10. Ceza Dairesi 2018/1412 E. , 2021/13291 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : İSTANBUL ANADOLU 11. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti
Hüküm : Değişen suç vasfına göre kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, sanık hakkında kullanmak için
uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı hükmedilen tedavi ve denetimli serbestlik
tedbirinin infazına ilişkin Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün çağrı yazısının ve uyarı yazısının doğrudan sanığın MERNİS adresine Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği ve usule uygun tebliğ yapılmadığı anlaşılmakla; tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının infazının devamına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın mahkûmiyetine hükmolunması,
2) Kabule göre; Suç tarihinden önce 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değik TCK"nın 191. maddesinin 8. fıkrasında, 188 veya 190. maddelerde tanımlanan suçlardan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun 191. madde kapsamına girdiğinin anlaşılması halinde, sanık hakkında "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" karar verilmesi hükme bağlanmış, 191. maddenin 9. fıkrasında ise "Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanunu"nun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171. maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231. maddesi hükümlerinin uygulanacağı..." belirtilmiştir.
Dolayısıyla sanık hakkında "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan dolayı açılan davada, yapılan kovuşturma sonucunda sanığın sabit olan eyleminin "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçunu oluşturduğunun anlaşılması durumunda, suç vasfındaki değişiklik nedeniyle Mahkemece 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değişik TCK"nın 191. maddesinin 8. fıkrası uyarınca, "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçundan hüküm kurulma aşamasına gelindiğinde; öncelikle, 6545 sayılı
Kanun"un 68. maddesi ile değişik TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasının olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti gerektiğinden; sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı, bu suç tarihinden önce açılmış başka bir dava veya soruşturma olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilmiş olan bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının denetim süresi içinde işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde 6545 sayılı Kanun"la değişik TCK"nın 191. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilmiş ve infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
A) Sanık hakkında daha önce, aynı nitelikteki başka bir suç nedeniyle 6545 sayılı Kanun"la değişik TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı varsa ve yargılama konusu olan suç, bu erteleme kararının ihlali niteliğinde görülüyorsa, Cumhuriyet savcılığına ihbarda bulunulup erteleme kararı verilen suça ilişkin olarak dava açılması sağlanarak, her iki suça ilişkin davaların birleştirilmesi ve delillerin tartışılmasından sonra, aynı Kanun"un 191. maddesinin 5. fıkrası da gözetilmek suretiyle, suç tarihi itibarıyla, 6545 sayılı Yasa ile değişik TCK"nın 191. maddesi çerçevesinde bir hüküm kurulması,
B) Sanık hakkında daha önce, aynı nitelikteki başka bir suç nedeniyle;
a- 6545 sayılı Kanun"la değişik TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı yoksa,
b- Ya da 6545 sayılı Kanun"la değişik TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı varsa ve kovuşturma sonuçlanmış ve önceki suçtan mahkûmiyet dışında bir hüküm verilmişse,
c- Ya da 6545 sayılı Kanun"la değişik TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı varsa ve kovuşturması devam ediyorsa, verilecek hüküm inceleme konusu davada verilecek kararı da etkileyeceğinden, her iki suça ilişkin davaların birleştirilmesi ve delillerin tartışılmasından sonra, önceki suçtan mahkûmiyet dışında bir hüküm verilecek olursa,
Mahkûmiyetle sonuçlanmayan yukarıdaki (b) ve (c) bentlerine giren durumlarda da önceki suç nedeniyle TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilmiş olan kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı yok hükmünde sayılacağından, sanık hakkında, 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesindeki şartlar dikkate alınmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi zorunlu olup, Yasanın amir hükmü olduğu için sanığın önceki hükümlülükleri bu maddenin uygulanmasına engel teşkil etmeyeceğinden, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değişik TCK"nın 191 maddesinin 8. fıkrası uyarınca, 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinin 6. fıkrasında belirtilen şartlar aranmaksızın, suç tarihi itibarıyla, 6545 sayılı Yasa ile değişik TCK"nın 191. maddesi hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”, karar verilmesi,
C) Sanık hakkında daha önce, aynı nitelikteki başka bir suç nedeniyle;
a- 6545 sayılı Kanun"la değişik TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı varsa ve yargılama konusu olan suç, bu erteleme kararının ihlali niteliğinde değilse, ayrıca önceki suçtan mahkûmiyet kararı veya erteleme süresinin olumlu geçirilmesi nedeniyle 6545 sayılı Kanunla değişik TCK"nın 191. maddesinin 7. fıkrası uyarınca ""kovuşturmaya yer olmadığı"" kararı verilmişse;
b- Ya da 6545 sayılı Kanun"la değişik TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı varsa ve kovuşturması devam ediyorsa, verilecek hüküm inceleme konusu davada verilecek kararı da etkileyeceğinden, her iki suça ilişkin davaların birleştirilmesi ve delillerin tartışılmasından sonra, önceki suçtan mahkûmiyet kararı verilecek olursa,
Bu suç doğrudan soruşturulması ve kovuşturulması gereken bir suç olacağından yargılamaya devam edilerek, suç tarihi itibarıyla, 6545 sayılı Yasa ile değişik TCK"nın 191. maddesi çerçevesinde bir hüküm kurulması,
Gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
3) Hükümden önce 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı hükmü ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 09/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.