Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/32774
Karar No: 2012/2959
Karar Tarihi: 02.02.2012

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2009/32774 Esas 2012/2959 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, bir işyerinde çalıştığı dönemde işten çıkartıldığını ve haklarının ödenmediğini iddia ederek kıdem, ihbar ve kötüniyet tazminatı ile yıllık izin ücreti, izin harçlığı, yakacak yardımı, ikramiye alacağı, bayram ikramiyesi ve ücret zammı alacağının ödetilmesini istemiştir. Yerel mahkeme davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Davalı taraf temyiz etmiştir. Dosyada kötüniyetli feshe dair herhangi bir delil olmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddedilmesi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur. Kararda, iş sözleşmesi feshinin dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına uygun biçimde yapılması gerektiği vurgulanmaktadır. Ayrıca kötüniyet tazminatına hak kazanma koşulları ve tazminat miktarının hesaplanması açısından, 4857 sayılı İş Kanunu'nda önemli değişiklikler yapıldığı belirtilmiştir. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri şöyledir:
- İş Kanunu'nun 17. maddesi
- Medenî Kanunun 2. maddesi
9. Hukuk Dairesi         2009/32774 E.  ,  2012/2959 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA :Davacı, kıdem, ihbar ve kötüniyet tazminatı ile yıllık izin ücreti, izin harçlığı, yakacak yardımı, ikramiye alacağı, bayram ikramiyesi ve ücret zammı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davacının, davalı işverene ait Konserve Fabrikasında 17.08.1995 tarihinden itibaren mevsimlik işçi olarak çalışmaya başladığını, 1996 yılından 2000 yılı sonuna kadar bakım ustası olarak sürekli çalıştığını, işverenin, 2001 yılından itibaren davacı ve bazı işçilere artık mevsimlik olarak çalışacaklarını söyleyerek Şubat-Ekim ayları arasında 10 ay süreyle çalıştırdığının, davacıyı, 16.10.2005 tarihinde, Şubat 2006 ayında işbaşı yapacağını söyleyerek, işten çıkarttığını, Şubat 2006 ayı geçmesine rağmen işe çağrılmadığının, bu durumun işyerine gelen, Çalışma Bakanlığı Müfettişlerince tespiti üzerine, daha önceden işçiye hiçbir bildirim yapmayan işverenin, Balıkesir 1. Noterliğinden, “ işbaşı yapacağınız tarihin bildirilmesi” başlıklı bir ihtarname gönderdiğini, ancak ihbarın içeriğinden iş akdini, 4857/25 uyarınca fesh edildiği 2006 Şubat ayında işe çağırılması gerektiği halde çağırılmadığını, 8 aydan beri işsiz kaldığının bunun fesih anlamına geldiğini bildirerek haklarının tespitini istemesi, Müfettişlerin işyerine gelmesi üzerine işverenin, davacıyı işe başlatacağını söyleyerek, işçiyi kandırıp, şikayetin geri alınmasını sağladığını, ancak, iyiniyetli bir kişi olarak işe başlayacağı ümidinde olan davacıya "siz sabıkalısınız" denilerek işe alınmadığını, bu durumun kötüniyet tazminatı nedeni olduğunu, Bakanlık İş Müfettişinin incelemesi sonucu 8 yıl, 11 ay, 13 günlük hizmet süresi bulunan davacının, TİS’ den kaynaklanan haklarının da ödenmediğini, iş akdinin haklı nedenle feshine ilişkin belge olmadan feshedildiğini belirlendiğini belirterek kıdem,ihbar ve kötüniyet tazminatı ile yıllık izin ücreti, izin harçlığı, yakacak yardımı, ikramiye alacağı, bayram ikramiyesi ve ücret zammı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının, kampanya işçisi olarak işe başlayıp devam edegeldiğini, vasıflı bir işçi olmadığını, ve uzmanlık belgesi bulunmadığını, Balıkesir İşletmesinin yılda iki ay çalıştığını, Doğal Gazın gelmesiyle işlerin hafiflediğini, işçilerin mevsimlik sezonunun gelmesiyle çağrıldığını, davacının bu koşullar içinde işe çağrıldığının, davacının iş akdini feshedildiğinin bildirilmesinin, Noterde doğan bir yanlışlıktan kaynaklandığını, bu durumun anlaşılması üzerine 25/07/2006 tarihinde, Balıkesir 3. Noterliğinden 24909 yevmiye nolu bir ihtarname keşide edilerek işe davet edildiğini, gerçek bir çalışma arzusu olsaydı, çağrı üzerine gelip işe başlayabileceğini, davacının eşinin de aynı işyerinde çalıştığını davalı şirket kötüniyetli olsaydı, davacıyı işe davet etmeyeceğini ve eşini çalıştırmaya devam etmeyeceğini, mevsimlik işçi olan davacının çalışma süresinin kampanya dönemi olduğunu, bu sürenin bitimiyle, yeni çağrıya kadar işin askıya alındığını, davacının, TİS’ den faydalanamayacağını, İş akdi askıda olan geçici işçilere, ücret zammı uygulanmayacağını, daimi işçilerde bu zamların, Ocak ve Temmuz aylarında uygulandığını, çağrıya rağmen işe gelemeyen, iyiniyetli olmayan davacının davasının reddine karar verilmesini istemiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Davalı vekili davacının mevsimlik işçi olduğu, işe başlamasının çağrı ile olduğu,davacıya sezonun başlaması ile çağrı yapıldığı halde işe başlamadığı, ihbar ve kıdem tazminatını hak etmediği, dosyada mevcut delillerin objektif olarak değerlendirmeye alınmadığı gerekçesi ile kararı temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    Kararı yasal süresi içinde davalı taraf temyiz etmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Uyuşmazlık, iş akdinin feshinde kötüniyet tazminatının koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Belirsiz süreli iş sözleşmesinin taraflarca ihbar öneli tanınmak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de, bu hakkın da her hak gibi Medenî Kanunun 2. inci maddesi uyarınca dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekir. Aksi takdirde fesih hakkının kötüye kullanıldığından söz edilir.
    Fesih hakkını kötüye kullanan işveren, 4857 sayılı İş Kanununun 17. inci maddesi uyarınca, bildirim sürelerine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bahsi geçen tazminata uygulamada kötüniyet tazminatı denilmektedir.
    Kötüniyet tazminatına hak kazanma koşulları ve tazminat miktarının hesaplanması açısından, 4857 sayılı Yasada önemli değişiklikler öngörülmüştür.
    Yasanın 17. inci maddesinin altıncı fıkrasının açık hükmü gereğince, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötüniyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir.
    1475 sayılı Yasada, “işçinin sendikaya üye olması, şikâyete başvurması” gibi sebepler ileri sürülerek iş sözleşmesinin sonlandırılması, kötüniyetin varlığı açısından örnekseme biçiminde sayıldığı halde, 4857 sayılı Yasada genel anlamda fesih hakkının kötüye kullanılmasından söz edilmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, işçinin işvereni şikâyet etmesi, aleyhine dava açması veya tanıklık yapması nedenlerine bağlı fesihlerin kötüniyete dayandığı kabul edilmelidir.
    Tazminat miktarının belirlenmesi de Yasa ile açıklığa kavuşturulmuş, “kötüniyet tazminatının” ihbar önellerine ait ücretin üç katı tutarında olacağı belirtilmiş ve ayrıca ihbar tazminatının da ödeneceği hüküm altına alınmıştır.



    Yasanın 17. inci maddesinin son fıkrasındaki düzenleme kötüniyet tazminatını da kapsamakta olup, bu tazminatın hesabında da işçiye ücreti dışında sağlanmış para veya para ile ölçülebilir menfaatler dikkate alınmalıdır (Yargıtay 9.HD. 12.06.2008 gün 2007/21422 E, 2008/ 15336 K).
    Somut olayda,
    Dosyada davalının iş akdini kötüniyetle feshettiğine dair davacının iddiasından başka dosya içinde bir delil olmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddedilmesi gerekirken kabulü bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi