Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2486
Karar No: 2020/16
Karar Tarihi: 16.01.2020

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2019/2486 Esas 2020/16 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2019/2486 E.  ,  2020/16 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi


    Taraflar arasında görülmekte olan (asıl) alacak, (birleşen) tazminat ve (birleşen) tespit davalarının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda verilen kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesi tarafından verilen istinaf taleplerinin esastan reddine ilişkin hükmün davalı vekilince duruşmalı, davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    - K A R A R -
    Asıl davada davacı vekili, davacının taraflar arasındaki belirli süreli tek satıcılık sözleşmesini davalının ödemesi gereken hizmet faturalarını ödememesi nedeniyle tek taraflı olarak haklı nedenle feshettiğini, davaya konu KDV hariç 2.798.945,57 TL alacağın varlığının davalının kayıt sistemi olan ... programındaki kayıtlarla sabit olduğunu ileri sürerek KDV dahil toplam (2.798.945,57+%18 KDV) 3.304.000,00 TL"nin, alacağın doğduğu tarihten fesih tarihine kadar işlemiş yasal faiz ile temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi birlikte ve DSB (Doğrudan Borçlanma Sistemi) faiz oranın yasal faiz ile temerrüt faizi toplamından fazla olması halinde bu farkın da davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Asıl davada davalı vekili, taraflar arasındaki Dağıtım Sözleşmesinin 9. maddesinde düzenlenen münhasır delil sözleşmesine göre davalının ticari defter ve kayıtlarının davacı için de bağlayıcı olduğunu ve davalının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını bu nedenle davacının sözleşmeyi haklı olarak feshettiği iddiasının doğru olmadığını, davacının dayandığı ... program kayıtlarının delil sözleşmesi kapsamında olmadığını bu programın ticari defter ve kayıt niteliğinde olmadığını, bu programa fatura bilgilerinin distrübütör tarafından tek taraflı olarak kaydedildiğini, ayın sonunda distribütör ile mutabakat yapılarak distribütör tarafından düzenlenen faturaların ticari defterlere kaydedildiğini, faturaların ... programına girilmesinin bu faturaların davalı tarafından kabul edildiği anlamına gelmediğini söz konusu programın bağlayıcılığının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Birleşen İstanbul 23. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2014/82 esas ve 2014/80 karar sayılı dosyasında davacı vekili, davacının taraflar arasındaki tek satıcılık sözleşmesini karşı tarafın yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle haklı olarak feshettiğini ileri sürerek, fiili zarar, yoksan kalınan kâr, portföy tazminatı ve rekabet hukukunun ihlalinden kaynaklı zarar olmak üzere belirsiz alacak davası olarak şimdilik 1.000,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen İstanbul 23. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2014/82 esas ve 2014/80 karar sayılı dosyasında davalı vekili, davacının ... programına dayalı alacağının varlığını ispat edemediğini, dolayısıyla davacının sözleşmeyi feshinin haklı bir fesih olmadığını, Enroute programının münhasır delil sözleşmesi kapsamında delil olarak kabulünün mümkün olmadığını, davacının tazminat talep edebilmesinin şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Birleşen İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/907 D.İş sayılı dosyasında talep eden ... Gıda İnşaat Tekstil Ev Gereçleri San. ve Tic. Ltd. Şti.(davacı) vekili, taraflar arasındaki derdest davada bilirkişilerin nizalı döneme ilişkin inceleme yaptıklarından taraflar arasındaki nizasız döneme ilişkin olarak inceleme yapılarak taraflar arasındaki oluşan teamülün tespiti ile davacı tarafından sunulan irsaliyeli faturaların hangi davalı çalışanı tarafından imzalanarak kabul edildiği ve tek imza ile mi yoksa çift imza ile mi kabul edildiği, davalı kayıtlarına işlenip işlenmediğinin tespit edilmesini talep etmiştir.
    Birleşen İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/907 D.İş sayılı dosyasında karşı taraf Nestle Türkiye Gıda Sanayii A.Ş. (davalı) vekili, hukuki yarar bulunmadığını savunarak talebin reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince; yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflarca bu programdaki kayıtlara dayanılmış olunması nedeniyle ... kayıtları tek başına delil vasfı yoksa da HMK"nın 193/1 ve 202/2 maddeleri uyarınca delil başlangıcı olarak kabul edildiği, Enroute programının davalıya ait ürünlerin davacı tarafından kime, ne zaman, ne kadar fiyatla satıldığının görüldüğü ve davacının alt bayilerinden aldığı geri dönüş faturalarının kayıtlı olduğu bir program olduğu ve bu bağlamda kayıtların ticari ilişkiyi tercüme ettiği ve detaylandırdığı, kayıtların gerek davacı ve gerekse davalı tarafından görülebildiği, davaya konu alacağın bu programdaki alt bayilerden gelen geri dönüş faturalarından kaynaklandığı, davalının alt bayilere indirimli satış, fiyat farkı, gondol ve insert gibi satış artırıcı bedeller vererek her ay belli bir bütçe konusunda distribütörlere yetki verdiği ancak burada davalının belirlediği ticari bütçenin aşılmaması gerektiği, bu satışların Enroute programına kaydedildiği davalının her aybaşı mutabık kalınan harcamaları ödemeyi taahhüt ettiği, ancak bu konuda ticari limitleri distribütörlere bildirmediği bu hususta bir delil de sunmadığı, davaya konu faturaların davacının kar marjının çok üstünde olmasına, davalının kar marjının iki katı harcama yapmasının olağan gözükmese de davalının Enroute programında görmesine rağmen bu duruma bir müdahalede bulunmadığı, davaya dayanak yapılan alışveriş ve geri dönüş faturalarının Enroute programında kayıtlı olduğu, davalı tarafında da açıkça görülebildiği, faturaların arkasının davalı temsilcisi tarafından parafe edilmiş olduğu, Enroute programında kayıtlı geri dönüş faturalarının toplam 7.055.400,57 TL olarak kayıtlı olduğu, davacının defterlerine işlenen 3.014.842,00 TL"lik faturaların davalı tarafa fatura edildiği ve ödendiği, geriye kalan 4.040.558,57 TL"nin ise davacı üzerinde kaldığı davacının talebinde 1.601.324,00 TL"lik kısımdan feragat ettiği, bilirkişi heyeti tarafından tek tek görülerek ayrıntılı olarak yapılan inceleme sonucu 381.782,10 TL"lik faturaların arka tarafında paraf bulunmadığı davacının feragat ettiği miktarın bu bedelin üzerinde olduğu gerekçesiyle asıl davada, davanın kısmen kabulü ile 2.439.234,57 TL geri dönüş faturaları bedeli ile 359.711,00 TL DBS faizi olmak üzere toplam 2.798.945,57 TL"nin 11/03/2013 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek değişen avans faiziyle davalıdan tahsiline, birleşen İstanbul 23. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2014/82 esas ve 2014/80 karar sayılı dosyasında, taraflar arasındaki sözleşmenin 2. maddesine göre davacıya tek satıcılık verilmediği dolayısıyla portföy tazminatı koşullarının oluşmadığı, davacı tarafından fiili zarar ve yoksun kalınan kar talep edilmiş ise de sözleşmenin 17. maddesine göre feshi ihbar edilerek sözleşmenin koşullarında olağan olarak feshedildiği, sözleşmenin 12. maddesinde mal bedelinin ödenmemesinin davalı lehine haklı nedenle fesih nedeni olarak kabul edildiği davacı lehine bu yönde bir hak tanınmadığı ve davacının sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine, birleşen İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2015/907 D.İş sayılı dosyasında talep konusunun HMK"nın 401. maddesi uyarınca derdest bu davada incelenip değerlendirileceğinden ayrıca bir işlem yapılmasına gerek görülmediğine karar verilmiş, hükme karşı taraf vekilleri istinafa başvurmuşlardır.
    Bölge Adliye Mahkemesince; tüm dosya kapsamına göre, ilk derece mahkemesince, davalı vekili tarafından mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin tek satıcılık sözleşmesi olarak kabul edilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle istinaf nedeni yapılsa da mahkemece birleşen tazminat davasının red nedeni olarak taraflar arasındaki sözleşmede davacıya tek satıcılık hakkı verilmediğinin belirtildiği bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının yerinde olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 9. maddesinde münhasır delil sözleşmesi bulunduğunun gözetilmediği yönündeki itirazın da HMK"nın 193/2 maddesine göre taraflardan birinin ispat hakkını imkansız kılan veya fevkalede güçleştiren delil sözleşmesinin geçersiz olması nedeniyle yerinde olmadığı, bilirkişi raporlarındaki çelişkilerin giderilmediğine dair istinaf itirazının da mahkemece tarafların itirazları doğrultusunda ek raporlar alınarak ve alınan bilirkişi raporlarında yapılan tespitler ile tüm dosya kapsamındaki deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmiş olması nedeniyle yerinde olmadığı, davacının dayandığı geri dönüş faturalarının tarafların imzası bulunan 15/11/2013 tarihli tutanak ile Enroute programında kayıtlı olduğu, davalının bu faturalardan bilgisinin bulunduğu, davalının geri dönüş faturalarının 3.014.842 TL"lik kısmının yansıtılmasını benimsediği, davalının bu faturaların hangilerinin yansıtılmasını kabul ettiğinin tespit edilemediği, davalının savunması kapsamında bu faturaların mutabakat formlarının ve detay işlemlerinin de bulunmadığı, mutabakat formlarının taraflar arasında davalının en az iki imzalı olması gerektiğine dair yazılı bir sözleşme bulunmadığı dikkate alındığında davalının aksi yöndeki istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmede davalıya tek satıcılık hakkı verilmemiş olması karşısında davacının portföy tazminatı talebi ile davalının rekabet hukukuna aykırı davrandığı iddiasına dayalı tazminat taleplerinin reddi kararının isabetli olduğu, yine davacının geri dönüş faturalarından doğan alacağı nedeniyle sözleşmeyi tek taraflı olarak haklı nedenle fesih için yeterli olmadığı, davacının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini kanıtlayamadığı, ilk derece mahkemesinin birleşen tazminat davasının red gerekçesine göre mahkemece birleşen davada deliller toplanıp incelenmeden keşif yapılmadan sonuca gidildiği yönündeki istinaf nedenlerinin de yerinde olmadığı, ilk derece mahkemesinde sunulu deliller alınan bilirkişi raporu içeriğindeki tespitlere göre kurulan hüküm ve gerekçesinde yasaya, usule ve kamu düzenine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacının birleşen tazminat davasına, davalının asıl davaya yönelik istinaf itirazlarının ayrı ayrı reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Davacı davalıya karşı üç adet dava açmış olup ikinci ve üçüncü davalar birinci dava ile birleştirilmiştir. Üçüncü dava ilk iki dava ile ilgili delil tespit davası olup bu davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerekirken mahkemece bu yön gerekçede gösterildiği halde talebin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmemesi doğru olmamış ise de bu husus taraflarca istinaf ve temyiz nedeni yapılmamış olması nedeniyle bozma nedeni yapılmamıştır.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi"ne gönderilmesine, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan taraflar yararına takdir edilen 2.540,00"ar TL duruşma vekalet ücretinin tarafların bir diğerinden alınıp yek diğerine verilmesine, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz eden taraflardan alınmasına, 16/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi