8. Hukuk Dairesi 2015/5136 E. , 2017/5775 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı alacaklı vekili,borçlu ile 3.kişinin akraba olduğunu, aynı alanda faaliyet gösterdiklerini, borçlunun haciz sırasında hazır olduğunu açıklayarak, haciz sırasında İcra Müdürlüğü tarafından, İİK 99.maddesi uyarınca istihkak davası açmak üzere taraflarına süre verilmesine ilişkin işlemin iptaline bunun mümkün olmaması halinde davalıların istihkak iddiasının reddi ile tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı üçüncü kişi vekili, müvekkiline ait işyerinde haciz yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, haciz sırasında hazır bulunan borçlu tarafından 3. kişi lehine istihkak iddiasında bulunulması halinde. İcra Müdürlüğü’nün 3. kişiye dava açması için süre vermesi gerekirken alacaklıya süre vermesi usule aykırı ise de bu husus davanın esastan incelenmesine engel teşkil etmediği için icra memurunun İİK"nun 99. Maddesinin tatbikine yönelik kararının iptaline ilişkin şikayetin reddi gerektiği borçlunun haciz sırasında hazır olduğu,haciz yapılan iş yerinde kullanılan bilgisayarın şifresinin borçlu tarafından bilindiği ve bilgisayar üzerindeki kayıtların borçlu adına olduğu, haciz sırasında iş yerinde bulunan kartvizitlerin borçlu adına düzenlendiği ve kartvizitte adres olarak haciz adresinin belirtildiği,haciz yapılan iş yerinin kayden sahibi borçlunun annesi olan 3.kişi görünüyor ise de bu iş yerinin fiilen borçlu tarafından işletildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm, davacı alacaklı vekili ve davalı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK’nun 99. maddesine istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı 3. kişi vekilinin tüm, davacı alacaklı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı alacaklı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Davanın esasına yönelik karar verildiğine göre, karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hacizli malların değeri ile alacak miktarından hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekir. Somut olayda; hacizli malların değeri, takibe konu alacak miktarından az olduğundan avukatlık ücretinin hacizli malların değeri üzerinden hesap edilmesi gerekirken davacı taraf yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki belirtilen bu yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Davalı 3. kişi vekilinin yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle tüm, davacı alacaklı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle vekalet ücretine ilişkin davacı alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 4 numaralı maddesindeki "500.00 TL vekalet ücretinin" ibaresinin çıkartılarak yerine " 1.005,36 TL nispi vekalet ücretinin" ibaresinin yazılmak suretiyle hükmün düzeltilen bu şekli ile ONANMASINA, İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının temyiz eden davacıya iadesine, 25,20 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 6,20 TL"nin davalıdan alınmasına, 19.4.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.