1. Hukuk Dairesi 2021/1702 E. , 2021/3598 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları ..."nun kayden malik olduğu 3375 parsel sayılı taşınmazını her birine 1/6 pay olmak üzere davalı yeğenleri ...a satış suretiyle temlik ettiğini, temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek taşınmazın terekeye iadesine olmazsa tapu kaydının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişler, aşamada davacılar vekili, mirasbırakanın diğer mirasçıları ...ın davacılar yanında davaya dahil edilmesini istemiştir.
Davalılar, mirasbırakanın mal kaçırma iradesi bulunmadığını, satışın gerçek olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen karar Dairece "...Somut olaya yukarıdaki ilkeler ışığında bakıldığında; murisin 1925 doğumlu olduğu, çocuğunun bulunmadığı, murisin ölümüne kadar bakımı ile davalıların ilgilendiği, ihtiyaçlarının karşılandığı, davalıların kendisine bakması nedeniyle ve minnet duygularıyla murisin temliki işlemi gerçekleştirdiği, mirasbırakanın davacılar ile bir probleminin olmadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar taşınmazın akitteki bedeli ile temlik tarihindeki gerçek değeri arasında fark bulunsa da, anılan bu hususun tek başına muvazaanın kanıtı sayılamayacağı, davalıların sağladığı bakım ve desteğin yarattığı minnet duygusu dikkate alındığında satışın gerçek değer üzerinden yapılmamasının mal kaçırma amacıyla hareket edildiği anlamını doğurmayacağı sonuç ve kanaatine varılmaktadır. Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek kabulüne karar verilmesi doğru değildir..." gerekçesiyle bozulmuş, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle hükmüne uyulan bozma ilamı gözetilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacı ...’nın aşağıdaki bent dışındaki temyiz itirazlarının reddine.
Davacı ...’nın vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili davalarında dava değerinin, çekişme konusu taşınmazların tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların miras paylarına isabet eden toplam değer olduğu kuşkusuzdur.
Somut olayda, davanın davacılar ...ve ...tarafından açıldığı, öncelikle dava konusu taşınmazın terekeye iadesinin, mümkün olmazsa miras payları oranında tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesinin istenildiği, aşamada diğer mirasçıların davaya dahil edilmelerine rağmen, verilen ilk kararda davacıların miras payları oranında tapu kaydının iptali ve adlarına tesciline hükmedildiği, davacılar tarafından bu hususun temyiz edilmediği, ayrıca ilk hükümle birlikte harcın tamamlandığı, ölen davacılardan ...ve ...’in mirasçılarına da tebligatların yapıldığı anlaşılmakla; mahkemece, mirasbırakan tarafından dava konusu taşınmazın 2/6 payının davalılara temlik edildiği, dava konusu taşınmazın tamamının dava tarihindeki değerinin 118.576,25 TL olduğu, 2/6 paya isabet eden değerin ise 39.525,42 TL olduğu, bu pay üzerinden davacıların miras paylarına (45/75) tekabül eden değerin ise 23.715,25 TL olduğu gözetilerek bu değer üzerinden davacılar aleyhine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile fazla vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, yerel mahkeme kararının vekalet ücretine ilişkin 3. bendinin hükümden çıkarılarak yerine hükme 3. bent olarak “3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.845,83 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,” cümlesinin yazılmasına, davacı ... vekilinin bu yöne ilişkin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nin 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.