Esas No: 2022/2049
Karar No: 2022/1733
Karar Tarihi: 16.09.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi 2022/2049 Esas 2022/1733 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen bir dava kapsamında, davacı kiraya veren, kiracının borcunu geç ödemesi nedeniyle doğan munzam zarar alacağının kısmi tahsilini talep etti. İlk derece mahkemesi, davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verdi. Davacı vekili ise, munzam zararın kök ilişkiden tamamen bağımsız yeni bir borç olduğu gerekçesiyle yetkili mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etti. Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi ise, davacının istinaf başvurusunu esastan reddetti. Kararda, 6100 Sayılı HMK'nın 4/1-a maddesi gereği, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkların Sulh Hukuk Mahkemesi'ne ait olduğu belirtildi. Yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilen görevle ilgili düzenlemelerin kamu düzenine ilişkin olduğu ve görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme tarafından incelenmesi gerektiği vurgulandı.
6100 Sayılı HMK'nın 4/1-a maddesi gereği, kira ilişkisinden doğan alacak dav
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
36. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2049
KARAR NO: 2022/1733
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/05/2022
NUMARASI: 2022/351 E. - 2022/400 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının borcu nedeniyle 18/02/2020 tarihinde başlatılan İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasına konu alacak, davalının haksız itirazı nedeniyle ancak 20/12/2021 tarihinde tahsil edilebildiğini, icra dosyasına konu alacağın geç tahsili nedeniyle faiz ile karşılanmayan zararlarının tahsilinin amaçladığını, davaya konu uyuşmazlık alacağın geç ödenmesinden kaynaklanan munzam zarar alacağı olmakla Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 2018/3765 Esas sayılı ilamında da belirlendiği gibi munzam zarar kök ilişkiden (asıl borç) tamamen bağımsız yeni bir borç olması nedeniyle yetkili mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, emsal kararlara göre yapılması gereken hesaba göre munzam zararının en az 385.000,00-TL olduğunu, bu alacağa temerrüt tarihinden (27/02/2022) itibaren faiz de yürütülmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL'nin işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacı müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince, davanın HMK'nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; görevsizlik kararının hatalı olduğunu, her ne kadar icra dosyasına konu alacak kira sözleşmesinden kaynaklanmış olsa da munzam zararın kök ilişkiden,asıl borçtan tamamen bağımsız yeni bir borç olması nedeniyle yetkili mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.Dava,kira borcun geç tahsil edilmesinden kaynaklı doğan munzam zarar alacağının kısmi tahsili istemine ilişkindir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nun 4/1-a maddesine göre; kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda "Sulh Hukuk Mahkemesi" görevlidir.Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.Somut olayda, davacı kiraya veren kira bedellerinin ödenmesinde temerrüde düşülmesi ve borcun geç ödenmesinden kaynaklı doğan munzam zarar alacağının kısmi tahsilini talep ettiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 4/1-a maddesi uyarınca, dava değerine bakılmaksızın davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesi'ne aittir.İlk derece mahkemesinin, uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu yönündeki kararında isabetsizlik yoktur.İlk derece mahkemesinin kararında esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de hatalı bir sonuca varılmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İlk derece mahkemesinin kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 2-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcının peşin olarak alındığı anlaşılmakla başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacının istinaf başvurusu için yaptığı giderlerin üzerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avansının iadesine, 4-Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK'nun 362/1-b maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.16/09/2022