddeleri uyarınca kanun yoluna tabi ihtiyati haczin kaldırılması kararını denetleme görevi olduğu anlaşılmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
İcra İflas Kanunu’nun 257. Maddesine göre “Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa veya borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir”. Aynı kanunun takip eden 258. Maddesinde ise, “ihtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verileceği, alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecbur olduğu belirtilmiş, 265 maddesinde de “borçlunun kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebileceği, itiraz
üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği, Bölge adliye mahkemesinin bu başvuruyu öncelikle inceleyeceği ve verdiği kararın kesin olduğu” düzenlenmiştir.
İhtiyati haciz kararı vermede yetkili ve görevli mahkeme İcra ve İflas Kanunu’nun 50. maddesinde düzelenmiş olup buna göre “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur”.
Dava tarihinde yürürlükte ve kıyasen uygulanacak olan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ise 290. maddesinde ise açıkça “İhtiyati tedbirin, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edileceği” belirtilmiştir.
Keza, İİK.nun 266. Maddesi uyarınca “Borçlu, para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya esham yahut tahvilat depo etmek veya taşınmaz rehin yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartı ile ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkemeden isteyebilir. Takibe başlandıktan sonra bu yetki, icra mahkemesine geçer”.
İcra Hakimliğinin görevi, talebin İİK.nun 266. maddesinde yazılı olan ihtiyati haczin teminat karşılığında kaldırılmasına yönelik olması halinde ve takibe başlanmasından sonra ileri sürülmesi haline münhasırdır.
Dosya içeriğine göre davacı vekili, davalı borçlu işverenin taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına davacının kesinleşmeyen işçilik alacaklarının belirlenen miktarı kadar ihtiyati haciz konmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece bu istek kabul edilmiştir. Ancak ihtiyati haciz isteyen davacı işçi vekili aracılığı ile itiraz eden davalı işveren aleyhine 05.10.2011 tarihinde icra takibine başlamış ve 12.10.2011 tarihinde de alınan ihtiyati haciz kararının uygulanmasını talep etmiştir.
İtiraz eden davalı işveren vekili, icra takibi aşamasında, icra dosyasına teminat koyduklarını belirterek ihtiyati haczin kaldırılmasını istemiştir.
İtiraz İİK.nun 266. maddesinde yazılı olan ihtiyati haczin teminat karşılığında kaldırılmasına yönelik olup, takibe başlanmasından sonra ileri sürüldüğünden, yetkili ve görevli mahkeme anılan madde uyarınca İcra Hukuk Mahkemesi’dir.
Mahkemece itirazın kaldırılmasına yönelik uyuşmazlığı çözümlenmesi için dosyanın yetkili ve görevli...İcra Mahkemesine gönderilmesi gerekirken, görevsizlik kararı yerine yazılı şekilde ihtiyati haczin kararının kaldırılmasına karar vermesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 13.02.2012 tarihinde İİK.’nun 265. Maddesi uyarınca kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.