Esas No: 2021/3093
Karar No: 2021/5297
Karar Tarihi: 10.11.2021
Danıştay 9. Daire 2021/3093 Esas 2021/5297 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/3093
Karar No : 2021/5297
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü - …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … İçecek Sanayi ve Ticaret A.Ş.
(Eski Unvan: … İçecek ve Enerji Hiz. San. ve Tic. A.Ş.)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, amortismanla itfası gereken bazı demirbaş ve gayrimenkullerin, kurum kazancının tespitinde satışların maliyetine dahil edildiği, amortismanla itfası gereken bazı gayrimaddi hakların, kurum kazancının tespitinde doğrudan indirim konusu yapıldığı, dökme rakı üretiminde bulunularak bu ürünlerin kayıt dışı satıldığı, ilişkili şirketten yüksek bedelle arsa satın alınarak ve şirket ortağına faizsiz borç verilerek transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımında bulunulduğu, bu nedenle kurum kazancına 3.170.826,99-TL ilave edilmesi gerektiği, bu matrah farkının 1.279.640,85-TL'sinin geçmiş yıl zararlarından ve 1.891.186,14-TL'sinin 2006 yılından devreden yatırım indiriminden mahsup edilmesi sonucu geçmiş yıl zararlarının 0-TL ve endekslenmemiş yatırım indirim tutarının 5.432.555,39-TL olarak dikkate alınması gerektiği yolunda 2007 yılı kurumlar vergisine ilişkin düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi inceleme raporu uyarınca geçmiş yıllar zararının 0-TL olarak dikkate alınması ve yatırım indirimi tutarının azaltılması işleminin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay Üçüncü Dairesince bir kısım rakı satışının kayıt ve beyan dışı bırakılmasından kaynaklanan kısım yönünden verilen bozma kararına uyarak dosyayı yeniden incelemek suretiyle; bozma kararı uyarınca Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, mali müşavir, gıda mühendisi ve kimyagerden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetince hazırlanarak sunulan 23/12/2019 tarihli raporun uyuşmazlığı çözmeye yarayacak bilgileri içermemesi nedeniyle ek rapor istenilmesi üzerine 25/06/2020 tarihli ek raporun dosyaya sunulmasına karşın, anılan bilirkişi raporlarında davacı şirketin kayıt dışı rakı üretimi olup olmadığı hususunun ortaya konulmadığı, bunun üzerine yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, yeminli mali müşavir ile gıda mühendislerinden oluşan üç kişilik heyetçe 04/12/2020 tarihli bilirkişi raporunun hazırlandığı, anılan raporla açık alanda bekletilen kuru üzümdeki verimlilik oranını 5,67-kilograma çıkaran bir bozulmanın mevcut olması durumunda, bozulmaya ilişkin olarak laboratuvar raporu, heyet raporu veya tutanağının olması gerektiği, dosya içeriğinde böyle bir rapora rastlanılmadığı, kuru üzümde meydana gelen zararın deftere kaydı için takdir komisyonuna başvurulması gerektiği halde buna ilişkin bir belgenin mevcut olmadığı, bu nedenle açık alanda stoklanan kuru üzümün verimlilik oranında azalma olduğu iddiasının uygun bulunmadığı, öte yandan ilgili dönemde kayıt dışı hasılatın olup olmadığının belirlenmesi için üretime sevk edilen hammaddeler ile üretilen mamul miktarları arasında kıyaslama yapıldığı, yapılan hesaplama neticesinde kayıtlara yansıtılmayan ve üretimde kullanılan yaş üzüm ve kuru üzüm suma miktarlarının tespit edildiği, inceleme elemanınca tespit edilen rakı miktarının kayıtlara yansıtılmadığının kanaatine varıldığı, her ne kadar bilirkişi raporuyla vergi inceleme raporundaki tespitler yerinde görülerek 2007 yılı için kayıt dışı bırakılan hasılatın olduğu belirtilmişse de, Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararında da açıkça belirtildiği üzere davacının dönem sonu stoğunda 169.000 Ma litre aporak sumasının mevcut olduğu, üretiminin turlar halinde yapıldığı, üretilen rakının türüne göre değişik sayıda turlarda olabileceği ve kuru üzümün kötü koşullarda saklanmasının verimlilik oranını önemli ölçüde değiştireceği hususlarının randıman hesabı yapılırken dikkate alınması gerektiği, gerek vergi inceleme ve vergi tekniği raporlarında gerek bilirkişi raporlarında bu hususların herhangi bir tereddüte mahal vermeyecek şekilde ortaya konulamaması karşısında, bilirkişi raporlarının hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığı görüldüğünden, uyuşmazlığın Mahkemece yapılacak değerlendirmeyle çözüme kavuşturulması gerektiğinin sonucuna varıldığı, olayda, yaş üzüm ve kuru üzüm verimlilik oranlarının farklı olması ve kuru üzümlerin açık alanda bekletilmesi nedeniyle verim kaybına uğradığı yolunda davacının iddiaları bulunduğundan, kayıt dışı hasılat olup olmadığının kuru üzüm ve yaş üzüm açısından ayrı ayrı irdelenmesi gerektiği, yaş üzüm verimlilik oranı açısından; … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunda, davacıyla aynı sektörde faaliyet gösteren firmalardan alınan bilgilerde ortalama verimlilik oranının 12-13-kg arasında olduğu, üniversitelerden alınan bilgilerde ise yaklaşık 8-17,5-kg arasında olduğu, Tütün Alkol Piyasası Düzenleme Kurulunca genel olarak 8-18-kg aralığı olarak belirtildiği ve bu kurulun … tarih ve … sayılı yazısında 2007 yılı verilerine göre 1 mA litre suma üretimi için kullanılabilecek yaş üzüm miktarının 13,09-kg olarak bildirildiğinden, davacı tarafından 2007 yılı için yaş üzüm için 1 mA litre suma üretimi için 12,65-kg olarak belirtildiği dikkate alındığında, emsal firmalarla Tütün Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu ve üniversitelerden alınan verilerla davacının 2007 yılında bildirdiği yaş üzüm verimlilik oranı arasında uyumsuzluk olmaması nedeniyle re'sen tarhiyat nedeni bulunmadığı, inceleme elemanınca varsayım ve kanaate dayalı olarak tarhiyat yapıldığı, kuru üzüm verimlilik oranı açısından; olayda, davacı tarafından 2007 yılı için kuru üzüm verimlilik oranının 5,67-kg olarak belirtildiği, davacının önceki yıllarda beyan ettiği ortalama ile üniversite, Tütün Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu ve emsal firmalar tarafından bildirilen rakamların 3-3.75-kg aralığında olduğu, dolayısıyla bu rakamlarla 2007 yılı için beyan edilen verimlilik oranı arasında uyumsuzluk olduğunun görüldüğü, her ne kadar bu durum kayıt dışı satış yapıldığı yönünde şüphe uyandırsa da, vergi inceleme elemanınca randıman hesabı yapılırken davacının dönem sonu stoğunda mevcut olan 169.000 malitre aporak suması ile üretilen rakının türüne göre değişik turlarda üretim yapılabileceğinin dikkate alınmadığı gibi kötü koşullarda muhafaza edilen kuru üzümün verimlilik kaybına uğrayacağı hususunun göz ardı edildiğinden, bilirkişi incelemesinde de bu durumun açıkça ortaya konulamadığı, bu itibarla, salt davacının üretime dahil ettiği hammddeler ile üretilen ürün miktarları üzerinden yapılan hesaplamayla bulunan tutarların dikkate alınması suretiyle kayıt dışı satış olduğu sonucuna varılarak yapılan vergi incelemesinin eksik ve varsayıma dayalı olduğu ve kayıt dışı satış yapıldığı yolunda davalı idarece somut bir tespit yapılmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu işlemin Danıştay Üçüncü Dairesi'nce bozulan(bir kısım rakı satışının kayıt ve beyan dışı bırakılmasından kaynaklı hesaplanan matrah farkına ilişkin kısmının) kısmının iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Vergi mahkemesinin Danıştayın bozma kararına uymadığı, 23/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda vergi inceleme raporunda belirtilen hesaplamaların yerinde olduğunun belirtildiği, ara kararla bu bilirkişi raporunun yeterli olmadığından mahkemece tekrardan bilirkişi görevlendirmesi yapıldığı ve yeni bilirkişi heyetince hazırlanan 04/12/2020 tarihli raporda da vergi inceleme raporunda belirtilen hesaplamaların yerinde olduğunun belirtildiği, iki bilirkişi raporunda da aynı şeyler tekrarlanmasına rağmen mahkeme tarafından incelemenin eksik yapıldığı varsayımıyla bu raporlar yok sayılarak hüküm kurulduğu iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: 23/12/2019 tarihli bilirkişi raporunun uyuşmazlığı çözecek bilgileri içermemesi nedeniyle ek raporun istenilmişse de söz konusu raporlarda kayıt dışı rakı üretimi olup olmadığı hususunun ortaya konulamadığı, 04/12/2020 tarihli bilirkişi raporu da teknik yanlışlıklar içermesi sebebiyle hükme esas alınmasının mümkün olmadığı, her iki bilirkişi incelemesinde 169.000 ma litre aporak sumasının yapılan hesaplamalarda dikkate alınmadığı, turlar halinde olan üretimle ilgili açıklamaların bilirkişi raporlarına itiraz dilekçelerinde açıkça hesap edilerek ortaya konulduğu iddialarıyla temyiz isteminin reddi istenilmektedir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'IN DÜŞÜNCESİ: Daire kararında belirtilen gerekçeyle temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı şirket adına, amortismanla itfası gereken bazı demirbaş ve gayrimenkullerin, kurum kazancının tespitinde satışların maliyetine dahil edildiği, amortismanla itfası gereken bazı gayrimaddi hakların, kurum kazancının tespitinde doğrudan indirim konusu yapıldığı, dökme rakı üretiminde bulunularak bu ürünlerin kayıt dışı satıldığı, ilişkili şirketten yüksek bedelle arsa satın alınarak ve şirket ortağına faizsiz borç verilerek transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımında bulunulduğu, bu nedenle kurum kazancına 3.170.826,99-TL ilave edilmesi gerektiği, bu matrah farkının 1.279.640,85-TL'sinin geçmiş yıl zararlarından ve 1.891.186,14-TL'sinin 2006 yılından devreden yatırım indiriminden mahsup edilmesi sonucu geçmiş yıl zararlarının 0-TL ve endekslenmemiş yatırım indirim tutarının 5.432.555,39-TL olarak dikkate alınması gerektiği yolunda 2007 yılı kurumlar vergisine ilişkin düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi inceleme raporu uyarınca geçmiş yıllar zararının 0-TL olarak dikkate alınması ve yatırım indirimi tutarının azaltılması işleminin iptali istemiyle açılan davanın Danıştay Üçüncü Dairesince bir kısım rakı satışlarının kayıt ve beyan dışı bırakılmasından kaynaklanan kısım yönünden verilen bozma kararına uyarak dosyanın yeniden incelenmesi suretiyle kabulüne ilişkin Vergi Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istemine ilişkindir.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyizen verilen karar üzerine yapılacak işlem" başlıklı 50. maddesinde temyiz incelemesi sonucunda verilen kararın, dosyayla birlikte kararı veren mercie gönderileceği, temyiz incelemesi sonucunda verilen bozma kararı üzerine ilgili mercin, dosyayı öncelikle inceleyeceği ve varsa gerekli tahkik işlemlerini tamamlayarak yeniden karar vereceği belirtilmiştir.
Aynı Kanunun "Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Vergi Usul Kanununun uygulanacağı haller" başlıklı 31. maddesinde bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, dosyanın taraflar ve ilgililerce incelenmesi, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler, elektronik işlemler ile ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşma icrasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı, bilirkişilerin, bilirkişilik bölge kurulları tarafından hazırlanan listelerden seçileceği ve bilirkişiler hakkında Bilirkişilik Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren hâller" başlıklı 266. maddesinde mahkemenin, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği, "Bilirkişi sayısının belirlenmesi" başlıklı 267. maddesinde mahkemenin, bilirkişi olarak, yalnızca bir kişiyi görevlendirebileceği, ancak, gerekçesi açıkça gösterilmek suretiyle, tek sayıda, birden fazla kişiden oluşacak bir kurulun bilirkişi olarak görevlendirilmesinin de mümkün olduğu, "Bilirkişinin görev alanının belirlenmesi" başlıklı 273. maddesinde mahkemenin, tarafların da görüşünü almak suretiyle bilirkişinin görevlendirilmesine ilişkin kararında, inceleme konusunun bütün sınırlarıyla ve açıkça belirlenmesi, bilirkişinin cevaplaması gereken sorular, raporun verilme süresi gibi hususlara yer vermek zorunda olduğu, "Bilirkişinin haber verme yükümlülüğü" başlıklı 275. maddesinde bilirkişinin, incelemesini gerçekleştirebilmek için, bazı hususların önceden soruşturulması ve tespiti ile bazı kayıt ve belgelerin getirtilmesine ihtiyaç duyuyorsa, bunun sağlanması için, bir hafta içinde kendisini görevlendiren mahkemeye bilgi vereceği ve talepte bulunacağı, "Bilirkişi açıklamalarının tespiti ve rapor" başlıklı 279. maddesinde mahkemenin, bilirkişinin oy ve görüşünü yazılı veya sözlü olarak bildirmesine karar vereceği, raporda, tarafların ad ve soyadları, bilirkişinin görevlendirildiği hususlar, gözlem ve inceleme konusu yapılan maddi vakıalar, gerekçe ve varılan sonuçlarla, bilirkişiler arasında görüş ayrılığı varsa, bunun sebebi, düzenlenme tarihi ve bilirkişi ya da bilirkişilerin imzalarının bulunmasının gerektiği, azınlıkta kalan bilirkişinin, oy ve görüşünü ayrı bir rapor hâlinde de mahkemeye sunabileceği, bilirkişinin, raporunda ve sözlü açıklamaları sırasında çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hususlar dışında açıklama yapamayacağı; hâkim tarafından yapılması gereken hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunamayacağı, "Bilirkişi raporunun verilmesi" başlıklı 280. maddesinde bilirkişinin, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye vereceği; verildiği tarihin rapora yazılacağı ve duruşma gününden önce birer örneğinin taraflara tebliğ edileceği, "Bilirkişi raporuna itiraz
" başlıklı 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebileceği, mahkemenin, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebileceği, "Bilirkişinin oy ve görüşünün değerlendirilmesi" başlıklı 282. maddesinde ise, hâkimin, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceği açıklanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay Üçüncü Dairesinin 26/02/2018 tarih ve E: 2015/3139, K: 2018/884 sayılı bozma kararında " dosyada bulunan bilgi ve belgelerden davacı tarafından, inceleme elemanının sadece 1. tur üretim için geçerli olan verileri tüm üretime (2. ve sonraki turlar) uyguladığı ve rakı dışında oluşan imbikten çıkan "aporak suma" ve "baş/son ürün" gibi kavramların göz ardı edildiği, üretimin dairesel bir döngü şeklinde olduğu, ancak inceleme elemanı tarafından vergi tekniği raporun ilgili bölümünde rakı üretiminin nasıl yapıldığı tanımlanırken dairesel olduğu imbikten çıkan aporak suması, baş ve son ürün gibi çıktıların sonraki turlara tekrar katılarak üretimin bu şekilde devam ettiği belirtilmesine rağmen doğrusal bir üretim yöntemi uygulanarak randıman gerçekleştirildiği, randıman hesaplamasında vergi tekniği raporunun 10 nolu eki olan tablodaki verilerden kuru üzüm ve yaş üzüm suması üretime sevk edilirken üretime giren diğer girdilerin, dönem sonu stoğunda mevcut olan 169.000 malitre aporak sumasının, üretiminin turlar halinde olduğu, üretilen rakının türüne göre değişik sayıda turlarda olabileceği hususunun randıman yapılırken dikkate alınmadığı, kuru üzümden suma üretimi verimlilik oranına getirilen eleştirinin haksız olduğu ve rapor ekinde ve içeriğinde yer alan 18 Mart Çanakkale Üniversitesi, Ankara Üniversitesi ve Ege Üniversitesinin bildirmiş olduğu görüşlerinde kötü koşullarda saklanan kuru üzümden elde edilecek suma miktarının verim oranını önemli ölçüde değiştireceği bilgisinin gözardı edildiği, Tütün Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun bilgi yazısında da bu hususun belirtildiği, söz konusu verimlilik oranının bekleme süresine göre veriminin yıl bazında değiştiğinin ilgili ticaret odaları ve borsalarından alınan yazılarla ortaya konulduğu, rakı üretim tesislerinin entegre bir şekilde olduğu ve ham madde, yarı mamül madde ve mamül madde hareketlerinin elektronik ortamda kayıt altına alınarak rakı ambar defterine kaydedildiği, üretime giren diğer girdiler olan anason tohumunun, suyun ve şekerin, elektrik tüketimlerinin göz ardı edildiğinin iddia edildiği, davacı iddiaları dikkate alınmak suretiyle konusunda uzman üç kişiden oluşturulacak bir bilirkişi heyetince düzenlenecek rapor değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre yeniden bir karar verilmesinin gerektiği"nin belirtilmesi üzerine bozma kararına uymak suretiyle Vergi Mahkemesince bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, bilirkişi heyetince hazırlanan 04/12/2020 tarihli raporunda "davacı şirketin dönem sonu stoğunda 169.000 malitre aporak sumasının mevcut olduğu, üretiminin turlar halinde olduğu, üretilen rakının türüne göre değişik sayıda turlarda olabileceği ve kuru üzümün kötü koşullarda saklanmasının verimlilik oranını önemli ölçüde değiştireceği" hususlarının herhangi bir tereddüte mahal vermeyecek şekilde ortaya konulamaması sebebiyle bu raporun Vergi Mahkemesince hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığının belirtildiği, bunun üzerine dosyadaki mevcut bilgi ve belgeler değerlendirilmek suretiyle Vergi Mahkemesince uyuşmazlık hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır.
Danıştay Üçüncü Dairesince "davacı iddiaları dikkate alınmak suretiyle konusunda uzman üç kişiden oluşturulacak bir bilirkişi heyetince düzenlenecek rapor değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre yeniden bir karar verilmesinin gerektiği" gerekçesiyle verilen bozma kararı üzerine, Vergi Mahkemesince bozma kararına uyulduğu belirtilerek ve özel ve teknik bilgi gerektirdiği kabul edilmek suretiyle iki defa bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, ancak dökme rakı üretiminde bulunularak bu ürünlerin kayıt dışı satılıp-satılmadığına ilişkin değerlendirmenin yapılabilmesinin bağlı olduğu ve bozma kararında da belirtildiği üzere özel ve teknik bilgi gerektiren "davacı şirketin dönem sonu stoğunda 169.000 malitre aporak sumasının mevcut olduğu, üretiminin turlar halinde olduğu, üretilen rakının türüne göre değişik sayıda turlarda olabileceği ve kuru üzümün kötü koşullarda saklanmasının verimlilik oranını önemli ölçüde değiştireceği" hususlarının belirlenmesine ilişkin eksiklikler ve belirsizlikler bilirkişiye tamamlatılmaksızın, açıklığa kavuşturulmasını teminen bilirkişiden yeni sorular düzenlemek suretiyle hukuki denetime elverişli ek rapor alınmadan, alınan bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığı, "davacı tarafından bildirilen 2007 yılı kuru üzüm verimlilik oranının, üniversiteler, emsal firmalar, Tütün Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu ve davacı tarafından önceki yıllarda beyan edilen rakamlardan yüksek olması kayıt dışı satış yapıldığı yönünde şüphe uyandırmakta ise de, vergi inceleme elemanı tarafından randıman hesabı yapılırken davacının dönem sonu stoğunda mevcut olan 169.000 malitre aporak suması ile üretilen rakının türüne göre değişik turlarda üretim yapılabileceği hususunun dikkate alınmadığı gibi, kötü koşullarda muhafaza edilen kuru üzümün verimlilik kaybına uğrayacağı hususunun göz ardı edildiği, yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde de bu durumun açıkça ortaya konulamadığı görüldüğü" belirtilerek verilen Vergi Mahkemesi kararında usul ve yasaya uygunluk görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/11/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Bilirkişinin oy ve görüşünün değerlendirilmesi" başlıklı 282. maddesinde ise, hâkimin, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceği açıklanmıştır.
Bilirkişi raporundaki görüş Mahkemece serbestçe takdir edileceğinden, uyuşmazlıkta da bilirkişi raporu Mahkemece değerlendirilip dosyadaki bilgi ve belgelere göre sonuca varıldığı için temyiz isteminin esastan incelenmesi gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.