5. Ceza Dairesi 2016/7309 E. , 2018/8956 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tefecilik
HÜKÜM : Davanın reddi
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26/04/2016 gün, 2014/118 Esas ve 2016/208 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, tefecilik suçu ile korunan hukuki yarar ve bu bağlamda suçun topluma karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında, bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerektiği, bu bağlamda TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun, kazanç elde etmek amacıyla borç para verilmesiyle oluşacağı, bunu meslek haline getirmenin suçun unsurları içerisinde yer almadığı, değişik zamanlarda ve/veya farklı kişilere karşı tefecilik eylemini zincirleme olarak işleyen sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulanması icap ettiği, zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günün suç tarihi olduğu, bu itibarla hukuki kesinti oluşturan iddianame tarihinden evvel sanık hakkında dava konusu olsun ya da olmasın tüm eylemlerin teselsülün içerisinde değerlendirilmesi, iddianame tarihinden sonraki eylemlerin ise gerçek içtima hükümleri ve varsa kendi içinde teselsül hükümleri değerlendirilmek suretiyle karara bağlanması gerekeceği nazara alınmadan, öte yandan Ceza Genel Kurulunun 26/01/2016 gün ve 620-36, 02/10/2012 gün ve 472/1798, 17/04/2007 gün ve 325/100 sayılı Kararları ile yerleşik uygulamasına göre, uyma kararının, ara kararı niteliğinde olmayıp, davanın esasını çözümleyen kararlardan olduğu cihetle, bozmaya uymakla, yerel mahkemenin bozma kararında gösterilen esaslara göre işlem yapıp karar verme ödevi doğması karşısında, uyulmasına karar verilen Dairemizin 17/11/2015 gün, 2014/1625 Esas, 2015/16357 Karar sayılı bozma ilamında da belirtildiği üzere; "sanık hakkında 23/07/2010 tarihli iddianameyle açılan kamu davasında 31/05/2010 tarihinde işlediği iddia edilen tefecilik suçundan verilen hükmün temyiz incelemesi için Dairemizin 2013/13256 Esas (2017/430 Esas) sırasında kayıtlı bulunduğu, temyize konu bu dosyadaki suç tarihinin 2007 yılı, iddianame tarihinin ise 26/07/2011 olması ve....dışındaki müştekilerin de farklı olması karşısında, sanığın her iki dosyaya konu eylemlerinin sübutu halinde bir bütün olarak zincirleme tefecilik suçunu oluşturabileceği anlaşılmakla, mümkünse her iki dosyanın birleştirilmesinden, bunun mümkün olmaması durumunda ise bu dosyanın onaylı suretinin eklenmesinden sonra sanığa TCK"nın 241. maddesi gereğince verilecek cezadan aynı Kanunun 43/1. maddesi uyarınca artırım yapılması" gerektiği halde, Dairemizin 17/11/2015 günlü bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra dönülemez nitelikteki bu kararın gereği de tam olarak yerine getirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.