9. Hukuk Dairesi 2019/1696 E. , 2019/4855 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan 12 sıra numaralı iş kolunda kurulu Birleşik Metal İş Sendikası şirketlerine ait işletmede çoğunluğu olduğundan bahisle 12/05/2014 tarihinde diğer davalı T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına başvuruda bulunduğunu, Bakanlığın yaptığı incelemede şirketlerine ait İstiklal Mahallesi 1. ... adresinde ve ... adresinde kurulu bulunan iki iş yerinde toplam 383 işçinin çalıştığı ve bunlardan 165 nin Birleşik Metal İş Sendikasına üye olduğu yolunda tespit yaptığını ve söz konusu tespitin 22/05/2014 tarihinde şirketlerine tebliğ edildiğini, şirkette iş kolu tespiti yapılmadığını, davalı sendikanın şirkete ait iş yerlerinde çoğunluğu bulunmadığını, üye sayısının ve üyeliklerin doğru olup olmadığının belli olmadığını, şirketlerinin işletme merkezinin ... Organize Deri Sanayi Bölgesi Ya. 11 parel 20. Yol Tuzla İstanbul adresinde olup bağlı bulunduğu görevli makam Çalışma ve İş İstanbul İl Müdürlüğü olduğundan iş bu davanın Anadolu İş Mahkemesinde ikamesinin zorunlu olduğunu beyanla davalı T.C.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının diğer davalı Birleşik Metal İş Sendikası lehine yapmış olduğu 13/05/2014 tarihli olumlu yetki (çoğunluk) tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı Birleşik Metal İşçileri Sendikası vekili; öncelikle mahkemenin yetkisiz olduğunu, işletme merkezinin bağlı bulunduğu Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü bulunduğu İstanbul İş Mahkemelerinin yetkili olduğunu, sendikanın başvuru tarihi itibariyle iş yerinde çoğunluğu sağladığından iş bu davanın reddini savunmuştur.
Davalı T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekili; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin Çalışma Genel Müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesi olan Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğunu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmeleri Kanunun 41. maddesinin 7. bendinde bakanlık yetkili sendikanın belirlenmesinde ve istatistiklerin düzenlenmesinde kendisine gönderilen üyelik ve üyelikten çekilme bildirimleri ile Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan işçi bildirimleri esas alır hükmü gereğince iş yerine ilişkin bildirimler doğrultusunda alınan dökümlerde davacının başvuru tarihinin 18/02/2014 başvuru tarihi itibariyle söz konusu iş yerinde 383, işçinin çalıştığını, 165 işçinin birleşik metal iş sendikasına üye olduğunun tespit edildiğini ve buna ilişkin 13/05/2014 tarihli 8031 sayılı yetki tespit yazısının gönderildiğinin anlaşıldığını, kayıtların incelenmesinde davacının bakanlığa herhangi bir iş kolu tespit başvurusunda bulunulmadığını açılan davanın süresinde olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
C) Yargılama Safhasının ve Mahkeme Kararının Özeti:
... İş Mahkemesi’nde açılan davada, 19/08/2014 tarihli ve ... E., 2014/366 K. sayılı kararı İstanbul İş Mahkemeleri yetkili olduğu gerekçesiyle davanın yetki yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı temyiz etmiştir.
Dairemizin 25.11.2014 tarihli ve ... E., ... K. sayılı ilamı ile davacı Şirkete ait tespite konu iki işyeri dışında 2 işyerinin daha olduğu, bu işyerlerinin de araştırılarak şirket merkezine göre yetkinin değerlendirilmesi için karar bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin 19/04/2016 tarihli ve 2015/50 E., 2016/156 K. sayılı ilamı ile, “… davacı şirketin merkezinin Tuzla /İstanbul iş yeri değil Çayırova /Gebzedeki işyeri olduğu ve böylece yetkili mahkemenin Kocaeli Nöbetçi İş Mahkemesi olduğu..” gerekçesiyle davanın yetki yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı temyiz etmiştir.
Dairemizin 06.10.2016 tarihli ve ... E., ... K. sayılı ilamı ile “…işletme merkezinin Çayırova’daki işyeri olduğu, davalıya ait Gebze ve Düzce’de yer alan işyerlerinin aynı iş kolunda olup olmadığı dolayısıyla işletme niteliği bulunup bulunmadığı ön sorununun ve ayrıca yetki tespitine itirazın esas yönünden incelemeyle Kocaeli İş Mahkemelerince çözüme kavuşturulacağı, bu nedenle yetkisiz olan İstanbul Anadolu ...’de yer alan işyerlerinin aynı iş kolunda yer aldığı şeklindeki kabulünün hatalı olduğu, ancak işletme merkezinin Çayırova’daki işyeri kabul edilerek davanın yetki yönünden reddiyle, karar kesinleştiğinde süresinde başvuru halinde dosyanın Kocaeli iş mahkemelerine gönderme kararının sonuç itibariyle doğru olduğu” yönünde gerekçeyle İlk Derece Mahkemesi kararı onanmıştır.
Bu defa Kocaeli 4. İş Mahkemesi’nin 14/11/2017 tarihli ve ... E., ... K. sayılı kararı ile, “davacı MT Reklam A.Ş. tüzel kişiliğine ait ... işyerlerinin aynı iş kolunda kurulu bulunduğu, böylece işletme oluşturduğunun, sendikanın yetki tespiti başvuru tarihi olan 12/05/2014 tarihi itibariyle MT Reklam A.Ş."ye ait işletmede SGK kayıtlarına göre (başvuru tarihinden önce işten çıkarılmış işçilerin işe iade kararları da dikkate alınarak) toplam 552 işçi çalıştığının, bunlardan 199 işçinin en geç yetki başvuru tarihi olan 12.05.2014 tarihinde Birleşik Metal İş Sendikasına üye olduğunun, buna göre Birleşik Metal İş Sendikasının 6356 Sayılı kanunun 41. maddesi uyarınca (... Toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işletmede %40"ının kendi üyesi bulunması) aranılan işletmede çalışan işçilerin %40ını üye yapma koşulunun (199/552=%36,05) sağlayamamış olduğunun belirlendiği şeklinde rapor verildiği görülmüş alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun denetlenebilir ve yeterli olduğu” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalılar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Karar başlığında dava tarihinin 28/05/2014 yerine 25/11/2016 olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiştir.
2- Toplu iş sözleşmesi kavramı T.C. Anayasa’nın 53. maddesinde, “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” başlıklı maddenin birinci fıkrasına göre “İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.” şeklinde düzenlenmiştir.
6356 sayılı Kanun’un 2/1-ğ maddesinde tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar olarak tanımlanan sendikaların amacı ise, yine aynı maddede, üyelerinin ortak ekonomik ve sosyal hak ve çıkarlarını korumak olarak ifade edilmiştir. Şüphesiz, sendikaların belirtilen amacı gerçekleştirebilecekleri en iyi araç, serbest toplu pazarlık hakkı çerçevesinde bağıtlanacak bir toplu iş sözleşmesidir.
Toplu iş sözleşmesi yetkisi ise, toplu iş sözleşmesi ehliyetine sahip kuruluş veya kişinin belli bir toplu iş sözleşmesi yapabilmesi için Kanunun aradığı niteliğe sahip olmasını gösterir (GÜNAY, Cevdet İlhan, İş Hukuku Yeni İş Yasaları, Ankara, 2013, s. 942).
6356 sayılı Kanun"un “Yetki” başlıklı 41. maddesinin birinci fıkrasında “Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.” kuralına yer verilmiş, takip eden 42 nci madde de yetki tespiti için yapılacak başvuru düzenlenmiştir. İkinci fıkrasında Bakanlığın yapacağı inceleme düzenlenmiştir. Bakanlığın incelemeyi kayıtlara göre yapacağı ve bu incelemede başvuru tarihi esas alınacağı kural altına alınmıştır.
6356 sayılı Kanun"un “Yetki tespiti” başlıklı 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında da yeni bir toplu iş sözleşmesi için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliğinin tespitinin bir sonraki dönem için geçerli olacağı, işkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davaların yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmayacağı amir hüküm olarak düzenlenmiştir. Madde gerekçesinden bu hüküm ile işkolu itirazlarının toplu sözleşme yapma sürecini gereksiz şekilde uzatmasını ve zaman zaman bu itirazların toplu sözleşme sürecini kilitlemek için kötüye kullanılmasının önüne geçilmesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta; davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca toplu iş sözleşmesi yapmak için davalı Sendika’nın yetki başvurusu üzerine yapılan incelemede, davacı işverene ait ... ile ... adresindeki işyerleri için yasanın aradığı gerekli çoğunluğu sağladığı tespit edilmiştir.
Dosya içeriğine göre; Bakanlığın sözkonusu tespit talebini kayıtlar esas alarak incelediği ve buna göre de olumlu yetki tespitine karar verdiği, ayrıca bu yetki süreci başlamadan önce de davacı Şirketin Bakanlığa işkolu tespiti için de herhangi bir başvuruda bulunmadığı anlaşılmıştır.
Tespite konu işyerlerinin davalı Sendika’nın faaliyet gösterdiği işkolunda kayıtlı olduğu açıktır. Bu olgu Mahkemenin de kabulündedir. Asıl mesele davacı işverene ait olup da tespite konu olmayan işyerlerinin aynı işkolunda kabul edilip yetkinin belirlenmesinde dikkate alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ... adresindeki işyerinde üretim faaliyetlerinin metal işkoluna girdiği kabul edilip buradaki çalışan ve üye sayısının da dahli ile davalı Sendika’nın gerekli çoğunluğu sağlayamadığı saptanmıştır. Öte yandan bu işyerinin yetki başvuru tarihi itibariyle “petrol, kimya, lastik, plastik ve ilaç” işkolunda kayıtlı olduğu, bu nedenle davalı Bakanlıkça tespite konu edilmediği de açıktır.
6356 sayılı Kanun ile toplu iş sözleşmesindeki yetki süreci ayrıntılı olarak düzenlenmiş ve burada izlenmesi gereken bazı usuller emredici kurallar ile belirlenmiştir. Böylelikle Kanunkoyucu tarafından, toplu sözleşme yapma sürecinde yapılacak itirazlar ile sürecin gereksiz uzatılmasını ve kilitlenmesini önlemek ve hakkın kötüye kullanılmasının önüne geçilmek istenilmiştir. Bu cümleden olarak; 6356 sayılı Kanunundaki, yetki talebinin başvuru tarihi itibariyle ve kayıtlar esas alınarak inceleneceğine (42/2. md.), yetki süreci başladıktan sonraki işkolu değişikliği tespitinin bir sonraki dönem için geçerli olacağına ve işkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davaların ise, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmayacağına (5/2.md.) ilişkin düzenlemeler bu gayeye matuf olan emredici kurallardır. Bahse konu bu düzenlemeler de yetki tespitinde izlenecek prosedür yeknesak bir biçimde düzenlenmiş, tespitin işletme veyahut işyeri düzeyinde yapılması hallerine göre ayrıksı bir kural öngörülmemiştir.
Dolayısıyla, davacı işverene ait olup başvuru tarihi itibariyle “petrol, kimya, lastik, plastik ve ilaç” işkoluna kayıtlı olan ... adresindeki işyerinin, “metal” işkolunda faaliyet gösteren davalı Sendikanın yetki başvurusunda dikkate alınarak sonuca gidilmesi yerinde değildir. Yukarıda zikredilen hükümler ve yapılan açıklamalara göre yetki sürecinin başlamasından sonraki işkolu değişikliğine göre uyuşmazlığın çözümlenmesi isabetsizdir. Bu nedenle davanın reddi yerine yazılı gerekçeler ile kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 27.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.