BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/654 Esas 2021/91 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2020/654
Karar No: 2021/91
Karar Tarihi: 09.02.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/654 Esas 2021/91 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/654 Esas
KARAR NO : 2021/91
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/11/2020
KARAR TARİHİ : 09/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki bulunduğu ... adresindeki tapuda 5/6 pafta, 6671 parselde kayıtlı olan taşınmazın bulunduğu binanın tamamı 26.09.2019 tarihinde...'da meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki depremde tamamen hasarlı ve oturulamaz hale geldiğini, karot raporu ve ... Belediyesince tanzim edilen 10.03.2020 tarihli Riskli Yapı Raporu ile de tespit edildiğini, binada oturmak can güvenliği açısından riskli olduğu için müvekkili ile diğer maliklerce tahliye edildiğini, bina riskli yapı olduğu için yıkılarak yeniden inşası zorunlu hale geldiğinden miş; bu nedenle müvekkilim maddi zarara uğradığını, yıkılan binanın yeniden inşası halen devam ettiğini, 62.300 TL bedelli 31.12.2018 tanzim tarihli, ... numaralı ... poliçesinin bulunduğunu, poliçe teminat tutarının ödenmesi yönünde müvekkili tarafından talepte bulunulmuş ise de davalı tarafından herhangi bir şekilde cevap verilmediğini, bu kapsamda %2 muafiyet bedeli mahsup edildikten sonra bakiye poliçe bedelinin davalıdan tahsili ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ... (...) 587 sayılı Zorunlu Deprem Sigortasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ile kurulmuş ve 6305 sayılı Afet Sigortaları Kanunu kapsamında faaliyetlerine devam eden kamu tüzel kişiliğini sahip bir kurum olduğunu, müvekkili kurumun davacı sigortalının hasar talebini eksper raporlarının tesbitlerine göre değerlendirdiğini, binadaki hasarın deprem sebebiyle meydana gelip gelmediğinin nasıl ve kimlerce yapılacağı ise yasal düzenlemelerle belirlendiğini, binanın yapısal sorunları ve mevcut yönetmeliklere uymaması nedeni ile yıkılıp yapılması yasal olarak iyileştirme olup Zorunlu Deprem Sigortası kapsamında olmadığını, zorunlu deprem sigortası poliçeleri sigortalıların beyanlarına göre oluşturulduğunu, poliçedeki teminat miktarı ...'ın sorumluluğunun üst sınırını teşkil etmekte ve zararın meydana geldiği tarihteki serbest piyasa rayiç birim fiyatlarına göre hasar bedelinin belirlenmesi gerektiğini, sigorta poliçesindeki deprem rizikosunun amacı deprem nedeniyle meydana gelen hasarın yani riziko nedeniyle oluşan gerçek zararın giderilmesi olup, rizikonun yapının yapım eksikliğinden mi yoksa depremden mi meydana gelip gelmediği, zararın Zorunlu Deprem Sigortası kapsamında bulunup bulunmadığının tesbiti gerektiğini, taraflar arasındaki ilişki her iki taraf için ticari iş niteliğinde olmadığını savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ile vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacının malik olduğu taşınmaza ... sigorta poliçesi yaptırması nedeniyle deprem nedeniyle oluşan hasar bedelinin davalı kurumdan tahsiline ilişkin açılan tazminat davasıdır.
6502 sayılı Kanunun 3. maddesinde “Tüketici işlemi; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve işlemi kapsar.” şeklinde yeniden tanımlanmıştır. Bu hüküm mülga 4077 sayılı Kanunun 3/h bendindeki tüketici işlemi tanımından daha kapsamlıdır. Bundan böyle 6502 sayılı Kanunun tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamaların tüketici mahkemelerinde çözümünü öngören 73. maddesi hükmü ile içeriği az yukarda yer alan 83/2. maddesinin açık hükmü nedeniyle yukarda sayılan sözleşme ve işlemler tüketici mahkemesinin görev alanına girmiştir.
Somut olayda, davacının malik olduğu bağımsız bölümün tapu kaydına ve belediye cevabi yazısına göre daire vasfında olduğu, sigortalattığı dairesinin davacının ticari amaçla kullandığı bir yer olmadığı, dairesine ... sigorta sözleşmesi yapması karşısında davacının tüketici olarak kabul edilmesi gerekeceğinden uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekeceğinden Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, Mahkememiz kararı kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-Mahkememiz kararı kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK'nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik ve yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretlerinin o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne davalı tarafın yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/02/2021
Katip ...
¸e-imzalıdır
Hakim ...
¸e-imzalıdır
"Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır."
