17. Ceza Dairesi 2019/854 E. , 2019/6503 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece suça sürüklenen çocuklar hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü:
Suça sürüklenen çocuklar hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın 05.12.2011 tarihinde kesinleştiği, ihbara konu 3 yıllık deneme süresi içerisinde 14.12.2012 tarihinde işledikleri Kayseri 1. Çocuk Mahkemesi"nin 08.05.2013 tarih, 2012/1343 Esas ve 2013/471 Karar sayılı ilamı ile TCK"nun 141/1 .maddesi uyarınca verilen mahkumiyet hükümlerinin Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 23.12.2014 tarih 2014/15806 Esas ve 2014/36724 Karar sayılı ilamı ile suça sürüklenen çocukların eylemlerinin TCK"nun 142/1-e maddesindeki suçu oluşturduğunun belirtildiği,ancak aleyhe temyiz olmaması sebebiyle hükümlerin onanmasına karar verildiği;her ne kadar 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nun 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK"nun 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakta ise de;suça sürüklenen çocuklar hakkında ihbara konu ilamda eylemlerinin TCK"nun 142/1-e maddesindeki suçu oluşturması sebebiyle uzlaşma hükümleri uygulanamayacağından tebliğnamede bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir
I-Suça sürüklenen çocuklar hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerin yapılan incelemesinde;
Doğrudan tayin edilen adli para cezalarının miktarları itibarıyla hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ve 14.04.2011 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"a 6217 sayılı Yasa ile eklenen geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olup, temyizi olanaklı bulunmadığından, suça sürüklenen çocuklar ... ve ... müdafii ile suça sürüklenen çocuk ..."ın temyiz istemlerinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak ayrı ayrı REDDİNE,
II-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün yapılan incelemesinde;
Suça sürüklenen çocuk için; mahkemenin 09.06.2011 tarihinde işlenen suç için 25.11.2011 tarihinde 5271 sayılı CMK"nun 231/6-son cümlesi hükmü uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdiği ve bu kararın 05.12.2011 tarihinde kesinleştiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleşmesinden itibaren ve denetim süresi içinde işlenen kasıtlı suçtan dolayı verilen ve 23.12.2014 tarihinde kesinleşen mahkumiyet hükmü nedeniyle hükmün açıklandığı; böylelikle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 05.12.2011 ila deneme süresi içinde ikinci suçu işlediği 14.12.2012 tarihleri arasında dava zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede;
Suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan ve 5237 sayılı TCK"nun 142/1-b ve 31/2. maddesindeki suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre; aynı Yasanın 66/1-e, 66/2 ve 67/4. maddelerinde öngörülen 6 yıllık kesintili dava zamanaşımı süresinin suç tarihi olan 09.06.2011 tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... ve müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE,
III-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün yapılan incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Müştekinin 25.11.2011 tarihli celsede alınan beyanında, zararının bir kısmının karşılandığını belirtmiş olması karşısında; müştekiden zararlarının hangi aşamada giderildiği ve kısmi iadeye rızasının bulunup bulunmadığı sorularak sonucuna göre suça sürüklenen çocuk hakkında TCK"nun 168/4. maddesi delaletiyle aynı Yasa"nın 168/1 veya 168/2. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-5237 sayılı TCK"nun 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, cezanın temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK"nun 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...Daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK"nun 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK"nun 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK"nun 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “İşlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “Suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK"nun 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise;
Suça sürüklenen çocuğun, olay tarihinde müştekinin evinden değer tespit tutanağına göre, 62,00 TL değerinde muhtelif eşyalar çaldığının anlaşılması karşısında; suça sürüklenen çocuk hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibarıyla ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle 5237 sayılı TCK"nun 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuğun kazanılmış hakkının korunmasına, 30.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.