
Esas No: 2014/5528
Karar No: 2018/8944
Karar Tarihi: 13.11.2018
Tefecilik - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2014/5528 Esas 2018/8944 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tefecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın 241. maddesinde atılı suçun; "Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi,..." biçiminde tanımlandığı, bu düzenlemeye göre suçun oluşması için sanığın yalnızca bir kişiye ödünç para vermesi yeterli olup, bu işi meslek haline dönüştürüp dönüştürmemesinin öneminin bulunmadığı, tefecilik suçunun ekonomi, sanayi ve ticarete ilişkin suçlar bölümünde topluma karşı suçlar kısmı içinde yer aldığı, anılan Yasanın 43/1. maddesi, suçun mağdurunun aynı kişi olmasını suçun zorunlu unsuru haline getirmiş iken, 08/07/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5377 sayılı Kanunun 6. maddesi ile anılan madde ve fıkraya eklenen "Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır." hükmü ile zincirleme suçun kapsamının genişletildiği ve mağduru aynı kişi olsun ya da olmasın maddenin son fıkrasındaki istisnalar dışındaki tüm suçlarda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün hale getirildiği, bu nedenle birden fazla kişiye ödünç para verilmesinin tek suç oluşturduğundan bahsedilemeyeceği, ancak suçun zincirleme olarak işlenmesinin olanaklı olduğu,
UYAP kayıtlarına göre; sanık hakkında 21/07/2009 tarihli iddianameyle açılan kamu davasında, 2008 yılında işlediği iddia edilen tefecilik suçundan Fatsa 2. Asliye Ceza Mahkemesince 12/10/2010 gün ve 2009/371 Esas, 2010/346 sayılı Karar ile mahkumiyetine karar verildiği, temyiz üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2011/16107 Esas, 2013/5606 Karar sayılı ilamı ile mahkumiyet hükmünün onandığı, keza 10/01/2011 tarihli iddianameyle açılan kamu davasında, 2009 yılında işlediği iddia edilen zincirleme tefecilik suçundan Fatsa 1. Asliye Ceza Mahkemesince 14/05/2015 gün ve 2011/27 Esas, 2015/323 sayılı Karar ile mahkumiyetine karar verildiği, hakeza temyize konu bu dosyadaki suç tarihinin 2007 yılı Ağustos ayı, iddianame tarihinin ise 02/11/2011 olması karşısında, dosyalar arasında sanık yönünden hukuki ve fiili irtibat bulunduğu, sanığın eylemlerinin kül halinde zincirleme tefecilik suçunu oluşturabileceği gözetilip, anılan dosyaların getirtilerek incelenmesinden, mümkünse dosyaların birleştirilmesinden, kesinleşmişse onaylı suretlerinin getirtilmesi suretiyle iddianame ve suç tarihlerine göre hukuki kesintinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin, suçun teselsül edip etmediğinin, zincirleme şekilde işlenmiş olması durumunda mahsup hükümlerinin uygulanma imkanı olup olmadığının tartışılmasından sonra hasıl olacak sonuca göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı TCK"nın 53. maddesinde yer alan bazı ibarelerin iptaline ilişkin kararının değerlendirilmesi lüzumu,
28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 81. maddesiyle değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi hükmüne aykırı olarak infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği hususunda sanığın uyarılmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 13/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.