9. Hukuk Dairesi 2009/38917 E. , 2012/2844 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının şirkete ait ana bilgisayarda film indirdiğini, iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre taraf vekillerinin aşağıda belirtilen bendlerin kapsamı dışında kalan tüm temyiz itirazlarının reddine
2- Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kıdem tazminatı alacağına uygulanması gereken faizin türü, davalı vekili lehine vekalet ücreti taktir edilip edilmeyeceği, davalı lehine yargılama giderine hükmedilip edilmeyeceği, ıslah dilekçesinde faiz talebi olmadığı halde faize hükmedilmesinin doğru olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
3-Kıdem tazminatına uygulanması gereken faizin türü ve başlangıcı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 120 nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte bulunan 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin onbirinci fıkrası hükmüne göre, kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir.
Faiz başlangıcı fesih tarihidir. İş sözleşmesinin ölüm ya da diğer nedenlerle son bulması faiz başlangıcını değiştirmez.
Ancak, yaşlılık, malullük aylığı ya da toptan ödeme almak için işyerinden ayrılma halinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa başvurduğunu belgelemesi şarttır. Bu halde faiz başlangıcı da anılan belgenin işverene verildiği tarihtir.
Emekliliğe hak kazanma belgesi işverene bildirilmemişse, işverence kıdem tazminatı olarak ilk taksitin ödendiği tarih bakiye kıdem tazminatı için faiz başlangıcı sayılmalıdır. Böyle bir taksit ödemesi de olmadığı durumlarda faiz başlangıcı, davanın açıldığı ya da icra takibinin yapıldığı tarihtir.
İşe iade davası sonrasında işçinin süresi içinde başvurusuna rağmen işverence işe başlatılmadığı tarih fesih tarihi olduğundan kıdem tazminatı bakımından faiz başlangıcı da, işçinin işe alınmayacağının açıklandığı tarih ya da bir aylık işe başlatma süresinin sonudur.
Kıdem tazminatı ödenmekle feri hak olan faiz hakkı da son bulur. Ancak kıdem tazminatının kısmen ödenmesi durumunda son taksit ödeninceye kadar faiz hakkı saklı tutulabilir. Davanın açılması da ihtirazi kayıt anlamındadır.
Kıdem tazminatına uygulanması gereken faizi düzenleyen ilgili hükümde özel banka ile kamu bankası ayrımı yapılmamıştır.
Yasada “uygulanan en yüksek faiz” sözcüklerine yer verilmiş olmakla sözü edilen faiz oranının uygulanıp uygulanmadığı tespit olunmalıdır. Bankaların belli dönemlerde T. C. Merkez Bankasına uygulayabileceklerini bildirdikleri faiz oranı filen uygulanmadıkça dikkate alınmaz.
Bankaların uyguladıkları faiz oranları bir ya da birkaç aylık veya bir yıllık vadelerle belirlenmektedir.
Bunlardan en uzun vade bir yıl olup, en yüksek faiz oranı da bir yıllık mevduata uygulanmaktadır.
Bu durumda kıdem tazminatı için uygulanması gereken faiz, ödeme gününün kararlaştırıldığı ya da temerrüdün gerçekleştiği zamanda bankalarca bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı olmalıdır. Aynı miktar için ikinci yılın başlangıcındaki en yüksek banka mevduat faizinin belirlenerek uygulanması, gecikme daha da uzunsa takip eden yıllar için de aynı yönteme başvurulması gerekir. Yıl içinde artan ve eksilen faiz oranları dikkate alınmaz. Yıllar itibarıyla faiz oranları değişebileceğinden kararda faiz oranının gösterilmemesi gerekir.
Dava dilekçesinde belli bir faiz oranı ya da başka bir faiz türü gösterilmişse, istekle bağlılık kuralından hareket edilerek bu faiz oranını aşmayacak şekilde faize karar verilmelidir.
Kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesini kabul eden işçi, bu konuda iradesinin fesada uğratıldığını ileri sürüp, kanıtlamadığı sürece faiz hakkından vazgeçmiş sayılır.
Taksitlerin zamanında ödenmesi durumunda ayrıca faize hak kazanılamaz. Bu konuda daha sonraki taksitlerin ödemesi sırasında ihtirazı kayıt ileri sürülmesinin sonuca bir etkisi yoktur. Ancak, taksitlerden bir ya da bazılarının gününde ödenmemesi durumunda hak kazanılan kıdem tazminatının tamamı için faize karar verilmelidir.
İşçinin taksitli ödemeyi öngören ödeme planını kabulü, ancak taksitlerin gününde ödenmesi halinde işveren yararına sonuç doğurur. Taksitler gününde ödenmediğinde işçinin taksitli ödeme anlaşmasıyla bağlı olduğunda söz edilemez. İşçi, işverence anlaşmaya uyulacağı varsayımı ile taksitli ödemeyi kabul etmiş sayılmalıdır. İş hukukunda işçi yararına yorum ilkesi de bunu gerektirir.
Bu itibarla, kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesini öngören anlaşmanın işverence ihlali halinde işçi, kıdem tazminatının tamamı için fesih tarihinden itibaren faize hak kazanır. Daha önce yapılan ödemeler de Borçlar Kanununun 84 üncü maddesi uyarınca öncelikle faize ve masraflara sayılmalıdır.
Kıdem tazminatı gecikme faizi niteliğinde olduğundan, faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz. Dairemiz kararları bu yönde kökleşmiştir. (Yargıtay 9.HD. 27.6.2005 gün 2005/19196 E, 2005/22752 K.). Faiz alacağı başlı başına icra takibi ya da davaya konu olsa dahi, faiz niteliğini kaybetmediğinden ayrıca faize hak kazanılamaz.
Somut olayda mahkemece 1475 sayılı kanunun 14.maddesi gereğince gününde ödenmeyen kıdem tazminatına mevduata uygulanan en yüksek faizin uygulanması gerekirken yasal faize hükmedilmesi hatalıdır.
4-Dava ve ıslah dilekçesindeki talepler dikkate alındığında davada reddedilen kısım olmadığı halde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi hatalıdır.
5- Dava ve ıslah dilekçesindeki talepler dikkate alındığında davada reddedilen kısım olmadığı halde kabul-red oranına göre denilerek yargılama giderinin bir kısmının davacı üzerinde bırakılması hatalıdır.
6-Islah dilekçesinde faiz talebi olmadığı halde ıslah edilen miktarlara faiz yürütülmesi hatalı olup, bozma sebebi ise de bu yanlışlıkların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün HMK.nun 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, hüküm kısmının tamamen çıkarılarak yerine;
“Davanın KABULÜ İLE,
13.671,75 TL. brüt kıdem tazminatından;
50,00 TL. sinin fesih tarihi olan 15.07.2008 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte,
13.621,75 TL. sinin ıslah dilekçesinde faiz talebi olmadığından faizsiz olarak,
5.598,88 TL. brüt ihbar tazminatından;
50,00 TL.sinin dava tarihi olan 22.08.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte,
5.548,88 TL. sinin ıslah dilekçesinde faiz olmadığından faizsiz olarak davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
Yasal kesintilerin infaz sırasında dikkate alınmasına,
Davacı tarafından yatırılan 14,00 TL. peşin harç ve 70,10 TL. ıslah harcının mahsubu ile 956,50 TL. bakiye karar-ilam harcının davalı şirketten tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği hesap olunan 2.312,48 TL. nisbi vekalet ücretinin davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 291,20 TL. yargılama giderinin davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine, “ hükmü yazılarak kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davacıdan fazla alınan 239.45 TL"nin ilgiliye iadesi ile aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine, 02.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.