14. Hukuk Dairesi 2020/3154 E. , 2020/8811 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27/07/2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23/01/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine karar, Dairemizin 28.01.2016 tarihli, 2014/15897 Esas, 2016/1052 Karar sayılı ilamıyla, “...Somut uyuşmazlıkta, tarla niteliğindeki 27.054 m2 yüzölçümlü 397 ada 28 sayılı taşınmazda davacı ve davalı pay malikidir. Davalının bu payı dava dışı önceki paydaşlardan edindiği anlaşılmaktadır. Davalı, davacının önalım isteminin kabulüne ilişkin kararı taşınmazlarda fiili taksim bulunduğunu gerekçesiyle temyiz etmiştir. Önalım davasına konu taşınmazlardaki fili bölüşüm savunması davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re"sen araştırılması gerekir.
Mahkemece yapılması gereken iş, taşınmazda uzman bilirkişilerin katılımı ile keşif yapılarak ve bu konuda tarafların gösterdiği tanıklar dinlenerek ve keşfi izlemeye olanak sağlayacak bilirkişi raporu düzenlettirilerek eylemli bölüşümün bulunup bulunmadığını saptadıktan sonra bir karar vermek olmalıdır.
Mahkemece, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece,fiili taksim nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine karar, Dairemizin 05.04.2018 tarihli, 2017/3706 Esas, 2018/2659 Karar sayılı ilamıyla, “...Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan keşifte davacı tanıkları dinlenmemiştir. Davacı 25.05.2016 tarihinde verdiği delil listesinde tanık deliline de dayanmış, üç tanığın adını bildirmiştir. Davacı tanık delilinden vazgeçmemiştir.Mahkemenin HMK"nın 241. maddesi uyarınca tanıkların dinlenilmesine gerek kalmadığına dair bir kararı da bulunmamaktadır.
Davanın tarafları kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak açıklama ve ispat hakkını da içerir ( HMK md. 27). Taraflar, kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahiptir (HMK md. 189/1). Bu davada ispat yükü üzerinde olan davacının gösterdiği tüm deliller toplanmadan, bildirdiği tanıklar dinlenilmeden karar verilmesi doğru değildir. Bu nedenle Mahkemece mahallinde yeniden keşif yapılarak taraf tanıkları dinlenilmeli, bilirkişilere raporlarında varsa fiili taksime ilişkin özellikle davalıya pay satan önceki paydaşlar ile davacının kullandığı yerlerin gösterildiği izlenebilir kroki hazırlattırılmalı sonucuna göre işin esası hakkında bir karar verilmelidir.
Mahkemece eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulmasına karar verilmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiş, mahkemece 27.07.2020 tarihli ek kararla, kararın miktar itibariyle kesin olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Ek kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1) 27.07.2020 tarihli ek kararın temyiz incelemesi yönünden;
Bir kararın temyiz edilip edilemeyeceği kanun tarafından belirlenir. 1086 sayılı HUMK’nun kanun yolunu düzenleyen hükümlerine göre, kural olarak, ilk derece mahkemelerinin vermiş oldukları nihai kararların temyiz edileceği, istisnai olarak, bazı nihai kararların temyiz edilemeyeceği kabul edilmiştir. Bu istisnalar daima bir kanun hükmüne dayandırılmıştır. HUMK"nun 427/II. maddesinde yazılı kesinlik sınırı menkul (taşınır) mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar ile ilgilidir. Kanunda, taşınmaz malların aynından kaynaklanan davalara ilişkin bir sınırlama getirilmemiştir.
Somut uyuşmazlıkta; dava önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup taşınmazın aynına ilişkindir; böyle bir dava sonucunda verilecek hükmün kesin olması kanuna göre mümkün olmadığından, mahkemece verilen kararın kesin olduğu gerekçesiyle temyiz talebinin reddine dair verilen ek karar usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
Bu itibarla mahkemenin temyiz isteğinin reddine ilişkin 27.07.2020 tarihli ek kararı kaldırılarak işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmiştir.
2)Davalı vekilinin hükmün esasına yönelik temyiz itirazlarına gelince; davalı ...’ın, davacının paydaşı olduğu 397 ada 28 parsel sayılı taşınmazın dava dışı önceki paydaşları...ın paylarını 30.10.2012 tarihinde satın aldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen ilk karar taşınmazın fiilen taksim edildiği iddiasıyla davalı tarafından temyiz edilmiş, Dairemizce mahallinde keşif yapılarak tarafların gösterdikleri tanıkların dinlenmesi, fiili taksim hususunun açıklığa kavuşturulması için hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma sonrası fiili taksim nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada davacının gösterdiği tanıkların dinlenmemesi hatalı olup kararın yeniden bozulmasını gerektirmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında mahallinde yeniden keşif yapılarak hazır bulunan davacı tanığı keşif mahallinde dinlenmiş ve davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemenin fiili taksimin varlığını kabul etmeyen değerlendirmesinin dosya kapsamına ve tanık beyanlarına uygun düşmediği görülmektedir. Dinlenen tanık beyanlarına göre dava konusu taşınmazın davalıya pay satanlar ile davacı tarafından taksim edilerek kullanıldığı anlaşıldığından fiili taksim nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) No"lu bentte açıklanan nedenlerle mahkemenin 27.07.2020 tarihli 2018/411 Esas, 2020/48 Karar sayılı ek kararına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile ek kararın KALDIRILMASINA; (2) No"lu bente açıklanan nedenlerle, mahkemenin asıl kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
24.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.