14. Hukuk Dairesi 2020/846 E. , 2020/8807 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Tereke temsilcisi tarafından, davalı aleyhine 06.05.2015 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesi istenmesi üzerine Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05/12/2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, noter tarafından düzenlenen mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi isteğine ilişkindir.
Tereke temsilcisi terekeyi temsilen ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/3907 Esas sayılı dosyasından aldığı yetkiye istinaden, 26.06.2013 tarihinde vefat eden mirasbırakan ... ile davalının evliliklerinin ... 2. Aile Mahkemesinin 2012/83 Esas 2012/1020 Karar sayılı kesin hükmü sonucunda mutlak butlan nedeniyle iptaline karşın mirasbırakana ait ... 9. Noterliğinin 05.07.2013 tarih ve 14955 yevmiye sayılı mirasçılık belgesinin davalıya pay verilmiş olması gerekçesiyle iptalini ve davalının yer almadığı mirasçılarından oluşan yeni mirasçılık belgesinin verilmesini istemiştir.
Davalı ... ... vekili, evliliğin iptaline ilişkin ... 2. Aile Mahkemesinin 2012/83 Esas ve mirasbırakanın kısıtlanmasına ilişkin ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/3907 Esas sayılı dosyaları kapsamında mirasbırakanın beyanları da dikkate alındığında müvekkilinin iyiniyetle evlendiğinin sabit olduğunu, müvekkilinin kötüniyetine dair bir karar verilmediğinden mirasçılığınn engellenemeyeceğini beyanla davanın reddini savunmuş ve tanık dinletmek istemiştir.
Dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine ilişkin hüküm, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 17.12.2018 tarih, 2016/4728 Esas, 2018/9106 Karar sayılı ilamı ile noter tarafından düzenlenen mirasçılık belgesine sulh hukuk mahkemesinde itiraz edileceğine ilişkin 1512 sayılı Noterlik Kanununun 71. maddesi gereğince bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 71/A maddesinde, noterler tarafından mirasçılık belgesi verilebileceği; 71/B maddesinin 3. fıkrasında, mirasçılık belgesi verilmesinin yargılamayı gerektirmesi, nüfus kayıtlarının mirasçılık belgesi verilmesi konusunda yeterli olmaması veya mirasçılık belgesinin yabancılar tarafından talep edilmesi durumunda, noterler tarafından mirasçılık belgesi verilemeyeceği; 71/C maddesinde, noterlerin verdikleri mirasçılık belgesi hakkında, menfaati ihlal edilenler tarafından sulh hukuk mahkemesine itirazda bulunulabileceği ve sulh hukuk mahkemesinin, itiraz üzerine verdiği kararın bir örneğini ilgili notere ve Türkiye Noterler Birliğine bildireceği hususları düzenlenmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 598. maddesinde, başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verileceği; 145. maddesinin 3. fıkrasında, eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunması durumunda, evlenmenin mutlak butlanla batıl olacağı; 146. maddesinin 2. fıkrasında, mutlak butlan davasının, ilgisi olan herkes tarafından açılabileceği; 147. maddesinde, evlilik sona ermiş dahi olsa, her ilgilinin mutlak butlan davası açma hakkının süreceği; 156. maddesinde, mutlak butlan hâlinde bile evlenmenin, hâkimin kararına kadar geçerli bir evliliğin bütün sonuçlarını doğuracağı; 158. maddesinde, evlenmenin butlanına karar verilirse, evlenirken iyiniyetli bulunan eşin bu evlenme ile kazanmış olduğu kişisel durumunu koruyacağı; 159. maddesinde, evlenmenin butlanına ilişkin davanın sonucunda, evlenme sırasında iyi niyetli olmadığı anlaşılan sağ kalan eşin, yasal mirasçı olamayacağı gibi, daha önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendisine sağlanan hakları da kaybedeceği hususları düzenlenmiştir. Bu yasal düzenleme uyarınca, sağ kalan davalı eşin, miras hakkının tespit edilebilmesi için öncelikle evliliğin akdi sırasında iyi niyetli olup olmadığının tespiti gerekir.
Sağ kalan eşin, miras hakkının bulunup bulunmadığı ölen eşin diğer mirasçılarının doğrudan menfaatini etkilemektedir ve yasal dayanağını 4721 sayılı TMK’nun, 159. maddesinin 2. cümlesinden almaktadır. Başka bir mirasçılık belgesinin iptaline ilişkin yargılamaya dair Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02.11.2011 tarihli 2011/7-695 Esas ve 2011/673 Karar sayılı ilamında, eşlerden birinin henüz iptal davası açılmadan önce ölmüş olması halinde dahi, miras bırakan (ölen eş) ile sağ kalan eş arasındaki evlenme “mutlak butlan” sebeplerinden biriyle sakatlanmışsa, ölen eşin mirasçılarının evlenmenin butlanı nedeniyle iptal davası açabilecekleri ve bunun sonuçlarından doğrudan yararlanacakları belirtilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun belirtilen kararının dayanağı, yukarıda açıklanan Türk Medeni Kanunu’nun 147. maddesidir. Evliliğin sona ermiş olması halinde dahi, evlilik Türk Medeni Kanunu’nun 145. maddesinde düzenlenen mutlak butlan nedeni ile batıl ise, her ilgilinin mutlak butlan davası açma hakkı bulunduğu belirtilmiştir. Mutlak butlanla batıl bir evlenmenin iptalini istemekte, evlilik ölüm nedeni ile sona ermiş olsa dahi, ölen eşin mirasçılarının doğrudan menfaatinin bulunacağı, dolayısıyla bu kimselerin 4721 sayılı TMK’nun 146 ve 147. maddeleri anlamında “ilgili” sıfatına ve doğrudan dava hakkına sahip olduklarını ve bu kimselerin iptal davasını, ölen eşin dava hakkına değil, doğrudan kendi dava haklarına dayanarak açtıkları hususları da Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ilgili kararında belirtilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02.11.2011 tarihli 2011/7-695 Esas ve 2011/673 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, “...Kural olarak, butlan davası sonucunda evlenme sırasında iyi niyetli olmadığı anlaşılan sağ kalan eş, yasal mirasçı olmayacağı gibi, daha önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendisine sağlanan hakları da kaybeder. Bu kural, hem mutlak butlan halinde hem de onun daha hafif bir hali olarak kabul edilen, nispi butlan halinde uygulanmaktadır. Eş ölmeden önce nispi butlan davası açmış olup, dava sırasında ölmüş ise; davaya mirasçıları tarafından halef sıfatıyla devam edilmesi halinde, mirasçıların sürdürdükleri dava artık bir nispi butlan davası değil, davalı eşin iyi niyetli olmadığının tespiti davası sayılır. Öteki deyişle, evlenmenin nispi butlanının dava etme hakkı olan eş dava açmadan önce ölmüşse, bu hak mirasçılara geçmez. Ancak, mirasçılar sadece açılmış olan nispi butlan davasını sürdürebilirler. Evlenmenin mutlak butlanında ise mirasçıların kendi adlarına dava açma hakları bulunmakla, muris davadan önce vefat etse de mirasçıların bunu dava etme olanakları vardır. Mutlak butlan davası ya da tespit davası sonucunda evlenme sırasında iyi niyetli olduğu anlaşılan sağ kalan eş yasal mirasçılık sıfatını korur. Ne var ki, mutlak butlan davası ya da tespit davası sonucunda evlenme sırasında iyi niyetli olmadığı anlaşılan sağ kalan eş yasal mirasçılık sıfatını da kaybeder. Kanunun iyi niyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyi niyetin varlığıdır. Bu sebeple butlan davası sırasında eşlerden birinin ölmesinin yanı sıra eşlerden birinin ölümünden sonra butlan davası da açılmış olması durumunda da sağ kalan eşin mirasçı olması asıldır. Sağ kalan eşin evlilik akdinin kurulması anında iyi niyetli olmadığı, eşlerden birinin ölümünden sonra ilgililer tarafından açılan mutlak butlan davasında kanıtlanmalıdır. Eşlerden birinin ölümünden sonra ilgililer tarafından mutlak butlan davası açılmamışsa, sağ kalan eş evliliğin kurulması anında iyi niyetli sayılır.”
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun belirtilen dosyasında temyiz incelemesine konu dava, mirasçılık belgesinin iptaline ilişkindir. Mirasbırakan ile sağ kalan eşin evliliğinin iptaline ilişkin uyuşmazlık ise, taraflar arasındaki başka bir dava dosyasında görülmüş ve mutlak butlan nedeni ile evliliğin iptaline karar verilerek, karar kesinleşmiştir. Ancak evliliğin iptaline ilişkin yargılamada, sağ kalan eşin evlenme akdi sırasında iyiniyetli olup olmadığına ilişkin bir tespit yapılmamıştır. Buna karşın, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, sağ kalan eşin miras hakkını tespit edebilmek bakımından iyiniyetini, önüne temyiz incelemesi nedeni ile gelen mirasçılık belgesinin iptaline ilişkin davada tartışmış ve çözüme kavuşturmuştur. Yine mirasçılık belgesinin iptali ile yeni mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davada temyiz incelemesi yapan Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 2012/4874 Esas 2012/7155 Karar ve 17.10.2012 tarihli ilamında da, sağ kalan eşin iyiniyetli olup olmadığı hususu çözüme kavuşturulmuştur.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve içtihatlar ışığında somut olaya gelince, ... 2. Aile Mahkemesinin 2012/83 Esas 2012/1020 Karar 14.05.2014 kesinleşme tarihli ilamı ile mirasbırakan ... ile davalı sağ kalan eş ... (...)’ın evliliklerinin mutlak butlan nedeni ile iptaline karar verilmiş ise de Türk Medeni Kanununun 159. maddesi gereğince sağ kalan eşin evlenme akdi sırasında iyiniyetli olup olmadığına ilişkin bir tespit yapılmamıştır.
Davacı, noterin düzenlediği mirasçılık belgesine itiraz etmiş ve yeni mirasçılık belgesi düzenlenmesini istemiştir. Davacının her iki talebi açısından da 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 71/C maddesi ve Türk Medeni Kanunu’nun 598. maddesi gereğince sulh hukuk mahkemesi görevlidir. Mahkemenin görevi kapsamında, mirasçıları ve miras paylarını düzenleyebilmesi için sağ kalan eşin mirasçılığını tespit etmesi dolayısıyla sağ kalan eşin evlenme sırasında iyiniyetli olup olmadığı hususunu çözüme kavuşturması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve içtihatlar doğrultusunda, sağ kalan eşin evlenme sırasında iyiniyetine ilişkin belirleme mahkemenin görevinde olmasına karşın mahkemece aksi yönde gerekçe ile bu hususta bir tespit ve araştırma yapılmaksızın karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de, 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 71/C maddesinde, sulh hukuk mahkemesinin, itiraz üzerine verdiği kararın bir örneğini ilgili notere ve Türkiye Noterler Birliğine bildireceği yönündeki yasal düzenlemenin gereği yerine getirilmemiş ve ... 9. Noterliğinin 05.07.2013 tarih ve 14955 yevmiye sayılı mirasçılık belgesinin iptaline dair hüküm kurulmamıştır.
Açıklanan hususlar üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve kararın anılan gerekçelerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 24.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.Başkan