![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2021/2350
Karar No: 2022/1850
Karar Tarihi: 04.04.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2350 Esas 2022/1850 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/2350 E. , 2022/1850 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada koopetatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı yükleniciye davalı kooperatife yaptığı sıhhi tesisat işi karşılığında verilen daireyi satın aldığını, davalı kooperatifin karar defterine bu hususun kaydedildiğini, devralınan daireye ilişkin kooperatife bir borç olmadığı hususunda anlaşma sağlandığını ancak davalı kooperatif tarafından davacıya daireye ilişkin aidat borçlarının ödenmediği bildirilerek kooperatif yönetim kurulunun 21.11.2013 tarih ve 82 sayılı kararı ile üyelikten ihraç edildiğini, ihraç kararının yasaya ve ana sözleşmeye aykırı olduğunu ileri sürerek, ihraç kararının iptaline, davacının davalı kooperatife borcu olmadığının tespitine, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydıyla üyelikten kaynaklı ödenen 17.000,00 TL’nin 29.09.2003 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı kooperatiften tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin 13.10.2017 tarihli yönetim kurulu kararıyla aidat borçlarını ödemediği gerekçesiyle ihraç edildiğini, ihraç kararının ve aidat talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek ihraç kararının iptaline, davacının davalı kooperatife borcu olmadığının tespitine, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydıyla üyelikten kaynaklı ödenen 17.000,00 TL’nin 29.09.2003 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı kooperatiften tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının dayandığı devir sözleşmesinin hukuken geçersiz olduğunu, zira kooperatif yönetim kurulunun kooperatifin bir malını satma yetkisi olmadığını, bu yetkinin genel kurula ait olduğunu, davacının kooperatife iş yapmış ise buna ilişkin fatura düzenlemesi gerektiğini, ancak böyle bir faturanın bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, kooperatif yönetim kurulunun üyelikten ihraç kararının iptaline, davacının diğer taleplerinin reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin (Kapatılan 23. Hukuk Dairesi) 11.09.2015 tarihli 2015/6106 Esas, 2015/5800 Karar sayılı ilamı ile; menfi tespit istemine ilişkin nisbi harcın tamamlanması halinde davacının peşin bedelli ortak olduğu kabul edilerek ihtarname ile istenen aidat miktarları kapsamında ne kadarlık kısmının davacının sorumlu olduğu genel yönetim ve alt yapı gideri olduğu hususunda bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacının sorumlu olduğu genel gider payının 886,39 TL olduğu gerekçesiyle ihraç kararının iptaline, menfi tespit davasının kısmen kabulü ile 1. ihtarname tarihi itibariyle 73.111,61 TL tutarında davacının davalı kooperatife borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen davanın da derdestlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davalı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Birleşen dava, ihraç kararının iptali ve menfi tespit istemine ilişkindir. 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 16/son maddesi uyarınca ihraç kararı kesinleşinceye kadar üyenin hak ve yükümlülükleri devam eder. İhraç kararına karşı süresinde dava açılsa dahi davacının, bu dava devam ederken aidat borçlarını ödemeye devam etmesi gerekmektir. İhraç kararı kesinleşinceye kadar üyelikten doğan yükümlülükler aynen devam edeceğinden buna uyulmaması halinde üyelikten ikinci kez ihraç edilmesi de mümkündür.
Somut olayda; asıl davada 21.11.2013 tarihli yönetim kurulu kararıyla ihraç kararın iptali talep edilmiş, mahkemece ihraç kararının iptaline, diğer taleplerin reddine karar verilmiş, karar davacı tarafın temyizi üzerine menfi tespit ile ilgili karar yönünden bozulmasına karar verilmiştir. Bozmadan sonra 13.10.2017 tarihli yönetim kurulu kararıyla davacının 26.05.2016 – 25.07.2017 dönemi aidat borçlarının ödenmemesi sebebiyle ihracına karar verilmiş, davacı tarafça birleşen dava ile bu ihraç kararının iptali ve diğer talepler ile ilgili dava açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece birleşen davanın derdestlik nedeniyle reddine karar verilmiş ise de birleşen davaya dayanak ihtarnamelerde ödenmesi istenilen borç dönemi farklı olduğu gibi dava konuları da ayrı ayrı ihraç kararlarının iptali talebine ilişkindir. Asıl ve birleşen dava konuları bu yönüyle farklı bulunduğundan derdestlik itirazının şartları bulunmadığından işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen dava yönünden davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz eden asıl davada davalıdan alınmasına, temyiz peşin harcın harcın asıl ve birleşen davada davacıya iadesine,
kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04.04.2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Kooperatif üyesi davalı kooperatifin 21/11/2013 tarihli kararıyla hakkındaki üyelikten ihracının iptali için asıl davayı açmış, yükleniciye yaptığı işler karşılığında peşin bedelli üye kabul edilen...'tan B Blok Zemin kat No : 1 ‘deki bağımsız bölümü satın aldığını belirtmiştir. Davalı kooperatif ise davacının yüklenici ile yaptığı sözleşmenin geçersiz olduğunu, peşin bedelli üyeliğe kabule kooperatif Genel Kurulunun yetkili olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda ihraç kararının iptaline karar verilmiş, temyiz üzerine “davalı kooperatifin 27/01/2022 tarihli Genel Kurul kararında zemindeki dükkan ve dairelere % 20 eksik aidat ödemeleri ve kat farkına dahil edilmeden tercihli üye alınması konusunda yönetim kuruluna yetki verilmiş, Yönetim Kurulunca 15/02/2002 tarihinde ise B Blok zemin kat 1 numaralı dairenin sıhhi tesisat ustası ...’a işçilik bedeli olarak 15.200 TL bedelle devredileceği dairenin bedelinin 13.000 TL kabul edildiği, kalanın ...’a para olarak ödeneceği kararlaştırılmıştır. Bu durumda üyeliğini davacıya devreden ...’un peşin bedelli ortak olduğunu ve davacıdan inşaat finansman gideri talep edilemeyeceği, genel yönetim ve alt yapı giderlerinin istenebileceğinden ihatarname ile istenen aidat miktarları kapsamında genel yönetim ve alt yapı gideri olup olmadığı, varsa ne kadarlık kısmından davacının sorumlu olduğu hususlarında ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden” bozma kararı verilerek Yargılama devam ettirilmiştir.
Birleşen davada ise davacı 13/10/2017 tarihli üyelikten ihraç kararınının iptali istemiyle dava açılmış ve bağlantı olduğundan asıl dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilerek iki talep birlikte görülmüştür. Alınan bilirkişi raporları doğrultusunda, asıl davanın kabulü ile davacının davalı kooperatif üyeliğinden ihracına ilişkin 21/11/2013 tarihli kararın iptaline, davacının davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine, birleşen davada ise derdestlik nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.
Birleşen davayı, davacı taraf temyiz etmiş davalı taraf temyiz etmemiştir. Mahkemece davacının peşin bedelli ortak olarak belirlemiş, birleşen dava ile asıl dava konuları tarafları ve talepleri aynı olarak görülmüş ve asıl davada ihraç kararının iptaline hükmettiğinden birleşen davada yeniden ihraç kararının iptaline karar vermenin gerekli olmadığına karar vermiş.Birleşen dosyada verilen bu karar davalı kooperatif tarafından temyiz edilmemiş, yalnızca davacı temyiz ettiğinden birleşen davanın bozulması davacının aleyhine sonuç doğuracağından aleyhe bozma yasağı ilkesi gereği birleşen davanın bozulmasına karar verilemeyeceğinden birleşen davanın da onanması gerektiği düşüncesiyle karara kısmen muhalifim
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.