Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/18277 Esas 2014/23042 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/18277
Karar No: 2014/23042
Karar Tarihi: 07.11.2014

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/18277 Esas 2014/23042 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/18277 E.  ,  2014/23042 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Elbistan İş Mahkemesi
    Tarihi : 16.01.2014
    No : 2013/165-2014/76

    Dava, Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi .. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1- Davalı B.. Ö..’ın davacıya ait işyerinde 2010-2011 yılı öğretim döneminde hizmet akdine tabi olarak ve fiilen çalışmadığının tespitine ilişkin davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
    İnceleme konusu davada; istem aynen hüküm altına alınmış ise de, dosyada yer alan bilgi ve belgeler karar vermeye elverişli değildir. Bu bakımdan; somut olayda Mahkemece tanık sıfatıyla bir bordro tanığı dinlendiği, bu tanığın da davalının kardeşi S.. olduğu, okul müdürünün davalı B.. Ö..’ın çalışıp çalışmadığını hatırlamaması karşısında, davacı işverenin bağlı olduğu okulda dava konusu dönemde görevli öğretmen ve öğrenim gören öğrenciler ve bu tanıkların bilgisinin yeterli olmaması halinde de aynı çevrede faaliyet yürüten işverenler ve çalışanlar yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla dinlenilmeli, belirdiği takdirde tanık anlatımları arasındaki çelişkiler giderilmeli, toplanan tüm kanıtlar değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
    2- Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesi uyarınca; “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka şeye karar veremez.”
    Somut olayda; davacının, davalı B.. Ö..’ın 2010-2011 öğretim yılında adı geçen E..D..Anadolu Lisesi’nin kantininde ve şirketin başka bir bölümünde fiilen çalışmadığının tespiti talep edilmiş olup, bu dönemden sonra çalıştığının tespitine ilişkin bir talebinin bulunmadığı gözetilmeksizin, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesinde yer alan taleple bağlılık ilkesine aykırı şekilde talepten fazlasının hüküm altına alınması ve ayrıca davacının 01.08.2011 tarihinden sonraki SSK sigortalılığı yönünden uyuşmazlık bulunmadığı halde “davalı B.. Ö.."ın davacı A..Ltd. Şti"ye ait olan ekmek fırınında 01/08/2011 tarihinde çalışmaya başladığının tespitine” karar verilerek uyuşmazlık konusu olmayan dönem hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.