10. Hukuk Dairesi 2014/16157 E. , 2014/23101 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İstanbul 16. İş Mahkemesi
Tarihi : 07.05.2014
No : 2012/758-2014/219
Davacı, murisinin 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık süresinin ve kendisine ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi .. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı 20.12.2012 tarihinde açtığı iş bu davada; 31.01.1995 tarihinden 07.05.2005 ölüm tarihine kadar limited şirket ortaklığı bulunan murisi (eşinin) 1479 sayılı yasa yerine 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak tescil edildiğini ileri sürerek, anılan tescil, 1479 sayılı Yasa kapsamında sayılarak Esnaf Bağ-Kur sigortalılık süresinin tespitine karar verilmesini istemiş; Mahkemece, 01.10.2008 tarihi öncesinde Esnaf Bağ-Kur sigortalısı olarak tescili bulunmayan murisle ilgili borçlanma için başvurunun da bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki belgelerden, davacı murisinin 04.09.2004 tarihinde Bağ-Kur Sivas İl Müdürlüğüne başvurusu ile 01.10.2004 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, 01.10.2004 -07.05.2005 (ölüm) tarihleri arası primlerden bir kısmını yaşarken ödeyip, halen prim borcunun bulunduğu; davacının, 5510 sayılı Yasanın Geçici 8. Maddesinde belirtilen 6 aylık sürede Kuruma verdiği dilekçe ile murisi eşinin 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı tescil edilmesi gerektiği halde 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak tescil edildiği belirtilip, borçlanma talebinin de kabulünü istediği görülmüştür. Yine, Tarım Bağ-Kur sigortalılığının Sivas ilindeki faaliyete dayalı olduğu, davacı murisinin aynı dönemlerde İstanbul’da ticari faaliyetinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Yasanın 506, 1479, 5434, 2925 ve 2926 sayılı Yasalara ilişkin olarak ortak geçiş hükümlerinin düzenlendiği Geçici 7. maddesinde “Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı,
8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunlar ile 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine göre sandıklara tabi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları kanun hükümlerine göre değerlendirilir…” düzenlemesine; 5458 sayılı Kanunun 16. maddesinde, “8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile 506, 1479, 2925 ve 2926 sayılı Kanunlardan birine tâbi sigortalı iken, aynı sürede bir diğer sosyal güvenlik kurumuna, adına prim ödendiği anlaşılan sigortalılardan yersiz tahsil edilen prim asılları, sigortalı ya da hak sahiplerinin talebi, T. C. Emekli Sandığı bakımından ayrıca kurumların da talebi halinde işsizlik sigortası primi hariç olmak üzere hizmetlerin çakıştığı sürede prim borcu aslına mahsup edilmek üzere en geç 6 ay içinde tâbi olması gereken sosyal güvenlik kurumuna devredilir. Çakışan hizmet süresine ilişkin devredilen miktarın prim borcu aslını karşılamaması halinde, bakiye prim borcu ilgili kanun hükümlerine göre sigortalıdan veya 5434 sayılı Kanuna tâbi kurumdan tahsil edilir. Sosyal sigorta kanunlarındaki sigortalılığın tespiti ile hizmetlerin birleştirilmesine ait hükümler saklıdır.” düzenlemesine; 5510 sayılı Kanunun 53. maddesinde de “... Sigortalının, bu madde hükmüne göre sigortalı sayılması gereken sigortalılık halinden başka bir sigortalılık hali için prim ödemiş olması durumunda, ödenen primler birinci fıkraya göre esas alınan sigortalılık hali için ödenmiş ve esas alınan sigortalılık halinde geçmiş kabul edilir.” düzenlemelerine yer verilmiş; 20.05.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununun Geçici 1 inci maddesindeki düzenleme ile Sosyal Sigortalar Kurumu, Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu (Bağ-Kur) ve Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığının her türlü alacakları, hakları, borçları, görevleri ile birlikte hiç bir işleme gerek kalmaksızın anılan kanunun yürürlük tarihi itibarıyla, bu kanunla ihdas edilen Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilmiş olup, buna göre her iki sigortalılığa ilişkin kurumlar S.. B.. çatısı altında birleşmiştir.
Mahkemece, davacının yukarıda belirtilen dilekçesi üzerinde durularak, murisin 2926 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek şekilde tarımsal faaliyetinin bulunup-bulunmadığı kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yapılacak araştırma sonucunda davacı murisinin sigortalı olmayı gerektirecek düzeyde tarımsal faaliyetinin bulunmadığının anlaşılması durumunda, yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler değerlendirildiğinde 2926 sayılı dosyadan ödenen primlerin tamamı yersiz ve fazla ödeme çıkacağından, murisin aynı dönemde limited şirket ortaklığı nedeniyle 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olmayı gerektirir şekilde kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmasının bulunduğu gözetildiğinde, ödenen primlerin 1479 sayılı Yasa kapsamında tescil iradesi sayılıp-sayılmayacağı, bunun sonucu olarak da uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunan 1479 sayılı Yasanın 24 ve Geçici 18. maddesi gereğince
04.10.2000 – 07.05.2005 (ölüm) tarihi arası dönemde Esnaf Bağ-Kur sigortalısı sayılıp-sayılmayacağı üzerinde durularak sigortalılık durumu sonucuna göre değerlendirilmeli; sonucunda ölüm aylığı için gereken süre, varsa askerlik borçlanma süresi vb. araştırılarak sigortalılık süresi ve ölüm aylığı talebi konusunda sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yönler araştırılıp-tartışılmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 07.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.