18. Ceza Dairesi 2016/15571 E. , 2019/3794 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Konut dokunulmazlığının ihlali, kasten yaralama, tehdit
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, dosya görüşüldü.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
A- Sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlali ile kasten yaralama suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde,
Sanığa yükletilen konut dokunulmazlığının ihlali ve kasten yaralama eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
TCK"nın 53/1-b maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesinin, infaz evresinde resen gözetilebileceği,
Anlaşıldığından, sanık ... ile müdafiisinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
B- Sanık hakkında tehdit suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde,
1) Sanığın katılan polis memurlarına hitaben “Savcıya ayağımı siz kırdınız desem ne halt edeceksiniz, ben hırsızım ama siz mesleğinizden olursanız ne bok yiyeceksiniz, sizi mesleğinizden ederim" şeklindeki suça konu sözlerinin, sanığın polis memurlarının görevine son verme konusunda herhangi bir yetki ve gücü bulunmadığından eylemin suç oluşturmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
2) Kabule göre de,
a) Sanığın, katılan polis memurlarını hastaneye götürüldüğü aşamada tehdit etmesi şeklinde gerçekleşen eyleminin, TCK"nın 265/1. maddesinde düzenlenen görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suçun niteliğinin belirlenmesinde yanılgıya düşülerek, tehdit suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi,
b) Sanık hakkında TCK"nın 106/1-1. cümle uyarınca kamu davası açıldığı, bu tarihte TCK"nın 106/1-1. cümlesine uyan tehdit eyleminin uzlaşma kapsamında olmadığı, kovuşturma aşamasında tehdit eyleminin TCK"nın 106/1-2. cümlesinde düzenlenen basit tehdit suçunu oluşturduğunun kabul edilmiş olması karşısında; sanığa yükletilen katılanlara yönelik tehdit suçunun suç tarihi itibariyle CMK"nın 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşmaya tabi olması, yargılamanın hiç bir aşamasında taraflara uzlaşma teklif edilmemiş olması karşısında, anılan maddelerde öngörüldüğü biçimde yöntemine uygun olarak uzlaşma önerisinde bulunulması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
c) TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun, uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ... ve müdafisinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmekle, tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 25/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.