16. Hukuk Dairesi 2019/623 E. , 2019/2041 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ....Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 1 parsel sayılı 126.088,86 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu belirtilerek ham toprak vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın bir bölümü hakkında, tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, çekişmeli 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazdan, 27.05.2013 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 3.169,69 metrekarelik bölümünün davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde, davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacı ..., babası ... tarafından 1974 tarihli satış senedi ile ....’den taşınmaz satın alındığını, satın alınan taşınmazın bir bölümünün kadastro sırasında 101 ada 16 parsel numarasıyla adına tescil edildiğini, taşınmazın kalan kısmının ise dava konusu taşınmaz içerisinde davalı Hazine adına tescil edildiğini, babası tarafından satın alındığı tarihten bu yana zilyet olduğunu ve taşınmaz bölümünün taksimen kendisine kaldığını ileri sürerek, bu kısmın tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle dava açmış, yargılama sırasında 28.11.2014 tarihli celsede ise, taşınmaz bölümünü son 3-4 yıldır ektiğini, öncesinde ...’da olduğunu,...’a gitmeden önce taşınmazı ekmek suretiyle tasarruf ettiğini beyan etmiştir. Yapılan keşifte beyanlarına başvurulan yerel bilirkişi ve davacı tanığı, davacının 1990-1995 yılları arasında...’a göç ettiğini ve o tarihten beri çekişmeli taşınmaz bölümünü kullanmayı bıraktığını beyan etmişler; dosyaya ibraz edilen jeodezi ve fotogrametri bilirkişisi raporunda, çekişmeli taşınmaz bölümüne ait 1962 ve 1973 yıllarına ilişkin hava fotoğrafları üzerinde yapılan incelemede, çekişmeli taşınmaz bölümünün boş, doğal görünümünde, tarımsal faaliyet yapılmamış bir yer olduğu, sabit sınırların taşınmaz bölümü üzerinde mevcut olmadığı, 1973 ile 2000 yılları arasında ise başka uçuşun bulunmadığının tespit edildiği bildirilmiştir. Şu halde, dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanığının anlatımları, hava fotoğrafları üzerinde yapılan inceleme neticesinde sunulan bilirkişi raporu, davacının beyanları ve tüm dosya kapsamından; çekişmeli taşınmazın kadastro tespit tarihi olan 2003 yılı itibariyle davacı yararına zilyetlikle kazanım koşullarının oluşmadığı anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında, çekişmeli taşınmaz bölümünde davacı lehine zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği ispatlanamadığına göre, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamı ile örtüşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.