2. Ceza Dairesi Esas No: 2016/19296 Karar No: 2019/2476 Karar Tarihi: 12.02.2019
Hırsızlık - başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2016/19296 Esas 2019/2476 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2016/19296 E. , 2019/2476 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü; 1- Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.11.2016 gün ve 2016/950 Esas, 2016/436 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nın 142. maddesinde 6545 sayılı Kanun"un 62. maddesi ile yapılan ve 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik uyarınca, TCK"nın 142/2-h, 143. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle yargılanan sanıklara, 5271 sayılı CMK"nın 150/3. maddesi uyarınca zorunlu müdafii atanmasına gerek olmadığına karar verildiği de gözetilerek, tebliğnamede bu husustaki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş, TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yapılan duruşmaya toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün ONANMASINA, 2-Sanık hakkında başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince; İşlediği bir suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını önlemek amacıyla kendi kimliğini saklayıp bir başka kişiye ait kimlik bilgilerini kullanması ve onun hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasına neden olması halinde sanığın fiili, 5237 sayılı TCK"nın 268. maddesinde düzenlenen suç tipine uyacak ve maddedeki hüküm gereğince 267. maddedeki iftira suçuna ilişkin hükümlere göre cezalandırılacaktır. Kamu görevinin gereği gibi yerine getirilebilmesi için, kamu görevlisinin göreviyle bağlantılı olarak sorması durumunda, kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunulması veya kimlik ve adresle ilgili bilgi vermekten kaçınılması halinde ise Kabahatler Kanunu"nun 40/1. maddesi uyarınca idari para cezası verilmesi gerekir. Açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanık hakkında herhangi bir soruşturmanın başlatılmadığı, aranan kişilerden olmadığı, bir başka kişinin kimlik bilgilerini vermesiyle o kişi hakkında soruşturma yapılmadığı, sadece emniyet görevlileri tarafından “uyuşturucu madde ticareti yapan ve kullanan” şahısların yakalanmasına yönelik il genelinde yapılan çalışmalar sırasında daha önceden bilinen ve tanınan sanığın durdurularak kimlik kontrolü yapıldığı esnada, sanığın görevlilere mağdur ... adına kimlik belgesi çıkartarak ibraz ettiği, ancak daha sonra yapılan mülakatta gerçek kimliğini açıkladığı, sanığın eyleminin bu haliyle Kabahatler Kanunu"nun 40/1. maddesi kapsamında kaldığı, 5237 sayılı TCK’nın 267. maddesinde düzenlenen suçun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; sanığın eylemine uyan 5326 sayılı Kanun’un 40/1. maddesinde öngörülen idari para cezasının miktarına göre 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 20/2-c maddesinde öngörülen soruşturma zamanaşımının, eylemin gerçekleştiği 13/10/2015 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta CMUK"nin 322 ve Kabahatler Kanunu"nun 24. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan, Kabahatler Kanunu"nun 20/1. maddesi uyarınca sanık hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 12/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.