Abaküs Yazılım
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1734
Karar No: 2022/1782
Karar Tarihi: 21.09.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1734 Esas 2022/1782 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1734
KARAR NO : 2022/1782

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27/05/2022
NUMARASI : 2022/353
İSTEK : İhtiyati Tedbir Kararına İtiraz
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/09/2022

İSTEM : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait üretim tesislerinin 2005 yılından bu yana ... OSB ... Caddesi No:... ... .../ İZMİR adresinde faaliyet gösterdiğini, davalının Karşıyaka 5. Noterliği’nden gönderdiği 15/03/2022 tarihli 08126 yevmiye numaralı ihtarname ile ... OSB yönetim kurulunun 08/03/2022 tarihli 745 sayılı yönetim kurulu kararı ile aylık ortalama 12.240 m3 olan su kullanımını sonlandırdığını ve su tüketimini mevcut firmalar arasında dengelemek, bölgeye yeni katılacak firmaların su ihtiyaçlarını karşılamak ve Menderes havzasında su ve kuraklık riskini bertaraf edebilmek adına su kullanımını 2.000 m3 ile sınırlandırdığını ihtar ettiğini, davalı yetkilileri tarafından 21/03/2022 tarihinde fabrikaya gelinerek 2.000 m3 su kullanımı gerçekleştirildiği gerekçesiyle su kuyusu ve ...’a ait su vanasını içerir su hattının 2022/483 sayılı yazı ile hukuka aykırı olarak kapatıldığını, kapatma işleminden 36 saat sonra 23/03/2022 tarihinde su kullanım kotasının doldurulduğu gerekçesiyle kapatılan su kuyusu ve su vanasının yeniden müvekkilinin kullanımına açıldığını, ne var ki davalının 12/04/2022 tarihinde düzenlemiş olduğu ikinci bir tutanakla “... ada ... parselde ve grup şirketinin kirası altında bulunan ... ada ... parselde 2.000 m3 su kullanımın gerçekleştiği” gerekçesiyle aynı hukuksuz işlemi yineleyerek su hattını yeniden kapattığını ve üretimi durdurduğunu, davalının OSB’de üretim yapmakta olan tüm firmalar için su teminini sağlamak ile yükümlü olduğunu, bu hususun 4562 sayılı Kanun’da tanımlandığını, ayrıca 30674 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği’nin 114. maddesi uyarınca da OSB’lerin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla elektrik, içme ve kullanma suyu, doğalgaz temini ve dağıtım şebekesi, kanalizasyon ve yağmur suyu şebekesi, atık su arıtma tesisi, içme ve kullanma suyu arıtma tesisi, OSB içi yollar, haberleşme şebekesi, internet servisi sağlayıcılığı, spor tesisleri, genel hizmet ve sosyal tesisler ve benzer tesislerden gerekenleri kurma ve işletme, kamu ve özel kuruluşlardan satın alarak dağıtım ve satışını yapma, bu çerçevede üretim tesisleri kurma ve işletme hakkının sadece OSB’nın yetki ve sorumluluğunda olduğunu, diğer bir anlatımla ...’un, OSB’de üretim yapan bütün firmalar için su temin etme yükümlülüğünün bulunduğunu ancak bu görevin kötüye kullanılarak keyfi kararların alındığını, davalının kota belirleyerek su kesme hakkına sahip olmadığını, müvekkiline tahsis edilen suyun bir anda %90 oranında kesilmesinin ve üretimin durdurulmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin ticari faaliyetlerine engel olunmasının kanunun amacına aykırı olduğunu, müvekkilinin hali hazırda zarara uğradığını, müvekkilinin ana üretim hammaddesinin su olduğunu, günlük su ihtiyacının üretim için 13.000 m3 olmasının yanında müvekkilinin alkollü içecek üretmesi nedeniyle yangın sisteminin teminatı olarak da suyun depolanması ihtiyacının bulunduğunu, yapılan su kesintisinin bu rezervin 2/3 oranında eksilmesine neden olduğunu, suyun kesilmesi ile hammaddelerin geri dönülmez ve kurtarılamaz şekilde bozulabileceğini, ayrıca atık tesisinin de devreden çıkacağını, oluşacak çevre zararlarının önlenemeyeceğini, 12.640 m3 olan su kullanımının 2 gün içinde 2.000 m3’e indirilmesinin keyfi bir karar olduğunu, herhangi bir kriterinin bulunmadığını, müvekkilinin başka bir yerden su temin etme imkanının ve hakkının bulunmadığını, muarazanın meni davalarının usul hukuku anlamında tespit değil eda davası niteliğinde olduğunu, 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun 25/5 maddesi gereğince genel kurulun teşkiline müteakip bu kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde OSB’lerin organları ile ilgili olarak TTK’nın anonim şirketlerin organları ile ilgili hükümlerinin kıyasen uygulanması gerektiğini, OSB’lerin özel hukuk tüzel kişisi niteliğinde olduğunu, yargı yerinin adli yargı olduğunu belirterek, davalının 08/03/2022 tarihli 745 sayılı yönetim kurulu kararının ve bu karara bağlı olarak gerçekleştirilen su kuyusu ve mevcut hattın kapatılması işleminin üretim kaybı, pazar kaybı ve yangın gibi çok büyük zararlara yol açacak olması sebebiyle ... ada ... parsel ve ... ada ... parsel numarada yer alan su kuyuları ve vanaların açılması ve suyun temini yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, anılan yönetim kurulu kararının geçersizliğinin tespiti ile suyun kullanımına keyfi olarak kota getirilmesi, su kuyusu ve ...’a ait vananın kapatılması ile ilgili davalının yarattığı muarazanın menine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP : Davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle:tedbir isteğinin mahkememizin 15/04/2022 tarihli kararı ile kabul edildiğini, kararın uygulanmasında Menderes İcra Müdürlüğü'nün görevlendirildiğini, tedbir isteğinin Menderes İcra Müdürlüğü'nün 2022/728 sayılı numarasına kayıtlandığını, yine 18/04/2022 tarihinde yerinde ... ada ... parsel ve ... ada ... parsel numaralı taşınmazda yer alan vanaların açılmasının cebren sağlandığını, tedbir kararı verilirken tedbirin şartlarının, müvekkili kurumun yükümlülüklerinin ve yetkilerinin yeterince incelenmediğini, diğer yandan dava konu karşılığının sağlanamadığını, müvekkilinin ilgili Bakanlığın onayı ile usulüne uygun biçimde kurulmuş Organize Sanayi Bölgesi olduğunu, kanundan kaynaklanan yetkisi ile bünyesinde bulunan katılımcıların ihtiyacı olan elektrik, su, kanalizasyon, doğalgaz, arıtma tesisi, arıtma çamuru depolama, kurutma ve yakma tesisi, yol, haberleşme, spor tesisleri gibi altyapı ve genel hizmet tesislerini kurma ve işletme, kamu ve özel kuruluşlardan satın alarak dağıtım ve satışını yapma hakkının müvekkiline ait olduğunu, bu hakkının yanında müvekkilinin, su kaynaklarını idarenin gösterdiği usul ve esaslar çerçevesinde, katılımcıları arasında adil ve verimli bir şekilde dağıtmakla yükümlü olduğunu, aynı şekilde tahsis ettiği suyun korunması ve verimli kullanımının sağlanması amacıyla kendi mevzuatından kaynaklanan yetkileri kapsamında su tahsis faaliyetini izlediğini, nitekim su tahsisi hakkında çıkan düzenleyici idari işlemlere karşı ilgili idarenin karşısında sorumlu kuruluş vasfıyla hareket etmek zorunda olduğunu, 2022 su yılının Gediz ve Küçük Menderes Havzalarında şiddetli kurak senaryosuna tekabül ettiği ve su tahsisinde bu senaryonun esas alınması gerektiği hususunun müvekkiline ihtaren bildirildiğini, bu yükümlülükleri gereğince müvekkili tarafından Gediz ve Küçük Menderes Havzaları Sektörel Su Tahsisi Eylem Planı ve Genelgesinin incelendiğini, Küçük Menderes Havzasının Bazlı Sanayi Sektörünün 2022 yılında su ihtiyacının 33.410.575 m3 olduğunu, bu dönemde ancak 17.300.000 m3 karşılanabileceğini, şiddetli kurak dönemde karşılama oranının ancak 520 olduğunu, havzadaki sanayi tesislerinde suyun geri kazanımı ve yeniden kullanımını sağlayacak yatırımların yapılması ile proses suyu tüketiminin azaltılması gerektiğini, bununla beraber müvekkili bünyesindeki katılımcıların su kullanımlarının incelendiğini, 352 sanayi parselinden oluşan Bölgede 2021 yılı toplam su tüketiminin 655.774 m3 olduğunun belirlendiğini, parsel bazında 2000 m3 su sınırlaması getiren 08/03/2022 tarihli 745 sayılı yönetim kurulu kararı sonrasında aylık 2000 m3 üzeri su kullanımı olan firmalara OSB'ye üretimleri için gerekli su kullanım miktarını bildirmesi gerektiğinin bildirildiğini, fazla su kullanımı yapılması ve bunun tespit edilmesi durumunda OSB'nin suyunu kesmesini kabul edeceğine ilişkin noterden taahhüt istendiğini, aynı şekilde, müvekkil idaresi tarafından katılımcıların aylık su tüketimlerinin incelendiğini, 22.000 m2 üzerinde üretim yapan .... Entegre Et tesisinin dahi aylık 4.000 m3 su harcadığının görüldüğünü, ... Şirketi'nin 2021 yılının Şubat ayında 2.347 m3, Mart ayında 14.046 m3, Nisan ayında 14.277 m3, Mayıs ayında 13.885 m3, Haziran ayında 12.581 m3, Temmuz ayında 16.004 m3, Ağustos ayında 16.523 m3, Eylül ayında 16.731 m3, Ekim ayında 12.969 m3, Kasım ayında 13.341 m3, Aralık ayında 14.605 m3; 2022 yılının, Ocak ayında 10.882 m3, Şubat ayında 11.213 m3, Mart ayında 14.298 m3 su tükettiğini, bölgedeki bütün su tüketiminin % 25'ini tek başına gerçekleştirdiği, bölgede 2021 yılı toplam su tüketiminin 655.774 m3 olduğunu, ayrıca ... Şirketi'nin mukim olduğu ... Ada ... Parsel, ... Ada ... Parsel numaralı taşınmazlardaki 569179 numaralı kuyunun pompaj ve işletme programında günde en fazla 137 m3 su çekilebileceğini, yeraltı suyu kullanma izin belgesinin günde azami 137 m3 şeklinde düzenlendiğini, 569191 numaralı kuyunun pompaj ve işletme programında günde 110 m3 su çekilebileceğini, yeraltı suyu kullanma izin belgesinin günde azami 11l0 m3 şeklinde düzenlendiğinin tespit edildiğini, ancak davacının, bu pompaj ve işletme programlarında belirtilen miktarlardan çok daha fazla su tükettiğinin açıkça görüleceğini, davacının 22/03/2022 tarihli Dİ-2022/331 sayılı yazıyı bölge müdürlüğüne gönderdiğini, karara karşı itiraz belirtmeyerek, noterden onaylı taahhüdünü yetkili imzaların olmaması nedeniyle 1 gün sonra vereceğini söyleyerek suyunu açtırmak istediğini, müvekkilinin de kuyulardaki suyunu geçiçi olarak kullanıma açtığını, sonrasında gerekli taahhüdün verilmemesi halinde suyun kesileceğinin bildirildiğini ancak davacının, gerekli su kullanım miktarını ve noter onaylı taahhüdünü müvekkiline vermediğini, 12/04/2022 tarihinde saat 17.30'da OSB personeli tarafından ... ada ... parsel ve ... ada ... parselde bulunan su kuyularındaki sayaçların okunduğunu, 12.200 m3 su kullanıldığının tespit edilerek tutanak altına alındığını, kuyu sularının kullanıma kapatıldığını, davacının, yüksek kar politikası ile aşırı su tüketimi yaparak bütün bölge katılımcısının şimdi ve gelecekteki haklarını ihlal ettiğini, sağladığı ekonomik yararı aşan şekilde çevreye ve bölge katılımcısına zarar verdiğini, bu nedenle su kuyularının açılması yönünde ihtiyati tedbir kararının şartlarının oluşmadığını, ancak eldeki olayda davacının korunmayı gerektiren bir menfaatinin bulunmamasının yanında ihtiyati tedbir kararının çıkar dengesini davacı lehine bozduğunu, diğer tüm bölge katılımcılarının haklarının ihlal edilmesine neden olduğunu belirterek, öncelikle kararın icrasının durdurulmasına, ertesinde ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına; tedbir kararının kaldırılmasının reddi hainde teminat miktarına itirazın kabulüne, 1.500.000-TL teminatın mahkeme veznesine yatırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesi, 15.04.2022 tarihli ara kararıyla, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, İhtiyati tedbir isteyen davacı tarafça takdiren 120.000,00 TL tutarında nakit teminat yatırıldığında ya da dosyaya bu miktarda geçerli bir banka teminat mektubu sunulduğunda; davalı ... Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü'nün 08/03/2022 tarihli 745 sayılı yönetim kurulu kararına bağlı olarak "... Organize Sanayi Bölgesi ... Caddesi No:... ... .../ İZMİR" adresinde "... ada ... parsel ve ... ada ... parsel" numaralı taşınmazda yer alan ve kapatılan "su kuyuları ve vanaların açılarak suyun temini" konusunda İHTİYATİ TEDBİR KARARI VERİLMESİNE karar vermiş, davalı tarafından yapılan itiraz duruşmalı yapılan inceleme sonunda, 27.05.2022 tarihli ara kararla reddedilmiştir.
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN: Davalı vekili sözü geçen ara kararına karşı istinaf talebinde bulunmuştur.
BİLDİRİLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde, yukarıda özeti yazılı itiraz dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Talep, davalı yönetimin 08.03.2022 tarih ve 745 sayılı davacının su tüketiminin sınırlandırılmasına ilişkin kararının ve buna bağlı su kesme işleminin iptali yönündeki muarazanın giderilmesi istemine ilişkin davada, mahkemece yukarıda yazılı şekilde ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazın reddine karar verilmesi üzerine davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince hukuki nitelendirmenin davadaki ileri sürülüş ve dosya kapsamına uygun olarak belirlendiği, ihtilafa uygulanması gereken yasal mevzuatın doğru olarak tespit edildiği, taraflarca ileri sürülen delillerin toplanarak usulüne uygun olarak değerlendirildiği, delillerin değerlendirilmesinin dosya kapsamına uygun bulunduğu, taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmaların tartışılarak gerekçeli kararın oluşturulduğu, mahkemenin karar gerekçesiyle hüküm fıkrasının birbiriyle uyumlu olduğu ve mahkeme hükmünün yasal unsurları taşıdığı, özellikle, dosyadaki bilgi ve belgelere göre yaklaşık ispata ilişkin koşulun gerçekleştiği somut olayda, davacının iştigal alanı ve bu kapsamda su ihtiyacının önemi dikkate alındığında ihtiyati tedbir kararı verilmediği taktirde ileride telafisi güç veya imkansız zararların ortaya çıkmasının kaçınılmaz olduğunun değerlendirilmesi nedeniyle aynı gerekçeyle verilen ihtiyati tedbir kararına karşı davalı tarafça yapılan itirazın reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2022/353 esas sayılı dosyasında verilen 27.05.2022 tarihli ihtiyati tedbir kararına vaki itirazın reddine ilişkin ara kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Alınan istinaf karar ve ilam harcı yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, HMK'nın 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 21/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi