3. Hukuk Dairesi 2017/7399 E. , 2019/3348 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; mülkiyeti davacı şirkete ait dorse cinsi aracın 13/04/2008 başlangıç, 13/09/2008 bitiş tarihli kira sözleşmesiyle davalı şirkete kiraya verildiğini, diğer davalının ise şirket nam ve hesabına hareket ettiğini, aracın eksiksiz olarak davalı şirkete teslim edilmiş olmasına rağmen sözleşme süresi sonunda, 05/09/2008 tarihinde hasarlı olarak tarafına teslim edildiğini ve bu hususun tutanak ile tespit edildiğini, bahse konu hasar ve eksiklikler yönünden taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığını, ancak onarım giderlerinin ve ödeme tarihinin belirlenmesi hususunda davalı şirket yetkilileri ile aralarında görüşme gerçekleştirildiğini, görüşmelerden bir sonuç alınamayınca aracın tamire verildiğini, araç tamir bedeli olarak 22.420,00 TL ödendiğini, aracın 23 gün tamirde kaldığını, bu süre zarfında da davalı şirketin kusuru sebebiyle zarara uğradığını ileri sürerek; kira sözleşmesi uyarınca araçta meydana gelen hasarın onarımı nedeniyle ödenen 22.420,00 TL ile araç tamirde iken geçen sürede uğranılan zararın tazmini noktasında, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 7.600,00 TL nin teslim tarihi olan 05/09/2008 tarihinden itibaren işleyecek reskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket; mahkemenin yetkisiz olduğunu, sözleşmenin şirketi temsile yetkili kişi tarafından imzalanmadığını, bu sebeple davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, davacı tarafından dosyaya sunulan mail yazışmalarını kabul etmediklerini, yazışmaları yapan kişinin de şirketi temsile yetkili kişi olmadığını, faturanın taraflarına tebliğ edilmediğini, talep edilen onarım bedelinin ve tamir süresinin fahiş olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
Davalı ...; mahkemenin yetkisiz olduğunu, kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, sözleşmeye diğer davalı şirketin icazet verdiğini ve sözleşmeye konu aracın yine davalı şirket tarafından kullanıldığını, davacı şirket ile elektronik ortamda yapılan yazışmalar ile davacının hasar bedeli olarak 15.000,00 TL yi kabul ettiğini, buna rağmen işbu dava ile talep edilen miktarın fahiş olduğunu, davacının iyiniyetli olmadığını, dosyaya sunulan fatura ve hasar tespit tutanağını kabul etmediğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacı şirkete ait dorse cinsi aracın 13/04/2008 ile 13/09/2008 tarihleri arasında davalı şirkete kiraya verildiği, daha sonra ise davacı şirkete iade edildiği, aracın davalı şirket kullanımında hasar gördüğüne dair davacı şirket şoförü Mehmet Öner tarafından düzenlenip imzalanan belge dışında yasal anlamda herhangi bir delilin bulunmadığı, davacı tarafça dosyaya ibraz edilen 06/10/2008 tarihli faturada da sözleşmeye konu kiralanan aracın tadilatına yönelik herhangi bir açıklama bulunmadığı, davacının davasını ispat edemediği; diğer davalı ..."ın ise şirket kaşesini kullanarak sözleşmeyi şirketi temsilen imzaladığı, aracın yine davalı şirket tarafından kullanıldığı, bu sebeple davalı ..."ın sorumluluğuna gidilemeyeceği gerekçesiyle, davalı ..."a yönelik açılan davanın aktif husumet yokluğundan, diğer davalı şirkete karşı açılan davanın ise esastan reddine karar verilmiş ; hüküm, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kiralanan aracın hor kullanılması nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) 6098 sayılı TBK."nın 316/1. maddesi (BK."nın 256.maddesi) hükmü uyarınca, kiracı, kiralananı özenle kullanmak ve aynı kanunun 334. maddesi (BK."nın 266.maddesi) gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Kiracının bu yükümlülüğünün ihlali halinde kiraya veren, bu yüzden uğradığı zarar için giderim isteminde bulunabilir.Ancak kiracı, sözleşmeye uygun olağan kullanım dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp, münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasarlardan sorumludur.
Aynı Yasanın "Kiralananın gözden geçirilmesi ve kiracıya bildirme " başlıklı 335. maddesinde ise ; " Kiraya veren geri verme sırasında kiralananın durumunu gözden geçirmek ve kiracının sorumlu olduğu eksiklikleri ve ayıpları ona hemen yazılı olarak bildirmek zorundadır. Bu bildirim yapılmazsa, kiracı her türlü sorumluluktan kurtulur. Ancak, teslim alma sırasında olağan incelemeyle belirlenemeyecek olan eksikliklerin ve ayıpların varlığı halinde, kiracının sorumluluğu devam eder. Kiraya veren bu tür eksiklikleri ve ayıpları belirlediğinde, kiracıya hemen yazılı olarak bildirmek zorundadır." şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Somut olayda; taraflar arasında 13/04/2008 başlangıç, 13/09/2008 bitiş tarihli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinin 1. maddesinde, kiracının, aracı hasarsız, faal vaziyette, kulis aksesuarları ve ilgili belgeleri ile sağlam teslim aldığı, sözleşmede yazılı gün ve saatte, aynı şekilde aldığı yerde teslim edeceği ; 21. maddesine göre, kiracının, araçların kullanımı sırasında araç malikinden beklenen düzeyde özen göstereceği, koruma ve kollama görevini eksiksiz yerine getireceği; 26. maddesinde ise, kiracının, teslim konusu dorse nedeniyle araçta meydan gelen
zararlar ile 3. şahısların bu sebeple uğradığı her türlü zarardan kusuruna bakılmaksızın doğrudan doğruya sorumlu olacağı kararlaştırılmıştır. Sözleşmeye konu aracın 05/09/2008 tarihinde kiraya verene teslim edildiği tarafların kabulündedir. Aynı tarihli hasar tespit tutanağı ile araçta meydana gelen hasar kalemleri ve eksiklikler tek tek tespit edilmiş olup, davalı şirket şoförü tarafından imza altına alındığı, davalı şirket çalışanları ile elektronik ortamda yapılan 09/09/2008 tarihli yazışma ile kiralananda meydana gelen hasar ve eksikliklerin giderilmesi hususunda, davacı kiraya veren tarafından davalı şirket çalışanına bildirimde bulunulduğu, bu yazışmalardan davalı şirket genel müdürünün de bilgilendirildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda; davacı kiraya verenin, kiralananı gözden geçirme ve kiracıya bildirme yükümlülüğünü makul sürede yerine getirdiği sabit olup, sözleşme maddeleri de dikkate alındığında, kiralanan araçtaki hasarların kiracının kullanımında iken meydana geldiğinin davacı tarafından ispat edildiğinin kabulü gerekir.
Hal böyle olunca, mahkemece; davacı kiraya verenin, davalı kiracıdan kiralananın hor kullanılması nedeniyle tazminat isteminde bulunabileceği nazara alınarak, dosyanın önceki bilirkişi dışında seçilecek konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiye tevdi ile, kiralanan araçta meydana geldiği ileri sürülen hasarların tespiti noktasında, sözleşme hükümleri de göz önünde bulundurularak, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması, olağan kullanım ve hor kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasar ayrımı yapıldıktan sonra, hor kullanıma konu zarar ve hasarların araç teslim tarihi olan 05/09/2008 tarihi itibariyle değerleri tek tek tespit edilip, hor kullanma bedelinden, kullanma süresiyle orantılı olarak yıpranma payının da hesap edilip düşülerek, ayrıca tamir için geçecek süre de belirlenerek, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.