Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/37004
Karar No: 2012/2606
Karar Tarihi: 1.02.2012.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2009/37004 Esas 2012/2606 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı işçi, özelleştirme sonrasında isteği dışında kamu kurumuna nakledildiğini ve İş Kanunu kapsamında gerçekleşen çalışma süresi yönünden kıdem tazminatına hak kazandığını ileri sürerek, kıdem tazminatının tahsilini istemiştir. Davalı işveren ise özelleştirme sonrasında kendi isteği ile memur statüsüne geçen davacının kıdem tazminatı talep hakkının bulunmadığını ve talep edilen tazminatın zaman aşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir. Yerel mahkeme davacının kamu kurumundan emekli olması halinde emekli sandığı tarafından ödenecek emekli ikramiyesinde ... A.Ş. nezdinde geçen hizmetlerinin hesaba katılmayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Davalı taraf temyiz etmiştir. Yargıtay kararı BOZMUŞTUR. Kararda, zamanaşımı savunmasının geç ileri sürülmesinin incelemeye engel olmadığı belirtilerek, zamanaşımının hizmet aktinin feshedildiği tarihte başladığı ve davanın açıldığı tarih itibari ile 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığı vurgulanmıştır. Ancak, davacı ıslah dilekçesi ile arttırılan
9. Hukuk Dairesi         2009/37004 E.  ,  2012/2606 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA :Davacı, kıdem tazminatı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalılardan ... İşletmeleri Şirketi avukatınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı, davalılardan ... İşletmeleri A.Ş. bağlı olarak işçi statüsünde 24.8.1989- 15.9.1998 tarihleri arasında çalıştığını, Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile ... İşletmeleri A.Ş."nin...Sanayi ve Yatırım A.Ş."ne satılarak özelleştirildiğini, özelleştirme sonrasında 4046 Sayılı Yasanın 22.mad. kapsamında ve isteği dışında kamu kurumuna nakil edildiğini ve İş Kanunu kapsamında gerçekleşen çalışma süresi yönünden kıdem tazminatına hak kazandığını ileri sürerek, kıdem tazminatının tahsilini istemiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı ...Ş. vekili, özelleştirme sonrasında kendi isteği ile memur statüsüne geçirilen davacının kıdem tazminatı talep hakkının bulunmadığını ve talep edilen tazminatın zaman aşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı Başbakanlık ... aleyhine açılan dava atiye bırakılmıştır.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacı işçinin kendi isteği ile kamu kurumuna atandığına ilişkin yazılı bir belge sunulmadığı ,hizmet sözleşmesinin kıdem tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona erdiğinin davalı işveren tarafından ispatlanması gerektiği, davacının kamu kurumundan emekli olması halinde emekli sandığı tarafından ödenecek emekli ikramiyesinde, ... A.Ş. Nezdinde geçen hizmetlerinin hesaba katılmayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davalı ...Ş. vekili temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı ...Ş. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir .
    2- Taraflar arasında, kıdem tazminatı alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.
    Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
    Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
    Zamanaşımı, bir maddi hukuk kurumu değildir. Diğer bir anlatımla zamanaşımı, bir borcu doğuran, değiştiren ortadan kaldıran bir olgu olmayıp, salt doğmuş ve var olan bir hakkın istenmesini ortadan kaldıran bir savunma aracıdır. Bu bakımdan zamanaşımı alacağın varlığını değil, istenebilirliğini ortadan kaldırır. Bunun sonucu olarak da, yargılamayı yapan yargıç tarafından yürüttüğü görevinin bir gereği olarak kendiliğinden göz önünde tutulamaz. Borçlunun böyle bir olgunun var olduğunu, yasada öngörülen süre ve usul içinde ileri sürmesi zorunludur. Demek oluyor ki zamanaşımı, borcun doğumu ile ilgili olmayıp, istenmesini önleyen bir savunma olgusudur. Şu durumda zamanaşımı, savunması ileri sürülmedikçe, istemin konusu olan hakkın var olduğu ve kabulüne karar verilmesinde hukuksal ve yasal bir engel bulunmamaktadır.
    Yasalarda öngörülen zamanaşımı sürelerinin işlemeye başlayabilmesi için öncelikle talep konusu hakkın istenebilir bir konuma, duruma gelmesi gerekmektedir. Yasalarda hakkın istenebilir konumuna, diğer bir anlatımla yerine getirilmesinin gerektiği güne, ödeme günü denmektedir. Bir hak, var olsa bile, o hakkın istenmesi için gerekli koşullar gerçekleşmedikçe istenemez.
    Genel olarak savunma nedenlerinin ve bu arada zamanaşımı savunmasının esasa cevap süresi içinde bildirilmesi gereklidir. Ancak, savunma nedenlerinin ve savunma nedenlerinden olan zamanaşımının yasanın öngördüğü cevap süresi geçtikten sonra ileri sürülmesi, diğer bir ifade ile (savunmanın genişletilmesi), bazı kayıt ve şartlarla mümkündür. Bu tek şart, savunmanın genişletilmesine karşı tarafın (hasmın) muvafakatidir. Eğer karşı taraf savunmanın genişletilmesine muvafakat etmez ve dolayısıyla (savunmanın genişletildiği) yollu bir itirazda bulunursa, o takdirde ancak mahkemenin ileri sürülen savunma nedenlerini (bu arada zamanaşımı savunmasını) incelemesi olanağı yoktur; bu durumda ise mahkeme hemen savunma nedenlerini reddetmelidir. Özetle belirtmek gerekirse, savunmanın genişletildiği itirazı ile karşılaşılmadığı sürece zamanaşımı savunmasının geç ileri sürülmesi, incelenmesine engel değildir.
    Hemen belirtmelidir ki, gerek İş Kanununda, gerekse Borçlar Kanununda, kıdem ve ihbar tazminatı alacakları için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmemiştir.
    Uygulama ve öğretide kıdem tazminatı ve ihbar tazminatına ilişkin davalar, hakkın doğumundan itibaren, Borçlar Kanununun 125 inci maddesi uyarınca on yıllık zamanaşımına tabi tutulmuştur
    Bu noktada, zamanaşımı başlangıcına esas alınan kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı hakkının doğumu ise, işçi açısından hizmet aktinin feshedildiği tarihtir.
    Zamanaşımı, harekete geçememek, istemde bulunamamak durumunda bulunan kimsenin aleyhine işlemez. Bir hakkın, bu bağlamda ödence isteminin doğmadığı bir tarihte, zamanaşımının başlatılması hakkın istenmesini ve elde edilmesini güçleştirir, hatta olanaksız kılar.
    5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7 nci maddesinde, iş mahkemelerinde sözlü yargılama usulü uygulanır. Bu nedenle zamanaşımı def"i ilk oturuma kadar ve en geç ilk oturumda yapılabilir.
    Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder.
    Somut olayda taraflar arasındaki hizmet akdi 15.09.1998 tarihinde sona ermiştir Dava 10/01/2007 tarihinde açılmıştır. Davanın açıldığı tarih itibari ile Borçlar Kanununun 125 inci maddesinde öngörülen 10 yıllık zaman aşımı süresi dolmamıştır . Ancak davacı 15.04.2009 tarihinde davasını ıslah ederek kıdem tazminatı istemini arttırmıştır . Davalı vekili ıslah dilekçesine ilişkin süresi içerisinde zaman aşımı def"inde bulunmuştur. Davanın ıslah edildiği 15.04.2009 tarihinde kıdem tazminatı için Borçlar Kanununun 125 inci maddesinde öngörülen ve fesih tarihinden itibaren işlemeye başlayan zaman aşımı süresi dolduğundan ıslah ile artırılan miktar yönünden zaman aşımı def"inin dikkate alınamaması isabetsizdir.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 01.02.2012. tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi