22. Hukuk Dairesi 2016/10146 E. , 2019/13261 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 07/05/2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili Avukat... ile karşı taraf adına vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek bırakılan günde Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini, tazminat ve ücret alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkili firmada 1997 yılında işe girdiğini, 1999 yılında askerlik sebebiyle iş sözleşmesine son verildiğini ve işçilik alacaklarının ödendiğini, davacının askerden döndükten sonra 2000 yılında ise müvekkili şirkete ortak olduğunu, ortaklık dönemi için işçi-işveren ilişkisi bulunmadığını, davacının işyerinden kendi isteğiyle ayrıldığını, iddia ve taleplerinin haksız olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre ve özellikle; ticaret sicili kayıtlarının incelenmesinden davacının, davalı şirketin ortakları arasında bulunduğu görülmekte ise de, Ticaret Kanunu uyarınca şirketi temsil ve ilzama yetkili şirket müdürleri arasında olmadığı da dikkate alınarak, taraflar arasındaki ilişkinin iş sözleşmesine dayandığı anlaşılmakla, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı noktasında uyuşmazlık vardır.
Somut olayda, Mahkemece, davacının 02/03/2001-01/09/2014 tarihleri arasındaki çalışma dönemi dikkate alınarak, iş sözleşmesinin feshinin haklı nedenle yapılmadığının işveren tarafından kanıtlanmadığı gerekçesiyle, kıdem ve ihbar tazminatı alacakları hüküm altına alınmıştır.
Taraflar arasında, iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmediği noktasında ihtilaf yoktur. İş sözleşmesi işçi tarafından haklı neden bulunduğu iddiasıyla feshedilmiştir. Davacı taraf, noterden keşide ettiği ihtarnamesinde fesih sebeplerini açıklamıştır.
İş sözleşmesinin davacı işçi tarafından haklı neden iddiasıyla feshedilmiş olmasına göre, feshin haklı olduğunu kanıtlama yükümlülüğü davacı üzerindedir. Mahkemece, ispat yükümlülüğünün işveren üzerinde olduğunun kabul edilerek, yazılı gerekçeyle hüküm tesisi hatalıdır.
Diğer taraftan, iş sözleşmesini fesheden taraf haklı dahi olsa, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün değildir. Mahkemece bu yönün de dikkate alınmaması hatalıdır.
Anılan sebeplerle, iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından haklı neden iddiasıyla feshedildiği, fazla çalışma ve tatil ücretlerine yönelik taleplerin reddedilmesine göre bu yönlerden işçi feshinin haklı sebebe dayanmadığı anlaşılmakla; gösterilen diğer haklı sebep iddiaları yönünden işçinin iş sözleşmesini fesihte haklı olup olmadığı, ispat yükümlülüğünün davacı üzerinde olduğu da dikkate alınarak değerlendirilmeli ve neticeye göre kıdem tazminatı talebi bakımından bir sonuca gidilmelidir.
İhbar tazminatı talebi ise, iş sözleşmesini fesheden tarafın haklı olduğu kabul edilse dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmayacağından reddedilmelidir.
3-Çözümlenmesi gereken bir diğer uyuşmazlık yıllık izin ücreti alacağı noktasındadır.
Mahkemece, davacının on üç yılı aşkın çalışma süresi boyunca yıllık izin kullanmadığı kabul edilerek, yıllık izin ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, işçi özlük belgeleri arasında dosyaya sunulan işçi imzalı 05/10/2009 tarihli belgenin dikkate alınmaması hatalı olmuştur. İşçi imzalı 05/10/2009 tarihli belgede, davacının yıllık izin alacağından iki günlük süresi kaldığı ifade edilmiştir.
Davacı asilin, yemininde tüm çalışma süresi boyunca yıllık izin kullanmadığını beyan ettiği görülmekte ise de; bu yemin, söz konusu 05/10/2009 tarihli belgeyle kanıtlananın haricinde kalan yıllık izin süreleri için dikkate alınmalıdır.
4-Islah dilekçesinde, hangi alacak talebi için ne miktarda davanın ıslah edildiğinin ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken, toplam ıslah edilen tutarın yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Davacının aynı davalıya karşı birbirinden bağımsız birden fazla asli talebini aynı dava dilekçesinde ileri sürmesi olarak tanımlanan davaların yığılması (objektif dava birleşmesi) halinde, talep sayısı kadar dava bulunduğu kabul edildiğinden, ıslah yoluyla yapılan değer yükseltiminin ilgili alacak kalemine düşen kısımları ayrı ayrı açıklanmalıdır. Mahkemece, davacı vekiline bu yöndeki eksikliği gidermesi için süre verilmeden davaya devam edilerek karar verilmesi hatalıdır.
Yukarıda yazılı sebeplerden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.