12. Ceza Dairesi 2019/6513 E. , 2021/4352 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraat
Taksirle yaralama suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre, sanığın iş güvenlik uzmanı olduğu tarım alet ve makinaları şirketinde işçi olarak çalışan katılanın, olay günü yaklaşık 6 metre yükseklikte bulunan atık yağ tankına vinç yardımıyla yukarı gönderilen varillerden yağ boşaltmak amacıyla, tanka dayadığı seyyar merdivene çıktığı sırada merdivenin kayması sonucu düşerek hayat fonksiyonlarını orta (2.) derece etkileyecek nitelikte kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı, 10.05.2015 tarihli bilirkişi heyet raporuna göre sanığın çalışma alanında incelemeler yaparak riskli durumları tespit etmesi, işverenden bunların giderilmesini istemesi gerektiği, bu yükseklikteki merdivenin bağlantısı olmadan kullanılması riskli olmasına rağmen bunu tespit etmeyişi tedbirsizlik olarak değerlendirilerek tali kusurlu bulunduğu olayda,
Mahkemece, sanık müdafii tarafından ibraz edilen risk analizi ve değerlendirme raporunun 28. maddesine göre sanığın merdivenlerde alınması gerekli güvenlik önlemleriyle ilgili şirkete ayrıntılı önerilerde bulunduğunun anlaşıldığı ayrıca bizzat katılanın beyanlarından da anlaşılacağı üzere sanığın yüksek yerde çalışma ve diğer konularda sahada denetim yaparak gördüğü eksikleri söylediği, sanığın işçilere yazılı ve sözlü sınavlar yaparak iş güvenli konusunda onları bilinçlendirdiği, sanığın görevini kusursuz olarak yapmaya çalıştığı, merdiven konusunda gerekli uyarıları yaptığı, bu konuda rapor hazırlayarak işverene verdiği, işçileri güvenlik hususunda biliçlendirdiği, saha denetimi yaptığı gerekçeleriyle beraatine karar verilmiş ise de;
Şirket yetkilileri ... ile ...’un yargılandığı Söke 4. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılamada, tanık olarak dinlenen sanık ... beyanında, merdivenin dayandığı yağ tankı üzerinde sabit kalmasını sağlayıcı bir aparatın bulunmadığının işverenlerce kendisine iletilmediğini beyan ettiği, ...’ın alınan savunmasında, 8-10 yıldır şirkette yağ boşaltma işinin bu şekilde yapıldığını, yağ deposuna dayanan merdivenin sabit durmasını sağlayan kancanın olmadığını, ustabaşı olan tanık ...’ın beyanında, olay sonrası ... ile tankın olduğu merdivenin dayanacağı bölüme kanca yapılması kararı aldıklarını, olaydan önce merdivenin seyyar olduğunu beyan ettiği, sanık müdafii tarafından ibraz edilen risk analiz raporunun platform ve merdiven üzerinde çalışma ile ilgili 28. maddesinde, uygun sağlam merdivenlerin kaymaya karşı tedbirler alındıktan sonra kullanılması gerektiği, seyyar merdivenlerin yardımcı işçi tarafından tutulması gerektiği, bununla birlikte baret ve emniyet kemerinin kullanılması gerektiğinin belirtildiği halde iş güvenliği tespit ve öneri defterinde kaza tarihinden önce en son 10.09.2013 tarihinde tavsiyelerde bulunulduğu ancak bu tespit ve tavsiyeler arasında merdivenin kullanım şeklindeki eksiklikler ile ilgili bir tespit ve tavsiyenin yer almadığı anlaşılmakla, sanığın çalışma alanında incelemeler yaparak riskli durumları tespit etmesi ve işverenden bunların giderilmesini istemesi gerektiği, merdivenin bağlantısı olmadan kullanılması riskli olmasına rağmen sanığın bunu tespit etmeyişi nedeniyle tali kusurlu olduğunun anlaşılması sebebiyle sanığın taksirle yaralama suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde beraatine karar verilmesi;
2-Bozma ilamına uyulduğu takdirde, sanığa isnat edilen taksirle yaralama suçu için TCK"nın 89. maddesinin 1. fıkrasında öngörülen temel ceza miktarı itibariyle, 5271 sayılı CMK"nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile yeniden düzenlenmiş olan ve 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ""Basit yargılama usulü"" düzenlemesine tabi olacağı; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararı doğrultusunda CMK"nın 251. maddesi hükümlerinin değerlendirilmesi gerekmesi;
Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA; 31.05.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.