20. Hukuk Dairesi 2018/4260 E. , 2019/5700 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... mirasçısı ... ve davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışmaları sırasında......öyünde bulunan 4147 m² yüzölçümlü 126 ada 4 parsel ..., 2453 m2 yüzölçümlü 183 ada 1 parsel ve 11934 m2 yüzölçümlü 216 ada 1 parseller ..., 460 m2 yüzölçümlü 122 ada 2 parsel ..., 1936 m2 yüzölçümlü 213 ada1 parsel ile 2174 m2 yüzölçümlü 118 ada 1 parseller ise ......... adlarına paylı olarak tarla niteliği ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak tespit edilmiş, 1897 m2 yüzölçümlü 151 ada1 parsel sayılı taşınmaz ise tarla niteliği ile 20.07.1970 tarih ve 33 nolu tapu kaydına dayalı olarak ... adına tespit edilmiştir.
Davacı Hazine, asıl ve birleşen dosyalarda dava konusu taşınmazların orman vasfındaki Hazine parselleri ile çevrili olduğunu, ayrıca bu yerin dolgu sahası olduğunu, davalılar lehine K.K. 14. maddesi hükmü kapsamında zilyetlik ve zaman aşımı ile iktisap koşullarının da oluşmadığını, dava konusu parsellerin özel mülkiyete konu olmasının mümkün olmadığını dolgu sahası olan bu yerlerin Hazine adına tescilinin gerektiğini belirterek davalılar adına yapılan tespitlerin iptali ile taşınmazların Hazine adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asli Müdahil Orman Yönetimi, 25/11/2015 tarihli harçlı katılım dilekçesi ile; dava konusu 126 ada 4 ve 183 ada 1 parsellerin orman vasfında olduğundan davalılar adına yapılan tespitin iptali ile taşınmazların orman vasfıyla tescilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu; 126 ada 4 parsel nolu taşınmaz bakımından davacı ... Maliye Hazinesinin davasının reddine, asli müdahil davacı ..."nin davasının kabulü ile kadastro tespiti iptal edilerek orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline,
Kazancı köyü 122 ada 2, 213 ada 1, 151 ada 1, 216 ada 1 parsel nolu taşınmazlar bakımından davacı ... Maliye Hazinesinin davasının kabulü ile kadastro tespiti iptal edilerek ham toprak vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline,
Kazancı köyü 118 ada 1 parsel nolu taşınmaz bakımından davacı ... Maliye Hazinesinin davasının reddi ile kadastro tespiti iptal edilerek Kadastro Kanununun 16. maddesi uyarınca haritasında "yol" olarak bırakılmasına,
..... köyü 183 ada 1 parsel nolu taşınmaz bakımından davacı ... Maliye Hazinesinin davasının reddine, asli müdahil davacı ..."nin davasının reddi ile taşınmazın mezarlık vasfı ile ... adına tapuya kayıt ve tesciline, malik hanesinin bu şekilde doldurulmasına, beyanlar hanesine" ... .... mahallesinin kullanımındadır." şerhinin verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine ve 126 ada 4
parsel maliki mirasçılarından ... ile 122 ada 2 parsel maliki ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde; 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi gereği yapılan orman kadastrosu bulunmaktadır.
1) Davacı Hazinenin çekişmeli 118 ada 1 ve 183 ada 1 sayılı parseller yönünden temyiz itirazları incelendiğinde; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir.
2) Davalı ... mirasçısı ...’nin 126 ada 4 sayılı parsele ilişkin ve davalı ...’in 122 ada 2 sayılı parsele ilişkin temyiz itirazları incelendiğinde; mahkemece yapılan araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; yörede 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre orman kadastrosu yapıldığından çekişmeli taşınmazların niteliği eski tarihli resmi belgeler üzerinde yapılacak araştırma sonucu belirlenecektir. Mahkemece hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda 1957 tarihli memleket haritasına göre çekişmeli 126 ada 4 sayılı parselin yeşil renkli, 122 ada 2 sayılı parselin ise açık renkli alanda kaldığı tarihi belirtilmeyen hava fotoğrafına göre de 126 ada 4 sayılı parselin koyu renkli orman alanında 122 ada 2 sayılı parselin ise açıklık alanda kaldığı belirtilmiş ise de incelenen hava fotoğrafının tarihi belirtilmediği gibi raporun ekinde yer alan hava fotoğrafı ile kadastral paftanın çakıştırılmış görüntüsüne göre 126 ada 4 sayılı parselin açıklık alanda kaldığı anlaşılmış, bu haliyle taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı hususunda tereddüt meydana gelmiştir. Ayrıca taşınmazlar üzerinde tespit malikleri lehine kazandırıcı zamanaşımı yoluyla zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığı da yeterince araştırılmamıştır. Keşif mahallinde dinlenen kişiler çekişmeli taşınmazların .....karayolu yapımı öncesinde tarım arazisi olarak kullanıldığını ancak yol geçtikten sonra hafriyatla doldurulduğunu ve davalı tespit maliklerinin sadece birkaç fide ekerek taşınmazı kullanabildiklerini beyan etmişler ise de ziraat bilirkişi tarafından taşınmazların kadim tarım arazisi olmadığı dolgu sahası olarak kullanılmadan önce de işlemeli tarıma uygun olmadıkları tespit edilmiş ve taşınmazların karayolu yapımı sonrasında dolgu sahası olarak kullanılmaya başlanmadan önce davalılar lehine zilyetlik koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda çelişki meydana gelmiştir.
Hal böyle olunca, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için; öncelikle mahkemece en eski ve taşınmazların dolgu sahası olarak kullanılmaya başlandığı tarihten geriye doğru 15-20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları, bu hava fotoğraflarından yararlanılarak üretilen memleket haritaları ve varsa amenajman planı ve fotogometri yöntemiyle kadastro çalışmalarına altlık olarak düzenlenen kadastro paftası ilgili yerlerden getirtilip, halen...... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis, bir fen elemanı ve ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi aracılığıyla mahallinde yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne
şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.-K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.-K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.-K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ve hava fotoğrafının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, bu haritalar komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte aynı haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, bilirkişilere hava fotoğrafları ve dayanağı haritaları stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip, raporlarında taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, taşınmazlar üzerinde bulunan bitki örtüsünün niteliği, ağaçların yaşları ve dağılımları ile ilgili açıklama yapmaları istenmelidir.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı, zilyetlik yoluyla kazanılabilecek yerlerden olduğu belirlendiği takdirde, bu kez, taşınmazların dolgu sahası olarak kullanılmaya başlandığı tarihten 15-20 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları, memleket haritaları ile fotogrametri yöntemiyle düzenlenmiş 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orjinal fotokopi örneği ve kadastro paftası ziraat mühendisi, fen elemanı ve orman mühendisi ile birlikte ölçekleri eşitlenip çakıştırıldıktan sonra mahalline uygulanmalı, hava fotoğrafları stereoskop aletiyle incelenmeli, taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğünün ve fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasında zilyet ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı yönünde krokili rapor alınmalı, bu araştırmalar sonucu bilirkişiler tarafından taşınmazlar üzerinde tam olarak hangi tarihten itibaren zilyetliğin başladığı belirlenmeli, ziraat bilirkişiden kültür arazisi olup olmadığı yönünden rapor alınmalı, zilyetlik olgusunun maddi olaylara dayalı olmasından hareketle, maddi olayların ancak tanık, bilirkişi ve benzeri anlatımlarla kanıtlanacağı gözetilmeli (H.G.K. 30/03/1994 gün ve 1993/8 - 939 - 1994/176 sayılı kararı), komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; tarafların bildirecekleri zilyetlik tanıkları ile kadastro tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; taşınmazların dolgu sahası olarak kullanılmaya başlandığı tarihe kadar davalı tespit malikleri yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davalı ile eklemeli zilyetler yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden senetsiz belgesiz araştırması yapılıp, sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, yasanın getirdiği 40/100 dönüm sınırlamasının aşılıp aşılmadığı saptanmalı, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda bir numaralı bentde açıklanan nedenlerle; davacı Hazinenin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
2) İki numaralı bentde açıklanan nedenlerle; davalı ... mirasçısı ...’nin ve davalı ...’in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 09/10/2019 günü oy birliği ile karar verildi.