Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2147
Karar No: 2020/10
Karar Tarihi: 16.01.2020

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2019/2147 Esas 2020/10 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2019/2147 E.  ,  2020/10 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi


    Taraflar arasında görülmekte olan menfi tespit davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda verilen kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine ... BAM 16. Hukuk Dairesi tarafından verilen davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabul, kısmen reddine yönelik kararın davalılar vekillerince duruşmalı, davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgilere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekilleri Av. ... ve Av. ... ile davalı ... vekili Av. ... ve davalı ... vekili Av. ... gelmiş olduğundan duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, dava ve takip konusu 12.750,000,00 TL bedelli bonodaki imzanın davacıya ait olmadığını, ayrıca bonodaki yazıların da davacının eli ürünü olmadığını, bonoya göre davacının işbu bonoyu ..."a verdiğinin gözüktüğünü, davacının davalılar ile hiçbir ticari veya ticari olmayan ilişkisi bulunmadığını iddia ederek ... 5. İcra Müdürlüğü’nün 2016/1100 esas sayılı takip dosyasına konu olan bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile davalılar aleyhine %20"den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, davalılardan ..."ın tekstil işi ile iştigal ettiğini ve yurt dışına tekstil ürünleri sattığını, ... ile davacının sahibi olduğu YŞG İnş. San. Tic. Ltd. Şti arasında yapılan inşaat yapılıp satılarak gelirinin paylaşımı ve kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin imzalandığını, davacı ile ortak arsa alma ve alınan bu arsalar üzerinde konut yapılarak satılması şeklinde ticaret yapılması hususunda anlaşıldığını, tüm bu süreç boyunca davalı ile davacının iletişimde olduğunu ve tüm ödemeleri ..."ya yaptığını, elden ödenen paraların yanında inşaat yapılıp satılması ve gelirinin paylaşılması esnasında ..."nın satılan dairelerin parasını davalıya ödemediğini, yeni işler yapacağını ve daha çok para kazanacaklarını belirterek davalıya ödeme yapmadığını, daha sonra toplam alacak olan 12.750.000,00 TL karşılığı dava konusu senedin imzalanarak davalıya verildiğini savunarak davanın reddi ile %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesi’nce, Adli Tıp Kurumu"ndan alınan raporlarla davaya konu senet altındaki imzanın davacı ... eli ürünü olduğunun tespit edildiği, davacı ... ile davalı ... arasında öncesine dayalı bir ticari ilişki olduğu, davaya konu senedin de bu ticari ilişki kapsamında davalı ..."a verildiği, kambiyo senetlerinin sebepten mücerret olduğu, senet altındaki imzanın davacı eli ürünü olduğu kesinleştikten sonra ATK raporunda belirtilen diğer tespit ve iddiaların sonuca etkin olmadığı, senet üzerindeki yazıların başka bir kalemle, atılan imzanın başka bir kalemle atılmış olmasının senedin sahte olduğu anlamını taşımayacağı, senedin ebat, baskı ve kenar kesim özelliklerinin farklı olmasının ya da mutat senet olmamasının da düzenlenen bu senedi, senet olma vasfından çıkarmayacağı, kaldı ki söz konusu bir kambiyo senedinin geçerli olabilmesi için mutat senetlerden veya matbu senetlerden olmasının da gerekmediği, A4 kağıda da taraflarca kambiyo senedi vasfı niteliği şeklinde düzenlenecek bir evrakla dahi senet oluşturabileceği, inceleme konusu senetteki yıpranma ve saçaklanmaların, üst kenar kesimindeki yıpranma ve saçaklanmalardan fazla olmasının da senedin sahte olduğuna kesin bir kanaat ya da delil teşkil etmediği, saçaklanmaların cüzdan içerisine konulma, farklı yerden katlama gibi sebeplerle oluşabileceği, yine senet üzerindeki çizgilerin kalınlıklarının farklı olmasının da senedi geçersiz ya da sahte hale getirmeyeceği, yine ATK raporunda mutat olmayan kat izlerinden bahsedilen kavramın ne olduğu hususunun da anlaşılamadığı, senedi ya da herhangi bir kağıdı ne şekilde katlanırsa o şekilde katlanan yerlerden kat izi oluşmasının doğal olduğu, ayrıca davacı tarafça davanın başlangıcında senet altındaki imza inkar edilmiş ise de yapılan inceleme sonucu senedin altındaki imzanın davacı eli ürünü çıkması sonrası ve davacı asilin mahkemede alınan beyanında söz konusu imzanın kendisine kargo teslimi yapılırken attırılmış olabileceğine yönelik beyanı ve daha sonra vekiller aracılığıyla verilen beyanlarda ise davacının ele geçirilen imzasının üzerine senet oluşturulduğu iddiaları ve bu iddiaların yargısal süreç içerisinde sürekli değişkenlik göstermesi de dikkate alındığında davacının bu iddialarının borçtan kurtulmaya matuf olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi’nce, dosya kapsamında alınan Adli Tıp Kurumu raporları ile senet üzerinde olağan dışı yıpranma, saçaklanma, katlanma izleri bulunduğunun, imzanın çevresinde yapıştırıcı bakiyeleri bulunduğunun, senedin sağ kenar ortasında belirgin olmak üzere mürekkep ve karbon benzeri bakiyelerin bulunduğunun, senedin alt ve üst kısımlarındaki yıpranma ve saçaklanmaların farklı olduğunun, A-4 kağıda basılmış mutad matbu senetlerden olmadığının, senet üzerindeki çizgi kalınlıkları, harf ve desen baskısının homojen olmadığının tespit edildiği ve "tüm bulgular birlikte değerlendirildiğinde inceleme konusu senedin imzadan faydalanılarak oluşturulmuş olduğu" görüşünün beyan edildiği, taraflar arasında bononun 15.01.2015 tanzim tarihinde 12.750.000,00 TL bedelli borç doğuracak hukuki ilişkinin varlığının davalı tarafça ispatlanamadığı, senedin hile ile alındığı iddiasının bilirkişi raporu ile ispatlandığı, ilk derece mahkemesinin sadece imzanın davacıya ait olması nedeniyle hile iddiası incelenmeden davanın reddi kararı vermesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davacının davaya konu 15.01.2015 tarihli, 30.10.2015 vadeli 12.750.000,00 TL miktarlı bono nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin lehdar tarafından değil, ciranta hamil ... tarafından başlatıldığı, takip başlatan davalı ...’ın senedin hile ile alındığını bilebilecek durumda olmadığı gerekçesiyle kötü niyet tazminatı talebinin reddine, davalılar ... ve ..."ın inkâr tazminatına ilişkin istinaf taleplerinin de davanın kabulüne karar verilmesi nedeniyle reddine karar verilmiş, iş bu karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    İstinaf mahkemesince hükme esas alınan ATK raporunda dava konusu senetteki keşideci imzasının davacıya ait olduğu saptanmıştır. ATK raporunda ayrıca inceleme konusu senetteki borçlu imzasının bir kalem, senet üzerindeki diğer yazıların farklı fiziki evsaftaki ikinci bir kalemle yazılmış olduğu, inceleme konusu senedin kağıt kalitesi, ebat, baskı ve kenar kesim özellikleri bakımından matbu, mutad senetlerden olmadığı, inceleme konusu senette alt ve sağ kenar kesimindeki saçaklanmaların üst kenar kesimindeki yıpranma ve saçaklanmalardan fazla olduğu (üst kenar kesiminin daha yeni bir kesim olduğu), inceleme konusu senette “ vade –ödeme tarihi-Türk Lirası-No” ibareleri altında yer alan çizgilerin kalınlıklarının farklı olduğu ve düz bir hat üzerinde yer almadıkları, inceleme konusu senetteki harf ve desen baskısının homojen olmadığı, orta bölümlerde mürekkep yığılması bulunduğu ve kenar hatlarda mürekkep taşmaları mevcut olduğu, inceleme konusu senette mutad olmayan kat izleri mevcut olduğu, inceleme konusu senette borçlu imzası çevresinde yapıştırıcı bakiyeleri mevcut olduğu, inceleme konusu senedin sağ kenar ortasında belirgin olmak üzere belge yüzeyinin genelinde mürekkep ve karbon benzeri bakiyeler bulunduğu, inceleme konusu senette kullanılan kalem mürekkeplerinde yazı yaşı tayinine yarayan ve halen kullanılagelen bilimsel herhangi bir yöntem bulunmadığından, söz konusu senetteki imzanın senet metninden önce ya da sonra atıldığı hususunda zaman birimleri açısından bir tespite gidilemediği hususları da saptanmış ve bu bononun imzadan faydalanılarak oluşturulduğu sonucuna varılmış, bilirkişi raporu benimsenmiş ve davacının dava konusu senetten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Ancak ATK raporundaki fiziksel bulgulardan bu şekilde bir sonuç çıkarılması mümkün değildir ve esasen bu husus hukuki değerlendirmeyi gerektirmektedir. İstinaf mahkemesince bu şekilde karar verilmesi doğru değildir. İstinaf mahkemesince ispat yükünün davalıya yüklenmesi de doğru olmamıştır. Öte yandan davacının dava konusu senet dolayısıyla davalılar hakkında sahtecilik suçlamasıyla şikayette bulunduğu ve bu hususta soruşturma yürütüldüğü ilk derece yargılaması aşamasında bellidir. İstinaf mahkemesince anılan soruşturma sonucu açılan ceza dava dosyasının akıbeti 06.03.2019 tarihli müzekkere ile sorulmasına rağmen bu ceza dava dosyasının sonucu beklenilmeksizin eksik tahkikat ile karar verilmesi doğru olmamıştır. Dava dosyası Dairemize temyiz incelemesi ile geldikten sonra davacı vekili tarafından sunulan 22.10.2019 tarihli dilekçe ile dava konusu bono ile ilgili ... 36. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/304 esas ve 2019/639 karar sayılı ceza dosyasından davalı sanıkların mahkumiyetlerine karar verildiği bildirilmiş ve ekine anılan mahkeme kararı eklenmiştir. Bu kararın incelenmesinden davalıların dava konusu bonodan dolayı resmi belgede sahtecilik suçundan cezalandırılmalarına karar verildiği, karar tarihinin 10.10.2019 olduğu anlaşılmıştır. İstinaf mahkemesince, kendi raporunda saptadığı fiziksel bulgulardan çırakılması mümkün olmayan "bononun başka bir belgedeki imzadan faydalanılarak oluşturulduğu" sonucuna varan ATK raporunun sonuç kısmına değer verilmemesi gerekirken ATK"nun görevi dışına çıkarak yaptığı hukuki değerlendirmeyi kabul etmesi doğru olmamıştır. Hukuki değerlendirme kesin olarak mahkemeye aittir. Ayrıca ceza mahkemesinin maddi vakıanın tespitine dair kararının TBK’nın 74. maddesi uyarınca hukuk hakimini bağlayacağıda gözetilmeden, anılan bu ceza dava dosyasının sonucu beklenilmeksizin karar verilmesi de doğru görülmemiştir. Bu itibarla ... BAM 16. Hukuk Dairesi’nin 2018/3439 esas ve 2019/663 karar sayılı ve 28.03.2019 tarihli kararının bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ... BAM 16. Hukuk Dairesi’nin 2018/3439 esas ve 2019/663 karar sayılı ve 28.03.2019 tarihli kararının davalılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dosyanın ... BAM 16. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, vekilleri Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalılar yararına ayrı ayrı 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 16/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi