15. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/5855 Karar No: 2016/5110 Karar Tarihi: 13.12.2016
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/5855 Esas 2016/5110 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı şirket ile davacı site yönetimi arasında akdedilen bir sözleşmenin konusu, ortak alanlara ilişkin imalattır. Davacı site yönetimi, söz konusu sözleşme gereği, davalı yüklenici şirketten ayıplı ifa sebebiyle malın değiştirilmesi, 1.000 TL maddi tazminat ve 10.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Ancak mahkeme, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir. Oysa, yüklenici şirketin muhatabı sözleşmede iş sahibi olarak belirtilen davacı site yönetimiydi ve davacının aktif dava ehliyeti mevcuttu. Bu nedenle, karar temyiz edilerek bozulmuştur. Kanun maddeleri detaylı bilgi için mevcut değildir.
15. Hukuk Dairesi 2016/5855 E. , 2016/5110 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Tüketici Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı ifa nedeniyle, ayıplı malın misli ile değiştirilmesi ve 1.000,00 TL maddi tazminat, 10.000,00 TL manevi tazminat istemine ilişkin olup; mahkemenin davacı site yönetiminin aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair kararı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti; dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde kabul edilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatı bu anlamda, def"i değil itiraz niteliğinde olup; taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği gibi taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re"sen nazara alınmalıdır. Nitekim dairemizin 25.05.2015 tarihli, 2014/7154 Esas ve 2015/2790 Karar sayılı ilâmında da bu kurallara işaret edilmiştir. Davanın dayanağını teşkil eden 12.05.2015 tarihli sözleşme “Altındamla Site Yönetimi” adıyla davacı ile davalı şirket arasında akdedilmiştir. Sözleşme konusu imalât da ortak alanlara ilişkindir. Site yönetimi adına dava açılabilmesi için yönetim ile yüklenici arasında akdî ilişkinin bulunması gerekli ve yeterlidir. Somut olayda, davalı yüklenici şirketin muhatabı, sözleşmede iş sahibi olarak bulunan davacı site yönetimi olduğundan; davacının aktif dava ehliyetinin varlığı kabul edilip davanın esasının incelenmesi gerekirken, davacı site yönetiminin dava açma sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı site yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı site yönetimi yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 13.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.