Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/18536
Karar No: 2014/22912
Karar Tarihi: 06.11.2014

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/18536 Esas 2014/22912 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/18536 E.  ,  2014/22912 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Amasya İş Mahkemesi
    Tarihi : 11.06.2014
    No : 2013/115-2014/338

    Dava, aksi kurum işleminin iptali, 07.06.1985 tarihinden itibaren Oda kaydının geçerliliği ve 01.01.2013 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazanıldığının tespiti istemlerine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi .. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    13.06.1985 tarihinde verilen giriş bildirgesi üzerine “Nakliye” işinden ve vergi kaydına dayalı olarak 15.05.1985 tarihi itibarıyla 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalılık tescili yapılan, 15.05.1985-08.05.1991 ve 25.03.2004-31.01.2006 tarihleri arası vergi kaydı, 07.06.1985-12.08.2005 tarihleri arası Oda kaydı bulunan davacı, 15.05.1985-09.05.2006 tarihleri arası 20 yıl 11 ay 24 günlük süreye ilişkin prim borçlarını 1992 yılı(3780 sayılı Yasa), 1997 yılı(4247 sayılı Yasa) ve 2006 yılındaki(5458 sayılı Yasa) af yasalarından yararlanmak suretiyle ödemiştir.
    Davacının 21.12.2012 günlü tahsis başvurusunun, sigortalılık süresinin, sigortalılığa esas oda kaydındaki usulsüzlük nedeniyle değişikliğe uğradığından bahisle reddi üzerine, eldeki bu dava açılmıştır.
    Mahkemece, sigortalılığa esas oda kaydında sabit olan usulsüzlük nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
    Davanın yasal dayanağı olan ve 01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Kanunun 24. ve 25. maddelerinde kendi adına ve hesabına çalışanlar olarak nitelendirilen bağımsız çalışanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına yazılı olan gerçek kişiler ve tüzel kişilerden limited şirketlerin ortakları zorunlu sigortalı sayılmış iken, anılan maddelerde 2229 sayılı Kanun ile yapılan ve 04.05.1979 günü yürürlüğe giren değişiklik ile meslek kuruluş kaydı zorunluluğu kaldırılarak, kendi adına ve hesabına çalışma olgusu sigortalılık niteliğini kazanmak için yeterli kabul edilmiş, limited şirket ortakları yanında anonim şirketlerin kurucu ortakları ile yönetim kurulu üyesi olan ortakları da kapsama alınmıştır. Daha sonra, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Kanunla değişik 1479 sayılı Kanunun 24. maddesinin (1) numaralı bendinin (a) ve (h) fıkralarında, diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir
    işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların zorunlu sigortalı kabul edilebilmesi için, esnaf ve sanatkârlar gibi ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar yönünden vergi kaydı, gelir vergisinden bağışık olanlar yönünden kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı bulunma koşulu getirilmiş; anılan madde 22.03.1985 günü yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanunla bir kez daha değiştirilip kapsam genişletilerek, gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar (vergi kaydı bulunanlar) veya esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı bulunanlar ya da kanunla kurulu meslek kuruluşunda usulüne uygun kaydı olanlar zorunlu sigortalı olarak kabul edilmiş, bu düzenleme 4956 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 02.08.2003 tarihine kadar geçerliliğini korumuştur. 4956 sayılı Kanunun 14. maddesiyle değiştirilen hükümle 02.08.2003 gününden itibaren zorunlu sigortalılık kapsamına yalnızca, ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar alınmış, gelir vergisinden bağışık tutulanlar yönünden ise esnaf ve sanatkâr sicili ile birlikte aynı zamanda kanunla kurulu meslek kuruluşuna yöntemince kayıtlı bulunma koşulları getirilmiştir. Son olarak 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre, zorunlu sigortalılık için gelir vergisi yükümlüsü olma şartı korunup, gelir vergisinden bağışık tutulanlar için ise esnaf ve sanatkâr siciline kayıt zorunluluğu aranmış, ayrıca, anonim şirketlerin kurucu ortakları kapsamdan çıkarılmıştır.
    Kural olarak, 1479 sayılı Kanunda yapılan bu değişiklikler, değişiklikten önceki madde hükümlerinin öngördüğü koşullara sahip sigortalıların sigortalılıklarını sonlandırıcı etkiye sahip olmayıp, bu kişilerin sigortalılık nitelikleri geçerliliklerini korumaktadır ve anılan düzenlemeler, yürürlük tarihinden itibaren sigortalılık niteliği kazananlar yönünden kayıt ve koşullar içermektedir. Başka bir anlatımla, yeni düzenlemeler, değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihlerden sonra ilk kez kayıt ve tescil edilecekler için uygulanmalıdır ki, buna aykırı bir düşünce, yasaca ve hukukça kabulü olanaksız olan kazanılmış hakları ortadan kaldırmak niteliğindedir.
    Önemle vurgulanmalıdır ki; ilgili vergi, kanunla kurulu meslek kuruluşu, esnaf ve sanatkârlar sicil memurluğu kayıtları zorunlu sigortalılığın dayanak belgeleri niteliğinde olup, anılan kayıtlara sahip kişiler yönünden ancak, “(diğer) sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalma” ve “herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışma” olgularının birlikte gerçekleşmesi durumunda zorunlu sigortalılık söz konusu olabilir. Belirtilen kayıtların yokluğunda zorunlu sigortalılıktan söz edilemeyeceği gibi, anılan sigortalılık niteliğine sahip olunmadığı döneme/sürelere ait prim borçlarının daha sonraki tarihlerde Kurumca hatalı olarak geriye dönük tahsil edilmesi, ödemeler icra takibi sonucu gerçekleşmediği veya 06.03.1992 günü yürürlüğe giren 3780 sayılı Kanun, 16.05.1997 tarihinde yürürlüğe giren 4247 sayılı Kanun ve 2006 yılında yürürlüğe giren 5458 sayılı Kanun hükümleri kapsamında primler yatırılmadığı sürece ilgili yararına usulü kazanılmış hak olgusunu da oluşturmaz.
    Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığı altında
    a) 13.06.1985 tarihli giriş bildirgesi üzerine vergiye dayalı olarak 15.05.1985 tarihi itibarıyla 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık tescili yapılan davacının vergiye kayıtlı bulunduğu 15.05.1985-08.05.1991 ve 25.03.2004-31.01.2006 tarihleri arası dönemde 1479 sayılı Yasanın anılan 24.ve 25.maddeleri kapsamında sigortalığın kabulü gerekeceğinden, davalı kurumca uyuşmazlık çıkarılan dönemler celbedilip belirlenmek suretiyle ve yapılacak inceleme sonucuna göre karar verilmelidir.
    b)Vergi kaydının bulunmadığı dönemler yönünden (09.05.1991-24.03.2004 ve 01.02.2006-09.05.2006) ise; davanın yasal dayanağını oluşturan 1479 Sayılı Yasanın 24.ve 25. Maddelerinde 22.03.1985 tarihinde 3165 sayılı Yasa ve 02.08.2003 tarihinde yapılan 4956 sayılı Yasayla yapılan değişiklikler de dikkate alınmak suretiyle, zorunlu sigortalılık için ön koşul olan kendi nam ve hesabına bağımsız çalışma olgusunun varlığı usulünce araştırılmalıdır. Bu kapsamda; usulsüz Oda kaydının varlığına dair, varsa yoklama memuru veya sigorta müfettişi raporları celbedilmeli; A.. B..nın, Mahkemeye hitaben görderdiği 12.04.2013 ve 25.02.2014 günlü yazıları ve ekinde yer alan Üye kayıt defteri bilgilerinden , tahrifat yapılan ve yapılmayan olmak üzere iki ayrı üye kayıt defterinin varlığının anlaşılması karşısında, her iki ayrı Üye kayıt Defterleri celbedilerek usulsüz kaydın varlığı usulünce araştırılmalı, defterlerin sıhhati ve geçerliliği irdelenmelidir.
    c) Öte yandan, 6552 sayılı Yasanın 58. maddesi ile 5510 sayılı Yasaya eklenen Geçici 54. maddesinde; “Mülga 4355 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları, Esnaf Odaları ve Ticaret Borsaları Kanunu, mülga 5373 sayılı Esnaf Dernekleri ve Esnaf Dernekleri Birlikleri Kanunu ve mülga 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanununa göre; esnaf ve sanatkâr siciline veya odasına ya da her ikisine birden kayıtları bulunmakla birlikte üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine, Kuruma kayıt ve tescili yapılmakla birlikte, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılık süreleri geçersiz sayılarak iptal edilen sigortalılardan 22/3/1985 tarihinden sonraki sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır.
    4 üncü ve 7 nci maddeler ile 2926 sayılı Kanunun 2 nci, 5 inci ve 9 uncu maddelerine göre kayıt ve tescili yapılanların, sigortalılık tescil ve sürelerine esas tarımsal faaliyetleri ile ilgili kurum ve kuruluş üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine sigortalılıkları geçersiz sayılarak iptal edilenlerin, tescillerinin yapıldığı tarihten 31/12/2010 tarihine kadar geçen sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır. Ancak, tevkifat kesintisine binaen geriye dönük yapılan tescillerden, tevkifatın yapıldığı tarihte ziraat odası kaydı bulunmayan, daha sonra geriye dönük tesis edilen kayıtlar geçerli kabul edilmez.
    Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra birinci ve ikinci fıkralar uyarınca hizmet iptali yapılmaz.
    Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından belirlenir.” düzenlemesine yer verilmiş olup; Mahkemece, anılan yasal düzenlemenin
    davaya konu uyuşmazlık yönünden uygulanabilirliği ile anılan düzenleme kapsamında kurumca uyuşmazlığın sürdürülüp sürdürülmediği hususları bozma sonrası sürdürülecek yargılamada gözetilmelidir.
    d)Yapılacak araştırma neticesinde bağımsız çalışmanın varlığının belirlenememesi halinde, 15.05.1985-09.05.2006 tarihleri arası 20 yıl 11 ay 24 günlük süreye ilişkin prim borçlarının 1992 yılı(3780 sayılı Yasa), 1997 yılı(4247 sayılı Yasa) ve 2006 yılındaki(5458 sayılı Yasa) af yasalarından yararlanmak suretiyle ödemiş olması karşısında, yukarıda belirtilen ve zorunlu sigortalılığı gerektiren vergi kayıt süreleri dışındaki dönemlerde isteğe bağlı sigortalılık durumu değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 06.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi