19. Hukuk Dairesi 2016/17472 E. , 2017/3672 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalı vek. Av. ...’un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkili şirketin davalıdan alacağı demir çelik ürünlerinin bedeline mahsuben 07.11.2012 tarihinde davalının banka hesabına toplam 1.183,450 TL ödeme yaptığını, davalı şirket ile önceden yaptığı alışverişlerden devir eden alacağı 137.000 TL ile birlikte davalı taraftan toplam 1.320.450 TL alacağı olduğunu ancak davalının talep edilen malları göndermediği gibi karşılıksız faturalar düzenleyerek kendisini alacaklı olarak gösterme çabasına girdiğini, davalının düzenlediği faturalar karşılığı mal teslim edilmediğinden faturalara itiraz edildiğini iddia ederek, 1.320.450 TL alacaklarının 09.11.2012 tarihinden itibaren en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında 2007 yılından beri ticari ilişki olup, mal tesliminden önce müvekkilinin ödeme talebinin söz konusu olmadığını, davaya konu çeklerin davalıya tesliminin malzeme sipariş tarihinden 38 gün, son fatura/mal teslim tarihinden de tam 15 gün sonra olduğunu, davacının bahsini ettiği toplam 1.320.450 TL bedelli çeklerin avans/teminat değil bizzat teslim alınan malların bedeli olduğunu, uygulamanın hep mal teslimi, fatura ve ödeme şeklinde gerçekleştiğini, davalı şirketin davacıya borcu olmayıp davacıdan alacaklı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen son iki bilirkişi raporuna göre, davacının davalıdan alacağı ... ... ürünlerine mahsuben davalıya 3 adet çek ile toplam 1.183,450 TL ödeme yaptığı ve ayrıca davacının davalıdan, dava ve davalıya keşide ettiği ilk ihtardan önce devreden 137.000 TL cari hesap alacağı olmak üzere toplam 1.320.450 TL alacaklı olduğunun tartışmasız olup, her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafından davacı adına düzenlenen 18 adet toplam 3.024.115,80 TL’lik malın davacıya teslim edildiğinin resmi kayıt ve belgelerle ispatlanamadığı, bu nedenle davacının davalıdan toplam 1.320.450 TL alacaklı olduğu, davalının ihtarname ile 27.11.2012 tarihinde temerrüte düşürüldüğü gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalıya avans olarak verdiği çekler karşılığında mal teslim edilmediğini iddia etmiş, davalı ise davacıya sattığı malların bedellerine mahsuben çeklerin verildiğini ve bu nedenle ispat külfetinin davacıda olduğunu savunmuştur.
Kural olarak çek, bir ödeme vasıtası olup, aksi kararlaştırılmadıkça mevcut bir borcun tediyesi amacı ile verildiği yönünde bir karine mevcuttur. Bu karinenin aksini iddia eden davacı, çeklerin avans olarak verildiğini ve karşılığında mal teslim edilmediğini yazılı delille ispatlamakla yükümlüdür. Başka bir anlatımla somut olayda ispat yükü davacı taraftadır. Mahkemece ispat yükünün tayininde yanılgıya düşülerek eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.480.00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 11/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.