Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/5739 Esas 2014/22697 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/5739
Karar No: 2014/22697
Karar Tarihi: 4.....2014

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/5739 Esas 2014/22697 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/5739 E.  ,  2014/22697 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, hak sahibi tarafından açılan davada, ölüm aylığının kesilmesi yönündeki Kurum işleminin iptali ile kesilme tarihi itibarıyla aylığın yeniden bağlanmasına, Kurumca açılan davada ise yersiz ödendiği ileri sürülen ölüm aylıklar bakımından başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptaline istemine ilişkindir.
    Mahkemece; bozmaya uyularak hak sahibi tarafından açılan dava reddedilip, Kurumca açılan davada istem kısmen kabul şeklinde hüküm altına alınmıştır.
    Hükmün, taraflar avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    ...-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, hak sahibi davacı ve birleşen dava davalısı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    ...-) Kurum vekilinin temyiz itirazı yönünden;Hak sahibine yersiz ödendiği ileri sürülen ölüm aylıklarının yasal faiziyle birlikte kendisinden geri alınması için başlatılan icra takibine yönelik itiraz üzerine açılan davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun icra takip tarihi itibarıyla yürürlükte olan 67. maddesinin ikinci fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın %40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği yönünde düzenleme öngörülmüştür. İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde, yersiz ödenen aylıklar toplamı olan asıl alacağın, icra takip ve dava tarihi itibarıyla varlığı ve tutarının belli ve sabit, dolayısıyla, likit nitelikte olduğu belirgin bulunduğundan, takibe haksız itiraz eden hak sahibi borçlunun, alacaklı Kurum
    yararına hüküm altına alınan asıl alacak tutarının %40’ı oranında tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu, anılan istemin reddi yönünde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    Ne var ki, bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.....2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici .... maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün (...) numaralı bendinde yer alan“Alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminat talebinin reddine” sözcüklerin çıkartılarak yerine “Hüküm altına alınan asıl alacak tutarı üzerinden %40 oranında icra inkâr tazminatının hak sahibinden alınarak Kuruma verilmesine,” sözcüklerinin yazılmasına ve bu şekliyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, 04.....2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.