
Esas No: 2017/1421
Karar No: 2020/8870
Karar Tarihi: 29.12.2020
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/1421 Esas 2020/8870 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki mecra hakkı tesisi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
7021 sayılı Tebligat Kanunu 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Bu değişikliğe göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, bilinen veya gösterilen adresine yapılacaktır. Buna göre, ilk defa bildirilen adresin muhatabın (davalının) adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adres olması arasında fark yoktur. Her iki adres de Tebligat Kanununun 10/1 maddesi kapsamında bilinen adrestir . Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2 maddesi de nazara alınarak muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanununun 21/2 maddesine göre tebligat çıkarılacaktır.
Tebligat Kanununda değişiklik öngören maddelerin gerekçelerine göre, tebliğ işleminin iki veya üç tebligata yapılmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır. Tebligat Kanununda yapılan değişikten sonraki hükümlerde ve bu değişikliğe uygun olarak çıkarılan uygulama yönetmeliği hükümlerinde, muhatabın sadece adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin bilinen adres olarak bildirilmesi halinde ilk tebliğin 21/2 "ye göre yapılacağına imkan tanınmamış, aksine bildirilen adres, adres kayıt sistemindeki adres olsa dahi tebligatın 10/1 ve 21/2 maddelerine göre yapılacağı, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılmaması halinde, ikinci tebliğin 21/2"ye göre yapılabileceği belirtilmiştir.
Tebligat Kanunun 10/2 ve 21/2 maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2 maddesine göre tebligat çıkarılması muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından, Anayasanın "Hak Arama Hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesine ve Tebligat Kanununun yukarıda bahsi geçen hükümlerine aykırı olacaktır.
Somut olayda;
1-Dahili davalılar ..., ... ve ..."ya gerekçeli karar tebligatlarının, yukarıda açıklanan ilke ve kurallara aykırı olarak TK"nun 10/2 maddesi gözardı edilmek suretiyle yasal şartları oluşturmadan doğrudan doğruya TK"nun 21/2 maddesine göre yapıldığı ve usulsüz olduğu görüldüğünden, adı geçen davalılara 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli karar tebliği sağlanması,
2-Dahili davalı ..."ya gerekçeli karar tebliğ edilmemiştir. Adı geçen dahili davalı ..."ya gerekçeli kararın usulüne uygun şekilde tebliği,
3-119 ada 29 parsel maliklerinden davalı ..."nın vesayet altında olduğu ve davalı annesi ..."nın vasisi olduğu anlaşıldığından, davalı kısıtlı ... adına gerekçeli kararın vasisi bulunan ..."ya usulüne uygun şekilde tebliği ile yasal temyiz süresinin beklenilmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 29.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.