Esas No: 2021/2307
Karar No: 2021/5012
Karar Tarihi: 09.11.2021
Danıştay 3. Daire 2021/2307 Esas 2021/5012 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/2307
Karar No : 2021/5012
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 2010 ve 2011 yılı için yapılan tarhiyata karşı açtığı davanın temyiz aşamasında olduğu sırada yürürlüğe giren 7143 sayılı Yasa'nın 3. maddesi kapsamında dava konusu vergi ve cezaların yapılandırılması talebiyle yapılan başvuru üzerine tesis edilen 16/08/2018 tarih ve 23 tecil dosya numaralı yapılandırma işleminin; davacının, 15/11/2017 tarihinde cebren tahsil edilen 976.612,77 TL'nin yapılandırma borçlarına mahsubu ile kalan tutarın ret ve iadesi talebi sonrası sözü edilen yapılandırmanın geri alınarak, bu kez mahkeme kararları ile terkin edilen vergi ve cezalara ilişkin olarak … tarih ve … ve … tecil dosya numaralı yapılandırma tesis edilmesi işlemlerine karşı yaptığı idari başvurunun reddi işleminin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: 7143 sayılı Kanun'un 9. maddesinde; Kanunun yayımı tarihinden önce tahsil edilmiş olan tutarlar ile bu maddenin dokuzuncu fıkrası kapsamında yapılan tecile ilişkin olarak 6183 sayılı Kanun veya diğer kanunlar uyarınca ödenen faizlerin bu Kanun hükümlerine dayanılarak red ve iadesinin yapılmayacağının esas olduğunun belirtildiği, dava konusu edilen tarhiyatlara karşılık bu Kanunun yayımı tarihinden önce ödeme yapılmış olması hâlinde, ödenen bu tutarların, vergi mahkemesinde esasa ilişkin olarak hiç karar verilmemiş veya verilen kararın bozulması nedeniyle yeniden karar verilmek üzere mahkemesine iade edilmiş davalara konu alacaklar için bu maddeden yararlanılmak üzere yapılan başvurular ile verilmiş terkin kararları üzerine red ve iade edilebileceğinin düzenlendiği, buna göre, … Vergi Mahkemesinin vermiş olduğu karara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesince; davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verildiği ve bu karar Danıştay nezdinde temyiz aşamasında iken, 7143 sayılı Kanun kapsamında davadan vazgeçilmesi karşısında; davalı idarece, 7143 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden önce ve yargı kararına istinaden davacıdan cebren tahsil edilen tutarın anılan Kanunun 9. maddesi kapsamında davacıya iadesi mümkün olmadığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Bölge Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuki isabetsizlik görülmeyerek istinaf başvurusu söz konusu kararın gerekçesi değiştirilerek reddedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Tarhiyata karşı açılan dava devam ederken cebren tahsil edilen tutarın borcun teminata bağlanmasına ilişkin sonuç doğuracağı, 7143 sayılı Kanun'un yürürlüğü öncesi tahsil edilen tutar teminat niteliğinde olduğuna göre Kanun'un 9. maddesinin 16. fıkrasında borcunu tecil ettirenlere tanınan hakkın kendilerine de tanınması gerektiği, bu haktan yararlandırılmamalarının Anayasa'ya aykırı olduğu, tarhiyata karşı açılan davada Vergi Dava Dairesince tarhiyatın kaldırılan kısmının 484.531,40 TL olduğu, hiç yapılandırmaya gidilmeyerek mahkeme kararının uygulanması halinde dahi idarenin 492.081,37 TL'yi iade etmesinin gerekeceği, 7143 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 18/05/2018 tarihinde, tarhiyata ilişkin davanın temyiz incelemesinin, 2 No'lu ihbarname sonrası düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davanın ise istinaf incelemesinin devam ettiği, tarhiyat kısmen kaldırıldığından ödeme emrinin de kısmen iptal edildiği dolayısıyla 976.612,77 TL'nin haczedildiği tarihte hukuken kesinleşen ve 6183 sayılı Yasa kapsamında muacceliyet kazanmış bir alacağın söz konusu olmadığı, yargılaması devam etmekte olan davalara konu borçların yapılandırılması talebinin önce kabul edilerek peşin ödeme esasına göre borcun yapılandırıldığı, tarhiyata ilişkin davada feragat nedeniyle temyiz istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verildiği, bu kararlardan ve feragattan rücu için son başvuru süresi geçtikten sonra yapılandırma işlemi iptal edilerek davaya devam etme haklarının ellerinden alındığı, bu şekilde davalı idarece aldatılmış oldukları, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği ileri sürülerek, 7143 sayılı Kanun'un 9. maddesinin 16 fıkrasının iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması, hukuka aykırı olan kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ :
Davanın esası incelenerek, vergi politikasından beklenen amaçların gerçekleştirilebilmesi için kanunlarla getirilen indirim ve kolaylıkların, vergi adaletine uygun bir şekilde uygulanmasını sağlamanın vergi idarelerinin temel görevlerinden olduğu, adil olarak hazırlanmış olan vergi yasalarının uygulama itibarıyla da adalete ters düşmeyecek etkinlikte uygulanması gerektiği, vergi yasalarının adaletli bir şekilde uygulanmasının yükümlülerin vergiye ve vergi ödemeye karşı olan bakış açısını da etkileyeceği, 7134 sayılı Kanunla bazı alacakların yeniden yapılandırılmasının amaçlandığı, Kanunun dava safhasında bulunan kesinleşmemiş alacakları da kapsadığı dolayısıyla davacının tarhiyata karşı açtığı dava hakkında temyiz aşamasında henüz karar verilmeden, bir başka deyişle kamu alacağı kesinleşmeden 7134 sayılı Kanundan yararlanma talebinde bulunulduğu, tarhiyata karşı açılan davada temyiz aşamasında davacının davalı idarece kabul edilen yapılandırma başvurusu nedeniyle temyiz istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönünde kesin olarak karar verilmesiyle davacının daha önce kabul edilen yapılandırma başvurusu sebebiyle uyuşmazlıkları devam ettirme imkanın kalmadığı ve 7134 sayılı Kanun'un amacı dikkate alınarak, davacının temyiz aşamasında olan kesinleşmemiş kamu alacakları için 7134 sayılı Kanun'dan yararlandırılma talebinin, Kanunun 3'üncü maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, vergi boçlarına karşılık cebren tahsil edilen tutar mahsup edilmek suretiye kabul edilen yapılandırma başvurusunun geri alınarak yapılandırmanın bu kez mahkemece terkin edilen vergi ve cezalara ilişkin tesis edilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığından Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının, 2010 ve 2011 yılı için yapılan tarhiyata karşı açtığı davanın temyiz aşamasında olduğu sırada yürürlüğe giren 7143 sayılı Yasanın 3. maddesi kapsamında yaptığı yapılandırma başvurusunun kabul edilerek 16/08/2018 tarih ve 23 tecil dosya numaralı yapılandırma işleminin tesis edildiği, davacının yapılandırmaya ilişkin borcun, dava konusu vergi ve cezalar için davalı idarece 15/11/2017 tarihinde cebren tahsil edilen 976.612,77 TL'den mahsubu talebi üzerine ise, Kanun'un yayımından önce tahsil edilen tutarların yapılandırmaya ilişkin borca mahsup edilemeyeceği nedeniyle yapılandırma işlemi değiştirilmiş, mahkeme kararıyla tasdik edilen vergi ve cezalar yapılandırma dışında bırakılarak, terkin edilen bir kısım tarhiyat ve özel usulsüzlük cezasına ilişkin olarak yeniden tesis edilen … tarih ve … ve … tecil dosya numaralı yapılandırma işlemlerine karşı yapılan başvurunun reddi işleminin iptali istenmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'un 19. maddesiyle değişik 45. maddesinin 2. fıkrasında, istinafın temyizin şekil ve usullerine tabi olduğu, 3. fıkrasında, bölge idare mahkemesinin, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar vereceği, karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı vereceği, 4. fıkrasında, bölge idare mahkemesinin, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vereceği, bu hâlde bölge idare mahkemesinin işin esası hakkında yeniden bir karar vereceği kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı Kanun'un yine 6545 sayılı Kanun'un 22. maddesiyle değişik 49. maddesinin 1. fıkrasında ise temyiz incelemesi sonunda Danıştay'ın; kararı hukuka uygun bulursa onayacağı, kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onayacağı hüküm altına alınmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı Kanunun, istinafın, temyizin şekil ve usullerine tabi olduğu yolundaki düzenlemesini içeren 45. maddesinin 2. fıkrasının, istinaf başvurusuna konu olacak kararlara karşı yapılan kanun yolu başvurularında dilekçelerdeki hitap ve istekle bağlı kalınmaksızın dosyaların bölge idare mahkemelerine gönderileceği kuralına dair cümleyle tamamlanması ve fıkrada Kanunun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesine herhangi bir atıfta bulunulmamış olması karşısında, istinafın temyizin şekil ve usullerine tabi olacağı yolundaki kuralın, istinaf dilekçeleri ve bu dilekçeler üzerine Kanunun 48. maddesine göre bölge idare mahkemelerince yapılacak işlemlerle ilgili olarak getirilmiş olduğunun kabulü gerekir. Başka bir ifadeyle, değinilen bu kuralın, Danıştay'ın temyiz incelemesi sonunda verdiği kararlarla ilgili 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinin, istinaf incelemesi üzerine verilecek kararlar için de uygulama imkanı getirdiğinden söz edilemez.
Nitekim, istinaf başvuruları üzerine bölge idare mahkemelerince verilecek kararlara ilişkin 45. madde düzenlemesi ile temyiz incelemesi üzerine Danıştay tarafından verilecek kararlara ilişkin 49. madde düzenlemesi, 2577 sayılı Kanun'da 6545 sayılı Kanunla eş zamanlı getirilmiş değişiklikler olup, Yasa koyucu tarafından 49. maddede, temyiz incelemesi üzerine verilecek onama ve bozma kararları bentler halinde ayrıntılı biçimde belirtilmişken, aynı Kanunun 45. maddesinin 3. ve 4. fıkralarında istinaf başvuruları üzerine verilecek kararla ilgili olarak 49. maddeden farklı terimler ve usuller getirilmiş olması yukarıdaki görüşü doğrular mahiyettedir.
Belirtilen nedenlerle, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulması durumunda istinaf başvurusunun reddine; hukuka uygun bulmaması durumunda ise istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak işin esası hakkında yeniden bir karar verecek olan bölge idare mahkemelerince, istinaf incelemesine konu kararda sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemekle birlikte gerekçesinin hukuka uygun bulunmadığı hallerde, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek istinaf isteminin reddine karar verilmesi mümkün bulunmadığından, vergi mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun yazılı gerekçeyle reddi yolundaki kararın bozulması gerekmiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
2. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesine,
3. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 09/11/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.