3. Hukuk Dairesi 2017/14385 E. , 2019/3290 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : .... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasında verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; dava dışı ... ile 29/08/2013 tarihinde imzalamış olduğu anlaşma gereği, takip eden Eylül ayı itibarıyla 1 nolu faturaya geçtiği halde, Eylül ve Ekim faturalarının 1 nolu tarifeden düzenlenmediğini, davalı şirkete yapılan müracaatın sonuçsuz kalması üzerine durumun EPDK"ya bildirdiğini, EPDK"nın 2013 Eylül dönemi ve sonraki dönemlerde 1 nolu tarifenin uygulanması gerektiğini belirterek fazladan alınan bedele ilişkin olarak davalıya mahsuplaşma yapılması talimatını verdiğini, ancak davalının mahsuplaşma yapmadığını, bunun üzerine ....İcra Müdürlüğünün 2014/22868 Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, itirazında haksız ve kötü niyetli olan davalı borçlunun alacağının %20"sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; olayın ..."ın davacı ile anlaşma imzalaması ve fakat eş zamanlı olarak hareket etmeyip dağıtım şirketi ile anlaşma revize işlemi yapmaması neticesinde oluştuğunu, ..."ın 19.11.2013 tarihinde anlaşmanın revize edildiğini dağıtım şirketine bildirdiğini, dağıtım şirketinin de durumu davalıya bildirdiğini, revize edildiği tarihten itibaren davacının tarife sınıf değişikliğinin 2013 Kasım ayında düzenlenen faturada dikkate alındığını, davalının kusuru bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddine ve davacının %20"den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Mahkemece; anlaşmaya ilişkin bildirimin 11/09/2013 tarihinde, Eylül dönemi son sayaç okumasının ise 30/09/2013 tarihinde yapıldığı görülmekle, Eylül dönemi faturasının olması gereken 1 nolu tarife üzerinden tahakkuk ettirilmesinde teknik açıdan bir engel bulunmadığı gibi, usul ve esaslar uyarınca takip eden dönemde mahsuplaşma yapılabileceği, davalının 2013 yılı Eylül ve Ekim dönemlerinde davacı tarafa birinci grup tarife uygulanması gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının ....İcra Müdürlüğü"nün 2014/22868 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin 214.501,55 TL asıl alacak, 16.856,01 TL faiz alacağı olmak üzere devamına, davacı vekili icra inkar tazminatı talep ettiğinden talep edilen ana paranın %20"si kadar icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Mahkemece verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince; yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) İcra ve İflas Kanunu"nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
Somut olayda, dava konusu alacak miktarının açıklığa kavuşturulması gerektiğinden icra inkar tazminatına hükmedilemez. Bu itibarla; takip konusu alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ancak, bu yanılgının düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin kararı kaldırılarak, yerel mahkeme kararının hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan "davacı vekili icra inkar tazminatı talep ettiğinden talep edilen ana paranın %20"si kadar icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine" ibaresi çıkarılarak yerine "Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine" ibaresinin yazılmasına, hükmün bu suretle düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle 6100 sayılı HMK’nun 370/2. maddesi uyarınca ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 11/04/2019 gününde oybirliği ile karar verildi.