Abaküs Yazılım
5. Daire
Esas No: 2019/5078
Karar No: 2021/3543
Karar Tarihi: 09.11.2021

Danıştay 5. Daire 2019/5078 Esas 2021/3543 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/5078
Karar No : 2021/3543

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davalı idare bünyesinde Konsolosluk ve İhtisas Memuru olarak görev yapan davacının, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin ... tarih ve ... sayılı yazıyla bildirilen ... tarih ... sayılı Dışişleri Bakanlığı işleminin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararında; Mahkemelerince ara kararı ile davalı idareden dava konusu işlemin dayanağı tüm bilgi ve belgelerin istenildiği, davalı idarece ara karara cevaben gönderilen davacı hakkında düzenlenen belgede; davacının FETÖ/PDY kontrolündeki eğitim kurumlarından (Özel ... İlkokulu ile ... Lisesi) mezun olduğu, ağabeyi ve kız kardeşinin de FETÖ/PDY kontrolündeki eğitim kurumlarından mezun olduğu, FETÖ/PDY mensuplarının ağırlıklı olarak 2010-2013 yıllarında idarelerine sızdığı, davacının da bu dönemde göreve başladığı ve bu tespitlerin dava konusu işleme dayanak alındığının bildirildiği, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından davacı hakkında uhdelerinde bir soruşturma bulunup bulunmadığının sorulduğu, cevaben gönderilen bilgi ve belgelerin incelenmesinden davacı hakkında belirtilen hususlarla ilgili herhangi bir bilgi veya belgenin sunulmadığı, UYAP kayıtları üzerinden yapılan incelemelerde de davacı hakkında başlatılmış bir adli tahkikat ya da ilgili Cumhuriyet Başsavcılıklarınca açılmış bir soruşturma veya görülmekte olan bir ceza davasına rastlanılmadığı, davalı idarece davacının terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu yönünde işlem tesis edilmesine gerekçe olarak sunulan tespitlerin somut kanaate dayalı, güvenilir, teyit edilebilir nitelikte, ön yargıdan uzak ve hukuken denetlenebilen bilgiye dayalı bulunmadığı, davacı ve kardeşlerinin eğitim gördüğü kurumların FETÖ/PDY kontrolündeki kurumlardan olmasının başkaca veriler ile desteklenmedikçe tek başına ilgililerin bu yapı ile irtibat ya da iltisakını ortaya koyamayacağı, dava dosyasına buna yönelik belge ya da bilgi sunulamadığı hususları göz önünde bulundurulduğunda, davacının 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 4/1-f maddesi uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davalı idare tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... kararında; Dairelerince yapılan ara kararlarlar ile, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosundan, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığından, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) Başkanlığından, Ankara İl Emniyet Müdürlüğünden, Tasarruf Mevduatı ve Sigorta Fonundan ve davalı idareden, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile iltibat veya iltisakı bulunup bulunmadığına dair tüm delil, bilgi ve belgenin gönderilmesinin istenildiği, verilen ara karara cevaplarda davacının anılan terör örgütü ile irtibat veya iltisakı için yeterli olacak bir bilgi belgenin gönderilmediği, davalı idare tarafından bir kısmı Mahkeme aşamasında iken de sunulan bilgi ve belgelerde yer alan açıklamalara göre, davacı ve iki kardeşinin FETÖ'ye müzahir okulda okuduğunun öne sürüldüğü, bu hususun FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatı ya da iltisakı için tek başına yeterli olamayacağı, mesleğe girişte sunduğu 55 olan dil puanının düşük olduğunun ileri sürüldüğü, ancak davacının uluslararası geçerliliği bulunan IELTS puanından 6,5 aldığı, İngilltere'de gittiği bir dil okulunda da dil seviyesinin "advanced" olarak belirtildiği dikkate alındığında, davacının dil seviyesinin düşük olduğu şeklinde bir değerlendirme de yapılamayacağı sonucuna varıldığı belirtilerek istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte nitelikte görülmediğinden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun açıklamalı olarak reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; yapılan ihraçların Devletin görevi ve vatandaşlarına karşı yükümlülüklerinin gereği, terör örgütleriyle mücadele ve yeni bir darbe girişimini önlemeye yönelik, zorunlu, acil ve orantılı bir tedbir niteliğinde olduğu, davacı ile terör örgütleri veya Milli Güvenlik Kurulunca devletin güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplar ile arasındaki bağın muhtelif kaynaklardan temin edilen istihbari bilgiler ile ortaya konulduğu, temyize konu kararda davacının dil seviyesinin düşük olmadığının belirtildiği, ancak davacının 9 puan üzerinden değerlendirilen IELTS sınavından aldığı 6,5 puanının yetersiz bir puan olduğu, öte yandan söz konusu sınav puanının Bakanlık giriş sınavlarında ölçüt kabul edilmediği, davacı hakkında tesis edilen dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek, eksik ve yanlış değerlendirmeye dayanan Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından; idarece sunulan temyiz dilekçesinin genel ifadelerden oluştuğu, ILTS'nin Bakanlık sınav ilan tarihinde ÖSYM tarafından kabul edilen bir dil belgesi olduğu, ILTS puanınına karşılık gelen YDS puanının 85 olduğu, hakkında idari bir soruşturma dahi bulunmadığı, tüm yargılama aşamasında yapılan ara kararlara verilen cevaplar ile de kendisinin FETÖ/PDY terör örgütü ile herhangi bir bağlantısının bulunmadığının doğrulandığı belirtilerek, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY ve İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye'de 15 Temmuz 2016 gecesi, kendilerini “Yurtta Sulh Konseyi” olarak isimlendiren bir grup Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensubu tarafından, demokratik biçimde halk tarafından göreve getirilen Türkiye Büyük Millet Meclisini (TBMM), Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ve Cumhurbaşkanı'nı devirmek ve anayasal düzeni ortadan kaldırmak amacıyla darbe teşebbüsünde bulunulmuş, bu teşebbüs Türk Milleti tarafından akamete uğratılmıştır.
Anayasa'nın olay tarihinde yürürlükte bulunan 118. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca Milli Güvenlik Kurulu (MGK) tarafından 20/07/2016 tarihli toplantıda yapılan değerlendirmede, darbe teşebbüsünün TSK içindeki Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensupları tarafından başlatıldığı, bu örgütün kuruluş aşamasından itibaren etkisi altına aldığı eğitim kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, medya kuruluşları, ticari kuruluşlar ve kamu görevlileri aracılığıyla Milleti ve Devleti kontrol altında tutmayı amaçladığı belirtilmiştir.
MGK'nın anılan toplantısında "demokrasinin, hukuk devleti ilkesinin, vatandaşların hak ve özgürlüklerinin korunmasına yönelik tedbirlerin etkin bir şekilde uygulanabilmesi amacıyla" Hükûmete olağanüstü hâl ilan edilmesi tavsiyesinde bulunulması hususu kararlaştırılmıştır. Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu 20/07/2016 tarihinde, ülke genelinde 21/07/2016 Perşembe günü saat 01.00'den itibaren geçerli olmak üzere doksan gün süreyle olağanüstü hâl ilan edilmesine karar vermiştir. Anılan karar 21/07/2016 tarih ve 29777 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve aynı gün TBMM tarafından onaylanmıştır.
Anayasa'nın olay tarihinde yürürlükte bulunan 121. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca Cumhurbaşkanı’nın başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu tarafından, 23.07.2016 tarihli ve 29779 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3. maddesinde yargı mensupları ile bu meslekten sayılanlardan; 4. maddesinde ise bunlar dışındaki tüm kamu personelinden (işçiler dâhil) “terör örgütlerine veya MGK’ca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara” üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilenlerin meslekten veya kamu görevinden çıkarılmalarına karar verileceği düzenlenmiştir.
Dışişleri Bakanlığı bünyesinde Konsolosluk ve İhtisas Memuru olarak görev yapan davacı, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi uyarınca Dışişleri Bakanlığının ... tarih ... sayılı işlemiyle kamu görevinden çıkarılmıştır.
Bunun üzerine, anılan işlemin iptali istemiyle temyizen incelenen davayı açmıştır.
Öte yandan, UYAP kayıtlarının incelenmesinden; davacı hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının ... soruşturma sayılı dosyasında "FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Resmi Belgede Sahtecilik ve Kamu Kurum ve Kuruluşları Zararına Dolandırıcılık" suçlarından yürütülen soruşturmanın bulunduğu görülmüştür.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
667 sayılı KHK'nın 4. maddesi uyarınca terör örgütlerine veya MGK'ca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen kamu görevlilerinin, “meslekten veya kamu görevinden çıkarılmasına" ilişkin kararlar, adli suç veya disiplin suçu işlenmesi karşılığında uygulanan yaptırımlardan farklı olarak terör örgütleri ile millî güvenliğe karşı faaliyette bulunduğu kabul edilen yapıların kamu kurum ve kuruluşlarındaki varlığını ortadan kaldırmayı amaçlayan “olağanüstü tedbir" niteliğindedir.
AİHM "demokratik bir devletin, memurlarından anayasal prensiplere sadakat göstermesini isteme hakkı bulunduğunu" belirtmektedir (Sidabras ve Džiautas/Litvanya, B. No: 55480/00 ve 59330/00, 27/07/2004, § 52; Volkmer/Almanya (k.k.), B. No: 39799/98, 22/11/2001; Petersen/Almanya, B. No: 39793/98, 22/11/2001). AİHM'e göre "kamu çalışanlarının devlete sadık kalmaları genel yararı korumakla ve güvence altına almakla yükümlü devlet otoriteleri ile çalışmalarının doğasında bulunan bir şarttır." (Sidabras ve Džiautas/Litvanya, B. No: 55480/00 ve 59330/00, 27/07/2004, § 57; Žičkus/Litvanya, B. No: 26652/02, 07/04/2009, § 28).
Terör örgütleri ile millî güvenliğe karşı faaliyette bulunduğu kabul edilen yapılara üyelik, mensubiyet, iltisak veya bunlarla irtibat, kamu görevlilerinin devlete sadakat yükümlülüğünü yitirildiğini ortaya koyan ve bahse konu olağanüstü tedbirin uygulanmasını gerektiren hâllerdir. Yukarıda yer verilen yapılara üyelik ve mensubiyet olmasa da bu yapılara iltisaklı veya bunlarla irtibatlı bulunulması hâli de anılan tedbirin uygulanabilmesi için yeterlidir.
Anayasa Mahkemesi 14/11/2019 tarih ve E:2018/89, K:2019/84 sayılı kararında iltisaklı kavramını ''kavuşan, bitişen, birleşen'', irtibatlı kavramını ise ''bağlantılı'' olarak tanımlamıştır. Bu kavramlar ile kişilerin cezai sorumluluğunu gerektiren örgüte üyelik ve mensubiyet kavramlarına nazaran terör örgütleri ile daha az yoğun ve atipik bir bağlantının vurgulandığı açıktır. Bu kapsamda kişilerin terör örgütleri ile irtibat ve iltisaklarının ortaya konulabilmesi için, örgütün amaçlarının gerçekleştirilmesi ya da örgütten yarar sağlamak maksadıyla gerek örgütten gelen talimatlar doğrultusunda gerekse inisiyatif alarak bulundukları hal ve hareketler neticesinde örgüte veya kendilerine yarar sağladıkları ya da örgüt ile amaç birliği veya sosyal birliktelik görünümü içinde oldukları yönünde kanaat oluşması yeterli olacaktır.
Bununla birlikte iptal davaları idarî işlemlerin yetki, şekil, sebep, konu ve maksayönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalardır. İdari işlem ise idarenin kamu gücü kullanarak tek taraflı olarak tesis ettiği hukuki sonuç doğuran işlemdir. İdareyi işlem yapmaya sevk eden maddi ve hukuki etkenler ise idari işlemin sebep unsurunu oluşturmaktadır.
667 sayılı KHK'nın 4. maddesinin öngördüğü üzere terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen kamu görevlileri hakkında “meslekten veya kamu görevinden çıkarılmasına karar verilir" hükmü gereğince davacı hakkında dava konusu işlem tesis edilmiştir.
Bu kapsamda davacı hakkındaki terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu yönünde davalı idarece yapılan değerlendirmenin de kuşkusuz keyfilikten uzak olması gerekir.
Dava konusu işlemin sebep unsuru yönünden hukuki denetiminin yapılabilmesi; bu değerlendirmeyi haklı kılan maddi sebeplerin yargılama esnasında davalı idarece ortaya konulmasına ve izah edilmesine bağlıdır. Bu konudaki yükümlülük şüphesiz öncelikle dava konusu işlemi tesis eden davalı idareye aittir. Bununla birlikte idari yargı mercilerince 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20. maddesinde öngörülen resen araştırma ilkesi uyarınca uyuşmazlığın çözümü için her türlü inceleme ve araştırmanın yapılması da mümkün hatta olayın niteliğine göre gereklidir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davalı idarece, davacının 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 4. maddesi uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin gerekçesi olarak davacının terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu yönündeki değerlendirmenin gösterildiği, Mahkemece ve Bölge İdare Mahkemesince davacının irtibat ve iltisakına yönelik değerlendirmenin dayanaklarının davalı idareden sorulduğu, bununla birlikte irtibat ve iltisaka ilişkin tespitlerin yer alabileceği bir çok kurumdan da ara karar yapılmak suretiyle bilgi belge istenildiği, davalı idare dışında diğer kurumlar tarafından ara karara cevaben sunulan bilgi ve belgelerden davacı hakkında FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatı veya iltisakı bulunup bulunmadığına ilişkin yapılan araştırmalar neticesinde herhangi bir bilgi belgeye rastlanılmadığının bildirildiği, davalı idarece sunulan davacı hakkında düzenlenen belgede ise; davacının FETÖ/PDY kontrolündeki eğitim kurumlarından (Özel ... İlkokulu ile ... Lisesi) mezun olduğu, ağabeyi ve kız kardeşinin de FETÖ/PDY kontrolündeki eğitim kurumlarından mezun olduğu, FETÖ/PDY mensuplarının ağırlıklı olarak 2010-2013 yıllarında idarelerine sızdığı, davacının da bu dönemde göreve başladığı ve bu tespitlerin dava konusu işleme dayanak alındığının bildirildiği, bunun üzerine Mahkemece söz konusu tespitlerin somut kanaate dayalı, güvenilir, teyit edilebilir nitelikte, ön yargıdan uzak ve hukuken denetlenebilen bilgiye dayalı bulunmadığı, davacı ve kardeşlerinin eğitim gördüğü kurumların FETÖ/PDY kontrolündeki kurumlardan olmasının başkaca veriler ile desteklenmedikçe tek başına ilgililerin bu yapı ile irtibat ya da iltisakını ortaya koyamayacağı gerekçe gösterilerek davanın iptaline karar verilmiştir.
Uyuşmazlıkta, her ne kadar dava konusu işlemin iptaline kararı verildiği tarih itibarıyla davacı hakkında FETÖ/PDY terör örgütüne üye olmak veya anılan terör örgütü ile irtibatlı olduğundan bahisle yürütülen bir adli soruşturma ve kovuşturma bulunmadığı görülmekte ise de; Dairemizce temyiz incelemesinin yapıldığı tarih itibarıyla UYAP kayıtları üzerinde yapılan incelemede, davacı hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının ... soruşturma sayılı dosyasında "FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Resmi Belgede Sahtecilik ve Kamu Kurum ve Kuruluşları Zararına Dolandırıcılık" suçlarından yürütülen soruşturmanın bulunduğu anlaşıldığından, Mahkemece öncelikle davacı hakkında yürütülen ceza soruşturmasındaki (kesinleşmiş takipsizlik kararı ile sonuçlanmış olsa dahi) tespitlerin irtibat ve iltisak noktasında değerlendirilmesi suretiyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca uyuşmazlığın çözümü için;
"Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığından; davacının FETÖ/PDY terör örgütüne ait örgüt içi iletişim programı (ByLock) kullandığına ya da ankesörlü telefon görüşme kaydı bulunduğuna ilişkin tespit olup olmadığının sorulmasına, var ise tespitlere ilişkin belge ve raporların, (mahiyetleri ve kullanım bilgileri yer alacak şekilde) FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında var ise davacının adının geçtiği ifade tutanaklarının,
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünden; davacının FETÖ/PDY terör örgütüne ait özel öğretim kurum ve kuruluşlarına ilişkin eğitim kaydı ile özel öğrenci yurtları vb. ilişkin kayıt bilgileri (istihbari olanlar dâhil) olup olmadığı sorularak var ise tespitine ilişkin belge ve raporların,
İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğünden; davacının FETÖ/PDY terör örgütüne ait olduğu gerekçesiyle kapatılan dernek ya da sendika/federasyon/konfederasyonlarda yönetim/denetim/genel kurul üyelik/aidat bilgisi olup olmadığı sorularak var ise ilgili belge ve raporların, (şahıs, tarih aralığı ve ilgili kuruluş yer alacak şekilde)
Vakıflar Genel Müdürlüğünden; davacının FETÖ/PDY terör örgütüne ait olduğu gerekçesiyle kapatılan vakıflarda üyeliği ya da mütevelli heyeti üyeliği olup olmadığı sorularak var ise ilgili belge ve raporların, (şahıs, tarih aralığı ve ilgili kuruluş yer alacak şekilde)
... İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon Anonim Şirketinden; davacının ... aboneliğinin bulunup bulunmadığı, aboneliği bulunuyorsa bu aboneliği iptal ettirip ettirmediği, iptal ettirmiş ise hangi tarihte iptal ettirdiği, var ise müşteri hizmetleri ile yapılan görüşmenin çözümü ve diğer bilgi ve belgelerin birer örneğinin istenilmesine" yönelik yapılacak ara kararı neticesinde yukarıda anılan kurum ve kuruluşlarca gönderilecek bilgi ve belgeler davacıya tebliğ edilerek karşı beyanlarının da alınmasından sonra davacının terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut irtibatının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, belirtilen hususlarda araştırma yapılmaksızın, eksik incelemeyle dava konusu işlemin iptali yönünde verilen İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 09/11/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi