11. Hukuk Dairesi 2018/4670 E. , 2019/5925 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 24/01/2017 tarih ve 2014/462 E.- 2017/23 K. sayılı kararın birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 05/07/2018 tarih ve 2018/1103 E.- 2018/792 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili asıl davada, davacının tekstil sektöründe “CLİO” markasıyla bayan konfeksiyon üreticisi olarak faaliyet gösterdiğini ve 2014/00326-10.1, 10.2, 33.1, 33.2 numaralı endüstriyel tasarım tescillerinin bulunduğunu, davalı ... ve ... adi ortaklığı (Bonema Tekstil) tarafından üretilerek satışa sunulan ürünlerin, davacının tasarım hakkına tecavüz ettiğini, davaya konu tasarımın Tozlu Tekstil Konfeksiyon Ltd. Şti.’ye ait "www.tozlugiyim.com.tr" adlı sitede satışının yapıldığını ileri sürerek, davalıların tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitini, durdurulmasını ve önlenmesini, şimdilik 1.000.- TL maddi, 30.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini istemiş, ıslah yoluyla maddi tazminatla ilgili talebini 6.195,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalılar ... ve ... vekili, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı Tozlu Teks. Konf. Ltd. Şti. vekili, davalı tarafından tescil ettirilen 2014/00326 numaralı endüstriyel tasarımın 10.01, 10.02, 33.01, 33.02 numaralı tasarımlarının, daha çok tesettürlü bayanların tercih ettiği tunik şeklinde ürünler olup, ayırt edici ve yenilik niteliğini taşımadığını ileri sürerek davalının tasarım tescillerinin hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davalı vekili, tasarımların yenilik ve ayırt edicilik unsurlarını taşıdığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davalıların ürünlerinde kullanmış olduğu tasarımların davacı adına tescilli 2014/00326-10 ve 33 numaralı tasarımlara ilişkin hakları ihlal ettiği gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, birleşen davada davalı tasarımlarının yenilik ve ayırt edicilik unsurlarına sahip olduğu gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı birleşen davada davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına, her ne kadar bilirkişi heyeti tarafından yapılan tasarım değerlendirmesi Dairemizin yerleşik uygulamalarına aykırı ise de birleşen dosya davacısının dayanmış olduğu tasarım görsellerinin hükümsüzlüğü istenen birleşen dava konusu tasarımların tescil tarihinden önceki bir tarihte kamuya sunulduğunun ispat edilememiş olmasına göre birleşen davada davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. madddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 674 sayılı KHK"nın 19/1. maddesi uyarınca birleşen davada davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 30/09/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.