16. Hukuk Dairesi 2016/7600 E. , 2019/2066 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Mahkemece dava konusu taşınmazların hangi tarihte niçin tespit dışı bırakıldığının sorulması, kroki-1"de gösterilen tescili talep edilen taşınmazın içinden geçen yol sebebiyle bir kamulaştırma işlemi yapılıp yapılmadığının araştırılması, dava tarihinden 20-30 yıl öncesine ve (1980, 1990 yılları ile) tespit tarihine en yakın yıla ait stereoskopik hava fotoğraflarının dosya arasına konulması, bundan sonra, jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisine belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesinin yaptırılması, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğraflarının değerlendirilmesi, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılması, taşınmazların sulu-kuru niteliği dikkate alınarak davacının belgesiz zilyetlikten mülk edinilebileceği taşınmaz miktarının aynı çalışma alanı içinde kuru toprakta 100, sulu toprakta 40 dönüm olarak belirlendiği hususunun göz önünde bulundurulması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişisinin 10.12.2015 havale tarihli rapor ve krokisinde (B1) harfi ile gösterilen 11.315,20 metrekare, (B3) harfi ile gösterilen 1057,33 metrekare, (A) harfi ile gösterilen 19.921,35 metrekare ve (C) harfi ile gösterilen 29.334,70 metrekarelik kısmın davacı adına tesciline, 13.11.2012 tarihli fen raporunda (B) harfi ile gösterilen 10.472,11 metrekarelik kısım yönünden karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve imar-ihya hukuki sebeplerine dayalı olarak 4721 sayılı TMK"nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil davasıdır. Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme şartlarının gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Bozma ilamına uyulduğu halde, mahkemece bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında 4721 sayılı TMK"nın 713/3. maddesi uyarınca davanın yasal hasım konumunda olan Hazine ve ilgili Kamu Tüzel Kişiliğine birlikte yöneltilmesi zorunludur. Yasal hasım konumundaki tüzel kişiler davaya dahil edilmeden yargılamaya devamla hüküm kurulması mümkün değildir. Dosyada bulunan keşif sonrası çekilen fotoğraflara göre çekişmeli taşınmaz üzerinden fiilen karayolu geçmekte olup, dosyadaki Karayolları Genel Müdürlüğü 11. Bölge Müdürlüğü’nün 08.06.2015 tarihli yazısı ile de çekişmeli taşınmazda yol, inşaat ve emniyet sahası tesis etmek amacıyla kamulaştırma yapılacağı bildirildiğinden, Karayolları Genel Müdürlüğü"nün ilgili kamu tüzel kişiliği olarak yasal hasım konumunda olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, Karayolları Genel Müdürlüğünün davaya dahil edilmesi sağlanmadan yargılamaya devam edilerek esas hakkında hüküm kurulmuş ve böylelikle taraf teşkilinin sağlanması eksik bırakılmıştır. Taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına girilemez. Mahkemece verilen karar bu açıdan isabetsiz olduğu gibi, davanın esası bakımından yapılan inceleme ve araştırma da yetersizdir. Hükme esas alınan 02.03.2015 tarihli raporda 1836 ve 1837 film numaralı hava fotoğraflarına göre çekişmeli taşınmaz bölümlerinde imar- ihya yapıldığı kabul edilmiş ise de, incelenen hava fotoğraflarının hangi tarihe ait olduğu belli olmadığından, uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli bulunan hava fotoğraflarından yöntemine uygun şekilde yararlanılmadığı anlaşılmaktadır. Bu şekilde eksik ve yetersiz bir incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, Karayolları Genel Müdürlüğünü davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre verilmeli, taraf teşkilinin sağlanması halinde dahili davalıdan savunmaları sorulmalı, göstermesi halinde delilleri toplanmalı, çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinden geçen karayoluna ilişkin olarak herhangi bir kamulaştırma işlemi bulunup bulunmadığı sorularak varsa yapılan kamulaştırma işlemine ilişkin tüm belge, kroki, fotoğraf ve haritalar getirtilerek dosyasına konulmalı, dava tarihinden 20-30 yıl öncesine ait farklı tarihlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik çift hava fotoğrafı ile aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar, hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile bir fen, bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi ile üç ziraat mühendisinden oluşacak bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte, yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise buna en erken ne zaman başlanıldığı ve imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla kim tarafından ve ne şekilde sürdürüldüğü hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı; ziraat mühendisleri bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmaz bölümünün eğimi, niteliği, toprak yapısı, bitki örtüsü, evveliyatı itibariyle imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp tamamlandığı, ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihten beri hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususlarını açıklayan, bilimsel verilere dayalı ve komşu taşınmazlarla mukayeseli değerlendirmeyi içerir ayrıntılı rapor aldırılmalı, çekişmeli taşınmaz ve çevresinin yakın plan panoramik fotoğrafları çektirilip fotoğraflar üzerinde çekişmeli taşınmaz sınırları kabaca işaretlettirilmeli; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, çekişme konusu taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliğini, sınırlarını, taşınmaz bölümü üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini, varsa imar-ihyanın tamamlanma tarihini açıklayan rapor düzenlettirilmeli, sunulan raporda çekişmeli taşınmaz bölümünün memleket haritası ve uydu fotoğrafları üzerindeki konumu gösterilmeli; fen bilirkişisine keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir, ayrıca dava konusu taşınmazın kadastro paftasının ölçeği ile varsa kamulaştırma haritası ölçeği eşitlenerek çakıştırılmak suretiyle kamulaştırmaya konu alanın 3402 sayılı Yasa’nın 20/A maddesi uyarınca kapsamının belirlendiği ayrıntılı rapor ve kroki düzenlettirilmeli; mahalli bilirkişi ve tanık beyanları, teknik raporlar ile komşu parsel tutanakları ve dayanak kayıtlarıyla denetlenmeli, yapılan araştırma ve inceleme neticesinde dava konusu taşınmazların öncesi itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun anlaşılması halinde, iktisap edilebilmesi için emek ve para sarf edilerek tarıma elverişli hale getirildikten sonra, dava tarihine kadar yirmi yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin davacı lehine nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla geçmesi gerektiği dikkate alınmalı, taşınmazın öncesinin imar-ihyaya muhtaç yerlerden olmadığının tespit edilmesi halinde ise 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle kazanım şartlarının davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu"nun 3/j maddesi de dikkate alınarak taşınmazın sulu ya da kuru arazi niteliğinde mi olduğu belirlenmeli ve bunun sonucunda da 40/100 dönüm kısıtlamalarının aşılıp aşılmadığı değerlendirilmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.