1. Hukuk Dairesi 2018/5321 E. , 2020/6889 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;Asıl ve birleştirilen davada davacılar, mirasbırakan ... ’ün kayden maliki olduğu 618 parsel sayılı taşınmazı davalı oğullarına satış suretiyle devrettiğini, temlikin kız çocuklarından mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu, mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacının olmadığı gibi davalıların da alım güçlerinin bulunmadığını, taşınmaz üzerindeki binanın mirasbırakan tarafından yapıldığını ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali ve tescil ile taşınmaz üzerindeki binanın mirasbırakan tarafından yapıldığının tespitine karar verilmesini istemişlerdir.Davalılar, zamanaşımı itirazında bulunup taşınmazı bedeli karşılığı satın aldıklarını, mirasbırakanın maddi sıkıntılar nedeniyle üçüncü kişilere de taşınmaz sattığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Dairece, “...somut olayda, mirasbırakanın taşınmazı davalı oğullarına temlik ettiği tarih itibariyle taşınmazın akit bedeli ile gerçek değeri arasında bariz fark olduğunun keşfen saptandığı, murisin başkaca taşınmazlarının olduğu, dinlenen tanık anlatımlarından evinin de içerisinde bulunduğu davaya konu taşınmazı satmasını gerektirir haklı ve geçerli bir nedeninin bulunmadığı, öte yandan davalıların satıştan elde edilen parayı mirasbırakanın kendisi ve eşinin sağlık harcamalarına kullandığı savunulmuş ise de sağlık harcamalarının yapıldığı belirtilen tarihlerin temlik tarihinden çok sonrasına ilişkin tarihlere ait olduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda değinilen ilkeler ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde, taşınmazın mirasbırakan ... tarafından davalı oğullarına yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu; değinilen somut olgular karşısında davalıların tutarsız ve soyut savunmasının muvazaanın aksini kanıtlar nitelik taşımadığı sonuç ve kanaatine varılmaktadır. Hâl böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş; mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olup, asıl ve birleştirilen davada davalılar tarafından temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması istenilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 22.12.2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat gelmedi. Diğer temyiz eden davalılar vekili Avukat ... geldi, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup; mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Asıl ve birleştirilen davada davalıların bu yöne ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine.Asıl ve birleştirilen davada davacıların temyiz itirazı ile asıl ve birleştirilen davada davalıların sair temyiz itirazlarına gelince; Bilindiği üzere; kural olarak yargılama giderleri, davada haksız çıkan, eş söyleyişle aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir (HMK 326/1).
O halde, HMK"nin 326/1. maddesinde öngörüldüğü gibi "kanunda yazılı haller dışında" yargılama giderlerinin davada haksız çıkan tarafa yükletilmesi gerektiği kuşku ve duraksamadan uzaktır.
Somut olayda, davacı tarafça 14.07.2014 tarihinde 5.166,00 TL tamamlama harcı yatırılmış olup; mahkemece, asıl ve birleştirilen dava yönünden hükmedilen toplam 13.110,40 TL nispi karar ve ilam harcından 5.166,00 TL tamamlama harcının mahsubuna karar verildiği halde, HMK 326. maddesi gereğince sözü edilen 5.166,00 TL tamamlama harcının davalılardan alınarak davacılara verilmesine karar verilmemiş olması doğru değildir. Öte yandan; harç kamu düzenine ilişkin olup, temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gerektiğinde kuşku yoktur.Somut olayda; çekişme konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle keşfen saptanan değeri 319.874,96 TL, davacıların toplam 9/15 miras payına isabet eden değer 191.924,97 TL olup, asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiş olmakla asıl ve birleştirilen davada alınması gereken toplam 13.110,40 TL nispi karar ve ilam harcından asıl ve birleştirilen davada yatırılan toplam 445,50 TL peşin harç ile 5.166,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 7.498,90 TL nispi karar ve ilam harcının, davalıların çekişme konusu taşınmazda 1/2’şer oranda kayıt maliki oldukları da gözetilerek, asıl ve birleştirilen davada davalılardan ½ şer oranda tahsili ile Hazineye irat kaydına şeklinde karar verilmesi gerekirken, hükmedilen karar ve ilam harcından davalıların müşterek ve müteselsil sorumlu tutulması doğru olmamıştır.Ne var ki, değinilen hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığından; hüküm kısmında, Asıl ve birleşen dava yönünden; cümlesinden sonra gelen “ Alınması gereken 13.110,40 TL harçtan davacılar tarafından yatırılan 445,50 TL peşin harç ile 5166,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile kalan 7498,90 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,” cümlesinin hüküm kısmından çıkarılarak yerine, Asıl ve birleşen dava yönünden; cümlesinden sonra gelmek üzere “ Alınması gereken 13.110,40 TL nispi karar ve ilam harcından davacılar tarafından yatırılan toplam 445,50 TL peşin harç ile 5.166,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 7.498,90 TL nispi karar ve ilam harcının asıl ve birleştirilen davada davalılardan 1/2’şer oranda tahsili ile Hazineye irat kaydına, tamamlama harcı olarak yatırılan 5.166,00 TL’nin asıl ve birleştirilen davada davalılardan 1/2’şer oranda alınarak asıl ve birleştirilen davada davacılara verilmesine” cümlesinin yazılmasına, tarafların temyiz itirazlarının değinilen yönlerden kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince temyiz eden taraflardan duruşmaya gelen davalılar vekili için 3.050.00. TL. duruşma vekâlet ücretinin karşı temyiz eden, duruşmaya katılmayan davacılardan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22/12/2020tarihinde oybirliğiyle karar verildi.