11. Hukuk Dairesi 2018/3839 E. , 2019/5904 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Didim(Yenihisar) 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 03/04/2018 tarih ve 2016/78-2018/104 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin asıl davada davalılar vekili ve birleşen davada davacı ... vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacılar vekili, davacı ... ile davalılar ... ve İsa yağlının davacı Orka Ldt. Şirketinin ortakları olduklarını, davalılar ... ve ...’nın Şirketin faaliyetine uygun olduğunu belirttikleri taşınmazlarını şirkete kiraya vereceklerini belirtmeleri üzerine Şirketin kurulduğunu, kuruluşu takiben 22.11.2010 tarihinde Orka Şti. ile davalı ... ve Şirket ortağı olmayan diğer davalı ... arasında 30"ar yıl süreli iki ayrı kira sözleşmesi imzalanıp tapuya şerh verildiğini, davalı ...’nın babası davalılardan İsa annesi ise davalılardan ...’nın olduğunu, Yatırım aşamasında davalılardan Egemer Şirketinin davacı Orka Şirketine cazip teklif sunması üzerine davacı ...’ün diğer ortaklar ... ve ...’nın onayı ile Şirket adına Egemar Şirketi ile kira kapsamındaki bir kısım taşınmazlar için yap işlet devret modeliyle davacı şirketin menfaatine uygun kira sözleşmesi yaptığını, ancak sonrasında Şirket ortağı ..."nın ehliyetsiz olmasına rağmen hukuka aykırı olarak Orka Şirketinin tarafı olduğu kira sözleşmelerini şirketi temsilen feshettiğini, tapu sicilinden sözleşmelerin şerhlerinide terkin ettiğini, böylece Şirket temsilcisi olan ...’nın şirket menfaatlerine aykırı hareket ettiğini ve dolayısıyla şirketi zarara uğrattığını, sonrasında ise, davalılar Orka Şti. ortağı ... ve ortak olmayan ..."nın aynı taşınmazlara ilişkin diğer davalı Egemar Şti. ile kira sözleşmesi imzaladıklarını, ancak ehliyetsizlik ve muvazaa nedeniyle fesih işlemi geçersiz olduğundan, Egemar ile yapılan sözleşmenin de geçersiz olduğunu ileri sürerek öncelikle davalılardan ...’nın münferiden olan Orka Şirketini temsil/müdürlük yetkisinin tedbiren durdurulmasını, hükümle birlikte müdürlük yetkisinin kaldırılmasını, davacı Orka Şirketinin tüm defter ve belgelerinin dava dosyasına teslimi için şirket müdürü ...’ya muhtıra çıkartılmasını, davalı ...’nın diğer davalılar ... ve ... ile yapmış olduğu kira sözleşmesinin feshine ilişkin protokolün ve kira şerhinin tapu sicilinden terkini işleminin geçersizliklerinin tespitini veya iptalini, davacı Orka Şti’nin tarafı olduğu kira sözleşmesinin yeniden tapu siciline işlenmesini, davalılar ... ve Orka Şti. ortağı davalı ...’nın diğer davalı Egemar Şti. ile yapmış oldukları kira sözleşmesinin ve bu sözleşmenin tapu sicilindeki şerhinin geçersizliklerinin tespitini veya iptalini ve terkinini bu taleplerin kabul edilmemesi durumunda ise, muvazaa nedeniyle aynı taleplerin kabul edilmesini, muvazaa sebebi de kabul görmezse, davacı ..."ün doğmuş doğrudan ve dolaylı zararlarının bilirkişi tarafından belirlendiğinde gerçek miktara yükseltmek üzere şimdilik 20.000,00 TL belirsiz alacağın davalılardan 23.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Asıl davada davalılar vekili davanın reddini istemiştir
Birleşen davada davacı vekili, davacının da ortak olduğu Orka Şirketinin müdürlüğüne münferiden temsile yetkili olmak üzere seçilen diğer ortaklar davalı ... ve dava dışı ..."nın sermaye koyma borçlarını gönderilen ihtarnameye rağmen yerine getirmediklerini, bu nedenle davalının şirket ortaklığından çıkartılması talepli açılan davanın Didim 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20147361 E. sayılı dosyasıyla görüldüğü sırada şirket müdürü olan davalının şirket adına davadan feragat ettiğini ve bu nedenle davanın reddine karar verildiğini, bundan başka davalının vergi borç ve cezaları ile Didim Ticaret Odası aidatlarını ödemediğini, böylece şirketin ve ortak olan davacının zarara uğramasına sebep olduğunu ileri sürerek öncelikle davalının müdürlük görevinden doğan yönetim hak ve temsil yetkisinin tedbiren durdurulmasını, talebin kabulü halinde bu hususun kayıt ve ilanını, davanın kabulü ile davalının temsil yetkisinin kaldırılmasını talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Asıl dava, şirketi münferiden temsile yetkili ve ayni zamanda şirketin ortaklarından olan davalı ..."nın temsil yetkisinin öncelikle detbiren durdurulması, müdürlükten azli, şirket müdürü olarak şirket adına yapmış olduğu şirketin tarafı olduğu kira sözleşmesinin feshi işleminin ve sözleşmenin tapu sicilindeki şerhinin kaldırılması işlemlerinin geçersizliğinin tespiti veya iptali, sözleşmenin yeniden tapu siciline şerhi, diğer davalılar ... ve ...’nın diğer davalı Egemar Şti. ile yapmış oldukları kira sözleşmesinin ve bu sözleşmenin tapu siciline şerhi işleminin de geçersizliğinin tespiti veya iptali, bu taleplerin kabul görmemesi durumunda ise, davacının uğramış olduğu doğrudan ve dolaylı zararların tespiti halinde gerçek miktara yükseltmek üzere şimdilik 20.000,00 TL belirsiz alacağın faizi ile tahsili taleplerine; birleşen dava ise, Orka Şirketini münferiden temsilen yetkili olan şirket müdürü davalının öncelikle temsil yetkisinin tedbiren durdurulması, yargılama sonunda ise temsil yetkisinin kaldırılması taleplerine ilişkin olup, her iki davanın davalıları vekili davaların reddini istemişlerdir.
Mahkemece, davalı Orka Şirketinin ortağı ve müdürü olan davalı ... yağlının iş ve işlemlerinde basiretli bir yönetici gibi davranmadığı, şirketin tarafı olduğu kira sözleşmelerini feshettiği, vergi borçlarını ödemediği, böylece TTK m. 219 da ön görülen şartların oluştuğu, gerekçe gösterilerek asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davada ise davalının iş ve işlemlerinde TTK m. 219 da ön görülen şartların oluşmadığı gerekçe gösterilerek birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davalılar vekili, birleşen davada ise davacı vekili temyiz etmiştir.
Anayasa m. 141, f. 3 hükmü ile, mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılacağı; hükmün kapsamını düzenleyen HMK m. 297 hükmü ile ise, davanın taraflarının ad ve soyadları, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaraları ve varsa kanuni temsilcileri, tarafların iddia ve savunmalarının özeti ve delilleri ile delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri, hükmün sonucu ve sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüpheden uzak gösterilmesinin gerekli olduğu emredici şekilde düzenlenmiştir.
Bu hükümler uyarınca, mahkemece birleşen davanın tarafları ile iddia ve savunmalarının özetleri ve dayandıkları delillerin gerekçeli kararda gösterilip, ayrıca tartışılıp değerlendirilmeleri ve dolayısıyla verilen kararların gerekçelerinin gösterilmesi gerekirken, Mahkemece bu hususlar yerine getirilmeden, asıl davanın yetersiz gerekçe ile kısmen kabulüne, birleşen davanın ise hiçbir gerekçe gösterilmeden ve birleşen dava yönünden deliller toplanıp bilirkişiden rapor bile alınmadan karar verilmesi doğru olmadığından bu yönlerden kararın bozulması, bozma sebebine göre sair temyiz sebeplerinin incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlere binaen, asıl davada davalılar birleşen davada davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın taraflar yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre taraf vekillerinin sair temyiz sebeplerinin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 06/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.