9. Ceza Dairesi 2020/7669 E. , 2020/1425 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Hükümlü : ...
Suç : Görevi kötüye kullanma
Hüküm : TCK"nın 257/2, 62, 53. maddeleri gereğince verilen hükmün
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Hükümlünün İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/07/2001 tarih, 2001/69 esas ve 2001/1002 karar sayılı kararı ile verilip; Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 26.05.2003 tarih, 2002/20898 esas ve 2003/4523 karar sayılı onama ilamı ile kesinleşen erteli cezası hakkında talebi üzerine; onanmak suretiyle kesinleşen hükümden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK" nın 7. ve 5252 sayılı TCK" nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 9. maddesi uyarınca yeniden uyarlamaya ilişkin kararda, 765 sayılı Yasanın lehe olması gerekçesi ile cezanın infazına dair verilen hükmün temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 16.04.2012 tarih, 2011/4546 esas ve 2012/9272 karar sayılı ilamı ile "sanığa ait adli sicil belgesindeki erteli mahkumiyete ilişkin suçun, 1.6.2005 tarihinden önce işlendiği ve bu mahkumiyetin, silinme koşulları yönünden, 765 sayılı T.C.K."nun 95/2, 3682 sayılı Yasanın 8. maddesinde öngörülen sürelere tabi olduğu, sanık hakkındaki erteli para cezasına ilişkin mahkumiyet karar tarihinin 11/07/2001 olduğu, sanığa ait adli sicil kaydı getirilerek bu tarihten itibaren beş yıl süre ile herhangi bir suç işleyip işlemediği araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması" gerekçesi ile bozulmasına karar verildiği belirlenerek yapılan incelemede;
5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un “Lehe hükümlerin uygulanmasında usul” kenar başlıklı 9. maddesinin 4. fıkrasında yer alan; “Kesin hükümle sonuçlanmış olan davalarda, sonradan yürürlüğe giren bir kanunla ilgili olarak lehe hükmün belirlenmesi ve uygulanması amacıyla yapılan yargılama bakımından dava zamanaşımına ilişkin hükümler uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında; kesinleşmiş hükümle sonuçlanmış olan davanın zamanaşımı sebebiyle düşmesine karar verilemeyeceğinden tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre hükümlünün yerinde görülmeyen sair itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 16/04/2012 tarih, 2011/14546 esas ve 2012/9272 karar sayılı ilamı ile hüküm tarihi ve 765 sayılı Yasanın 95/2., 3682 sayılı Yasanın 8. maddesi gözetilerek karar tarihinden itibaren sanığın beş yıl süre ile herhangi bir suç işleyip işlemediği araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bozulduğu, mahkemece dosya arasına adli sicil kaydının getirildiği, dosyaya alınan adli sicil kaydına göre 5 yıllık deneme süresi içinde başkaca bir suç işlemediği anlaşılan hükümlü hakkındaki erteli mahkumiyet; 765 sayılı TCK’nın 95/2. maddesi uyarınca esasen vaki olmamış sayıldığından, sonuç doğurucu özelliği kalmayan, hak yoksunluğu doğurmayan ve hiç gerçekleşmediği varsayılan bu mahkumiyet kararı nedeniyle adli sicil kaydına göre silinme koşullarının oluştuğunun gözetilmemesi,
Kabule göre de;
Yargıtay 4. Ceza Dairesi"nin 16/04/2012 tarih, 2011/14546 esas ve 2012/9272 kararı gereği yerine getirilmekle sanık lehine olduğundan bahisle, 5237 sayılı TCK"nın 257/2 maddesi gereğince verilen hapis cezasının uyarlama yapılarak aynı kanunun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesi 27/10/2017 tarih, 2017/15 esas ve 2017/216 karar sayılı kararı ile mahkum olması üzerine yapılan ihbardan sonra hakkında hükmü açıklanması sonucu İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/07/2001 tarih, 2001/69 esas ve 2001/1002 karar sayılı kararı ile verilen erteli hapis cezasından sanığın aleyhine durum yaratan hükmün açıklanması suretiyle daha ağır cezaya hükmedilmedilerek dosya kapsamına uygun olmayan gerekçe ile hükmün açıklanması,
Kanuna aykırı, hükümlünün temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 12/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.