3. Hukuk Dairesi 2018/7989 E. , 2019/3271 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kanal katılım ve şebeke hisse bedeli ödenmeksizin abonelik tesisi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ...... İli, ...... İlçesi ...... Mah. ... Sitesi (46732 ada 4 parsel) 20 numaralı bağımsız bölüm halindeki mesken için, davalı idare nezdinde su akışının sağlanması amacı ile ferdi su abonesi olmak istediğini, bu aşamada davalı idare ...... görevlileri tarafından kendisinden kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli talep edildiğini beyan ederek; davalı idarece talep edilen kanal katılım payı ve şebeke hisse bedelinden sorumlu tutulmamasına ve abonelik tesis edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; haksız olarak kanal katılım bedeli ve şebeke ücreti talep edildiği iddiasının yerinde olmadığını savunup, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı kuruma kanal katılım ve şebeke hissesi bedeli olarak 1.088,44 TL’den sorumlu olduğunun, bunu aşan kısımdan sorumlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemiz 27.01.2016 tarihli ve 2015/13989 Esas, 2016/869 Karar sayılı ilamı ile “...Somut olayda ise; dava konusu taşınmazın tapuda ...... ... adına kayıtlı olduğu, adı geçenin dava konusu taşınmaza ilişkin ......"deki işlemler için leh veya aleyhinde açılmış/açılacak davaları takip etmek üzere Av. ... ve ......"nun vekil olarak tayin edildiği ancak eldeki davanın davacısının ise ... olduğu, davacının, dosyada davayı takip eden Av. ... ve ...... verdiği vekaletnameye rastlanmamış, bozma ilamında bu hususa işaret edildiği halde mahkemece bu doğrultuda bir inceleme yapılmadan karar tesis edilmesi doğru görülmemiştir.
Bundan ayrı olarak, ...hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Metre tül maliyeti, abonelik başvuru tarihindeki ... Bakanlığı birim değerleri esas alınmak suretiyle güncelleştirilerek saptanması gerekir.
O halde mahkemece, aboneliğe başvurulduğu sırada, Kanunun 89. maddesi uyarınca arsa vergi değerinin %2"si oranında kanal katılım payı tahsiline dair evraklar ile ödenen avansın mahsubunu içerir, katılım paylarının hesabına ilişkin ...... Tarifeler Yönetmeliğinde bulunmakta olan formüldeki hesaplama "gayrimenkulün toplam inşaat alanı ile güncel metre tül maliyeti ve gayrimenkulün yola nazaran cephesi" esas alınarak yasa ve yönetmeliğe uygun denetimi mümkün yeniden rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurmak gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece; bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı idareye karşı kanal katılım ve şebeke hissesi bedeli olarak 3.387,87 TL borçtan sorumlu olduğu, bunu aşan kısımdan sorumlu olmadığının tespitine, belirtilen bedelin ödenmesi halinde taraflar arasında su aboneliği sözleşmesinin kurulmasına karar verilmiş, hüküm süresi içince davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).Bu ilke, kamu düzeni ile ilgili olup; Yargıtay"ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.(Aynı yönde HGK.nun 26.2.1986 gün ve 1986/1-50 E.-174 K.; 11.5.1994 gün ve 1994/8-252 E.-314 K.; 1.12.1999 gün ve 1999/18-1041 E.-1006 K.; 11.5.2005 gün ve 2005/2-315 E.-333 K.; 27.09.2006 gün ve 2006/19-635 E.-573 K. sayılı ilamları).
Dairemiz 27.01.2016 tarihli ve 2015/13989 Esas, 2016/869 Karar sayılı bozma ilamında, davacının, dosyada davayı takip eden Av. ... ve ......’ya verdiği vekaletnameye rastlanmadığı, önceki bozma ilamında da bu hususa işaret edildiği halde mahkemece bu doğrultuda bir inceleme yapılmadan karar tesis edilmesinin doğru olmadığı belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ise de, bozma gereği yerine getirilmeyerek davacının davayı takip eden vekile verdiği vekaletname araştırılmadan, bu husustaki eksiklik giderilmeden hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 11/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.