Esas No: 2020/2296
Karar No: 2021/2320
Karar Tarihi: 10.11.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/2296 Esas 2021/2320 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/2296
Karar No : 2021/2320
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU :Danıştay Beşinci Dairesinin 24/10/2019 tarih ve E:2016/58271, K:2019/5611 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin aynı Kurulun … tarih ve … sayılı kararının iptali, bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi ve 6749 sayılı Kanun'un 3. maddesinin 1. fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğundan bahisle iptali talebiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 24/10/2019 tarih ve E:2016/58271, K:2019/5611 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin iddiaları ile davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmemiş,
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamından yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen "ByLock Tespit Tutanağı"ndan, davacı tarafından … ve … GSM numaralarından, … ve … IMEI numaralı cihazlarla ByLock uygulamasının yüklendiği, … GSM numarası ile 12/08/2014-28/02/2015 tarihleri arasında ByLock uygulamasına 2546 kez, … GSM numarası ile 12/12/2014-29/01/2015 tarihleri arasında ByLock uygulamasına 14 kez bağlantı kurduğunun anlaşıldığı,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, tanık ifadelerinin ve davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesine yönelik isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Davacı tarafından, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 3. maddesi ile yeni bir tedbir getirildiğinin Daire kararı ile de kabul edildiği, bu tedbirin Ceza Hukuku anlamında bir ceza olması sebebiyle KHK'nın yayım tarihinden önceki olaylara uygulanma imkanının bulunmadığı, söz konusu KHK'da yer verilen "iltisak" ve "irtibat" kavramlarının muğlak olduğu, FETÖ'nün yasal bir oluşum olarak kabul edildiği dönemde icra edilmiş olan faaliyetlerin, terör örgütü olarak ilan edilmesinden sonraki terör suçlamalarına dayanak yapılamayacağı, tetkik hakiminin düşüncesinin kendisine tebliğ edilmediği, savunması alınmadan işlem tesis edildiği, hakkındaki bütün delillerin dava konusu kararların tesis edildiği tarihte mevcut olmadığı, sonradan çıkan bu delillerin meslekten çıkarma kararına gerekçe yapılamayacağı, ByLock delilinin hukuka aykırı olarak elde edildiği ve delil olarak kullanılamayacağı, çekişmeli yargılama ve silahların eşitliği ilkelerine aykırı olarak ByLock delili ile ilgili verilerin talep etmesine rağmen kendisine tebliğ edilmediği, Dairece söz konusu verilere yönelik bilirkişi incelemesi yaptırılmadan karar verildiği, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun ByLock deliline ilişkin kararının hukuken geçersiz bir karar olduğu, diğer mahkeme kararlarına dayanak olamayacağı, özgür iradeye dayanmayan tanık ifadesinin hukuken hiçbir değeri ve geçerliliğinin bulunmadığı, aleyhine beyanda bulunan tanıkların etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler olduğu, salt kendini kurtarma gayesi ile beyanda bulundukları, hakkındaki mahkumiyet kararının meslekten çıkarma kararından sonra verildiği, bu nedenle söz konusu kararı hukuka uygun hale getirmeyeceği, aynı eylem ya da suçlamalar nedeniyle kişi hakkında iki ayrı yargılama yapılamayacağı gibi iki ayrı cezaya da hükmedilemeyeceği, aynı suçlama ve faaliyetlere dayalı olarak ağır hapis cezasına mahkum edildiği bilinmesine rağmen, Dairece bu gerekçeyle iptal kararı verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, suç ve cezaların geriye yürümezliği ilkesinin, kanunsuz suç olmaz ilkesinin, bağımsız mahkeme ilkesinin, masumiyet karinesinin, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının, ayrımcılık yasağının, eğitim hakkının ve mülkiyet hakkının ihlal edildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a)Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b)Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 24/10/2019 tarih ve E:2016/58271, K:2019/5611 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 10/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.