3. Ceza Dairesi Esas No: 2019/2683 Karar No: 2019/10666 Karar Tarihi: 16.05.2019
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/2683 Esas 2019/10666 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın suçlu olduğuna karar verdi ancak katılanın yaralanmasına ilişkin olarak sunulan raporu yeterli ve hüküm kurmaya elverişli bulmadı. Bu nedenle, katılanın tüm tedavi evrakları, film ve grafileri ile geçici ve kesin raporlarının temini ve bir adli tıp kurumu ilgili şube müdürlüğüne sevki sağlanarak, yaralanmanın yüzde sabit iz niteliğinde olup olmadığı ve kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etki derecesi belirlenecek şekilde kesin rapor aldırılması gerektiğine karar verildi. Ayrıca, sanığın haksız tahrik hükümlerinin makul oranda uygulanması için ilgili dava dosyasının getirtilmesi gerektiği ve 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmesi nedeniyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Kanun maddeleri ise 5237 sayılı TCK'nin 86. ve 87. maddeleri, 29. maddesi ve 53. maddesinin bazı ibareleri.
3. Ceza Dairesi 2019/2683 E. , 2019/10666 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1) Sanığın eylemi neticesinde katılanda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak ... Devlet Hastanesince tanzim olunan 07/04/2015 tarihli raporda, katılanda mevcut nazal kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif (2) derece olduğunun belirtilmesi ve fakat adli tıp kriterleri açısından kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif (1), orta (2-3), ağır (4-5-6) derece şeklinde sınıflandırılması; ayrıca aynı rapor içeriğinde katılanın burun sırtında 1 cm."lik kesi bulunduğunun belirtilmesi karşısında, söz konusu raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmakla, katılana ait tüm tedavi evrakları, film ve grafileri ile geçici ve kesin raporlarının temini ile birlikte katılanın en yakın adli tıp kurumu ilgili şube müdürlüğüne sevki sağlanarak, burun sırtında mevcut yaralanmanın yüzde sabit iz niteliğinde olup olmadığı ve kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etki derecesi duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmek suretiyle 5237 sayılı TCK’nin 86. ve 87. maddelerinde yer alan tüm kriterleri kapsar nitelikte kesin rapor aldırılması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2) Sanığın aşamalarda değişmeyen istikrarlı anlatımlarına göre katılanın, suç tarihinden iki gün önce ağabeyinin öldürülmesi olayına müdahil olduğunu beyan etmesi karşısında, ilgili dava dosyası da getirtilerek yapılacak inceleme neticesinde sanık lehine TCK’nin 29. maddesinde yer alan haksız tahrik hükümlerinin makul oranda uygulanması gerekirken, herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi, 3) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, CMUK"un 326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 16.05.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.