Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/14336
Karar No: 2019/3291
Karar Tarihi: 11.04.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/14336 Esas 2019/3291 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/14336 E.  ,  2019/3291 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : .... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ


    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen kişisel eşyanın iadesi davasında verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalı ... ile evlendiğini, kayınvalidesi ve kayınpederi olan diğer davalılarla birlikte aynı evde kaldıklarını, düğünde takılan ziynetleri kendisini dışarı olduğu sırada davalıların çaldıklarını, kayınpederinin ziynetleri geri verdireceğini söyleyerek kendisini kandırdığını, bu ziynetlerle davalıya araç alındığını, bu aracın davalının babası adına yapıldığını, daha sonra bu aracın traktöre çevrildiğini belirterek, ziynetlerin aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmadığı takdirde belirlenecek olan bedelin, yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak kendisine verilmesini talep ve dava etmiş, 28.09.2016 tarihinde talebini 75.543,00 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalılar; Kayseri 2. Aile Mahkemesinin 2013/149 E., 2014/659 K. sayılı ilamı ile boşanan davacı ... ve davalı ..."ın evlilikleri süresince bir süre diğer davalılarla aynı evde yaşadıklarını, davacıya ait herhangi bir eşyayı almadıklarını, davacının bu isnatları ispatlaması gerektiğini, davacının boşanma davasından bir yıl önce davalının ailesinden kimseyi misafir etmeyeceğini söyleyerek gece yarısı evi terk ettiğini, araya büyüklerin girmesi üzerine tarafların barışarak bir araya geldiğini, ancak ..."ın anne ve babasının bir daha davacı ile görüşmediklerini, görüşmeyen birilerinin de bu ziynetleri almalarının

    mümkün olmadığını,
    ... ve ailesine yönelik ağır hakaretlerde bulunduğunu duyması üzerine ..."ın müşterek konuta bir daha gitmediğini, davacının ..."ın şahsi eşyalarını dahi vermediğini, takıların bir kısmı ile davacı adına araç alındığını, ancak bu aracın daha sonra satıldığını, bedelin davacıda olduğunu, belirtilen diğer araçların ise tamamen kendi emekleri ve bizzat kullanmış oldukları krediler ile alındığını, davacının ziynetleri ne yaptığını bilmediklerini ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece davacının ziynet eşyalarının peyder pey davalılarca alındığı ve iade edilmediği, davacı kadının kovularak evden ayrıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Mahkemece verilen karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince; aralarında çıkan tartışmalar sonucu davalı ..."in evden ayrıldığı, bir daha biraraya gelmedikleri, davacının yargılama sırasında müşterek konutta oturduğu, davacı tanıklarınca bahsedilen davacının evden ayrılma olayından sonra tarfların bir araya gelip bir süre beraber yaşadıkları, tanık beyanlarına göre ziynet eşyalarının bir kısmıyla davacıya araba alındığı, bir kısmı ile de ihtiyaçların karşılandığı, tanıkların ziynet eşyalarının davalılara verildiği veya onlar tarafından gizlice alındığına dair görgüye dayalı beyanlarının olmadığı, davacının altın ve ziynet eşyalarının davalılarda kaldığı ispatlanamadığından davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile; .... Aile Mahkemesinin 03/11/2016 tarih ve 2016/5 Esas, 2016/924 Karar sayılı kararının tümden kaldırılmasına, davacının davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kişisel eşya niteliğinde olan ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
    Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlamakla yükümlüdür.
    Düğünde kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır. Ziynet eşyaları rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğundan, olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir.
    Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu ispat yükü altındadır.
    Eldeki davada davacı kadın; ziynetlerin davalılar tarafından elinden alındığını, geri verilmediğini, bu ziynetlerle davalı ... adına araç alındığını iddia etmiş, davalılar ise; ziynetleri almadıklarını, ziynetlerin bir kısmı ile davacı adına araç alındığını, ancak bu aracı daha sonra sattığını, bedelin davacıda olduğunu savunmuştur. İstinaf dilekçesinde ise davalılar; ziynetlerin bir kısmının ortak ihtiyaçlarda kullanıldığını, bir kısmıyla davacıya araç alındığını, bu aracın satılıp bedeli üzerine bir miktar kredi çekilerek ve altın bozdurularak davalı ... adına bir araç alındığını, bu aracın bir arkadaşa emanet verildiği sırada kaza sonucu aracın perte çıktığını, kalan ziynetlerin davacının üzerinde olduğunu belirtmiştir.

    Somut olayda dinlenen davalı tanığı ...; "...Altınların kalanıyla babamın da bir miktar eklemesi suretiyle davacının üzerine kayıtlı bir araba aldılar. Arabanın alınmasına davacının rızası vardı. Kaldı ki araç kendi üzerine alındı. O araç satıldı. O aracın parası ve üzerine bir miktar kredi çekilerek ve altın bozdurularak başka bir araba alındı..." beyanında bulunmuş, diğer davalı tanığı ...; "..Daha sonra altınların bir kısmı bozdurularak ve babamın da bir miktar katkısı ile davacıya bir araba alındı. Beyaz uno bir arabaydı. Onu sattılar. Kredi kullanarak bir araba daha aldılar. Sattıkları arabanın parasını kullandılar mı kullanmadılar mı bilmiyorum..." beyanında bulunmuştur.
    Diğer taraftan dosya içerisinde bulunan...Valiliği Emniyet Müdürlüğünün 23.05.2016 tarihli yazısına göre; ... plakalı aracın 08.02.2011 tarihinde davacı adına alınıp, 15.09.2011 tarihinde satıldığı, 16.09.2011 tarihinde ise 38E2954 plakalı traktörün davalı ... adına alındığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle davalıların beyanları, davalı tanık beyanları ile araç alım-satımları da birlikte değerlendirilip sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nun 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 11/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi