10. Hukuk Dairesi 2014/5862 E. , 2014/22916 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Osmaniye İş Mahkemesi
Tarihi :04.12.2013
No :2012/362-2013/620
Davacı, 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık süresinin tespitini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi .. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
01.01.1983 tarihinden gelen vergi kaydına dayalı olarak 01.01.1983 tarihi itibarıyla 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalılık tescili yapılan davacının bu sigortalılığı, vergi kayıt sürelerine göre 01.01.983-31.12.1984 ve 01.01.1986-31.01.1987 tarihleri arası olarak belirlenmiştir. Davacının, anılan vergi kayıt sürelerinin dışında, 04.03.1987 tarihinden itibaren halen devam eden Osmaniye Madeni Sanatkarlar Odası kaydı bulunduğu; esnaf ve sanatkarlar sicil kaydının ise araştırılmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı, 04.03.1987-03.06.2011 tarihleri arası 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığın tespitini istemiş; Mahkemece, istem gibi davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemenin, 04.03.1987-01.10.2008 tarihleri arası döneme ilişkin kabulü yerinde olup; 01.10.2008-03.06.2011 arası döneme ilişkin hükmü ise, eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
Davanın yasal dayanağı olan ve 01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Kanunun 24. ve 25. maddelerinde kendi adına ve hesabına çalışanlar olarak nitelendirilen bağımsız çalışanlardan Kanunla kurulu meslek kuruluşlarına
yazılı olan gerçek kişiler ve tüzel kişilerden limited şirketlerin ortakları zorunlu sigortalı sayılmış iken, anılan maddelerde 2229 sayılı Kanun ile yapılan ve 04.05.1979 günü yürürlüğe giren değişiklik ile meslek kuruluş kaydı zorunluluğu kaldırılarak, kendi adına ve hesabına çalışma olgusu sigortalılık niteliğini kazanmak için yeterli kabul edilmiş, limited şirket ortakları yanında anonim şirketlerin kurucu ortakları ile yönetim kurulu üyesi olan ortakları da kapsama alınmıştır. Daha sonra, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Kanunla değişik 1479 sayılı Kanunun 24. maddesinin (1) numaralı bendinin (a) ve (h) fıkralarında, diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların zorunlu sigortalı kabul edilebilmesi için, esnaf ve sanatkârlar gibi ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar yönünden vergi kaydı, gelir vergisinden bağışık olanlar yönünden kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı bulunma koşulu getirilmiş; anılan madde 22.03.1985 günü yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanunla bir kez daha değiştirilip kapsam genişletilerek, gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar (vergi kaydı bulunanlar) veya esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı bulunanlar ya da kanunla kurulu meslek kuruluşunda usulüne uygun kaydı olanlar zorunlu sigortalı olarak kabul edilmiş, bu düzenleme 4956 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 02.08.2003 tarihine kadar geçerliliğini korumuştur. 4956 sayılı Kanunun 14. maddesiyle değiştirilen hükümle 02.08.2003 gününden itibaren zorunlu sigortalılık kapsamına yalnızca, ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar alınmış, gelir vergisinden bağışık tutulanlar yönünden ise esnaf ve sanatkâr sicili ile birlikte aynı zamanda kanunla kurulu meslek kuruluşuna yöntemince kayıtlı bulunma koşulları getirilmiştir. Son olarak 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre, zorunlu sigortalılık için gelir vergisi yükümlüsü olma şartı korunup, gelir vergisinden bağışık tutulanlar için ise esnaf ve sanatkâr siciline kayıt zorunluluğu aranmış, ayrıca, anonim şirketlerin kurucu ortakları kapsamdan çıkarılmıştır.
Anılan yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığı altında;
Dava ve uyuşmazlığa konu 01.10.2008-03.06.2011 tarihleri arası dönem yönünden; 5510 sayılı Yasanın 4/1-b madde hükmü kapsamında(mülga1479 Sayılı Yasanın 24. maddesi hükmüne göre) ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi yükümlüsü olup olmak, gelir vergisinden muaf olanlar yönünden de Esnaf ve Sanatkâr Siciline yöntemince kayıtlı bulunmak, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın karinelerini oluşturmakta ise de, zorunlu sigortalılık için ön koşul, başka sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalmak kaydıyla herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi
adına ve hesabına bağımsız çalışma olgusunun gerçekleşmesidir. Dolayısıyla anılan dönemde, sadece Oda kaydı bulunan davacının , gelir vergisinden muaf olup olmadığı, esnaf ve sanatkarlar sicil kaydının bulunup bulunmadığı irdelenerek, bağımsız çalışmanın varlığı, bu anlamda anılan 5510 sayılı Yasanın 4.maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine kapsamında zorunlu sigortalılık koşulları yeniden ve usulünce araştırılıp varılacak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 06.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.